Gerçekten Kaçmak, Popülizme Saplanmak!
Bülent Kuşoğlu

Gerçekten anlamıyorum, siyaset ve medya nelerle uğraşıyor, gerçek ise nerelerde? Genel bütçeler  bir ülkenin kimden ne kadar alıp, kime ne kadar vereceği, kimi zengin kimi idare edeceği, ülkenin hangi yöne gittiği, hukuku, demokrasisi ile ilgili bilgi verebilecek en önemli belgelerdir. Tabi ki rutindirler, tek bir yılı alırsanız çok şey ifade etmeyebilirler ama belli periyotları incelediğinizde çok şey söylerler. Bütçeler sadece ve kesinlikle  rakamlardan ibaret değillerdir.
Peki, neden siyasetçiler bütçeler üzerinden siyaset yapmıyorlar?
Neden gazeteciler, televizyoncular  bütçe konularını haber yapmıyorlar? 
Seçmen neden ilgilenmiyor, diye sormuyorum çünkü siyasetçi ve medya ilgilenmez ise seçmen nasıl ilgilensin?
Ancak, akademisyenler neden ilgilenmiyorlar ya da ilgileniyorlarsa ben neden bilmiyorum,  diye soruyorum ve bunun gerekçesini anlamakta gerçekten zorlanıyorum…
Bakın bu yılın, yani 2016 Yılının Bütçesinde ve 2014 Yılının harcamalarında çok basit, fazla derine dalmadan tespit edilen bir kaç konusuna kısaca göz atalım;
*2014’te Maliye Bakanlığı yedek ödenek için kendisine bütçe kanunu ile tanınan yüzde 2’lik sınırı yüzde 4 aştığı halde ek bütçe yapmayı düşünmemiş. Yine ödenek üstü harcamalar da 14 milyar lirayı geçtiği halde ek bütçe yapmamış. Yani Meclis’e gitmekten imtina etmiş. Her iki durumda gerçekte bütçe ve mali disiplini olmadığını gösteren örnekler.
*Mali disipline aslında uyulmadığını gösteren diğer bir örnek ise bütçe içerisinde özel bütçeler olması ve bunların çoğunun aynı zamanda kamu ihale kanunundan muaf olmaları.
*Kamu borcuna 11 milyar dolardan fazla tutan KÖİ koşulsuz yükümlülükleri eklenmemiş.
*TBMM, Cumhurbaşkanlığı’ndan 6 misli personele ve 550 milletvekiline sahip olduğu halde bütçesi 1 katı büyüklüğünde ve Cumhurbaşkanlığı’nın taşıt sayısı bu yıl alınacaklarla TBMM’den fazla olacak.
*Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı Kredi ve Yurtlar Kurumu 2011’den beri tüm ödenek artırma ısrarlarımıza rağmen bütçeye koydurduğu bina kiralama ödeneğinin 2 veya 3 mislini harcıyor. Bir yıl değil, 2 yıl değil, 5 yıldır böyle.
* Geçen yıl 4.6 milyar dolar harcandığı açıklanan Suriyeli mültecilere bu yıl 8 milyar dolar harcandığı açıklandı, ancak Hükümet detay veremiyor.
*Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı güzel bir Ar-Ge destek projesi açıkladı ve bütçesini yaptı ama ülkenin eğitim politikası maalesef aynı paralelde değil.
*2016 Bütçesine faiz için 56 milyar ödenek kondu ama muhtemelen 58 milyar faiz harcaması gerçekleşecek.
*2016 Bütçesinde en büyük pay Milli Eğitim Bakanlığı’na 76 milyar lira ile verilmiş görünüyor ama öğrenci ve öğretmen sayısı o kadar fazla ki, öğrenci başına harcama da OECD ülkeleri içerisinde en gerilerde kalıyor.
*Başbakanlık, aradan geçen 4,5 yıla rağmen Suriyeli mülteciler için bir proje hazırlamamış ama şimdi proje hazırlıklarına başlayacakmış.
*MİT bütçesi Başbakanlıktan ayrılıp bağımsız olarak bütçede gösterilmeye başlandığı 2006’dan beri yüzde 465 artmış. 352 milyondan 1.6 milyara çıkmış.
*Örtülü ödenek hem Başbakan hem de hiçbir istihbarat görevi olmadığı halde Cumhurbaşkanı tarafından kullanılır olmuş.
*Bu yıl yatırım harcamalarında geçen yıla göre azalma var.
*Galiba dünyada en fazla kamuda taşıtı olan ülke Türkiye. Kamudaki 100 binden fazla taşıta bu yılda 10 bin civarında taşıt katılacak.
Bunlar gerçekten bir çırpıda aklıma gelenler. Hepsi üzerine saatlerce konuşulabilir ve daha bunlara yüzlerce şık eklenebilir. Bu gerçekler varken siyaseti neden polemik ve popülizm üzerinden yapıyoruz?



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/gercekten-kacmak-populizme-saplanmak/4990