Gültekin Avcı Paralel Yapının Suçunu ve Cezasını Yazdı
Alper Tan

Bugün Gazetesi yazarı-eski savcı Gültekin Avcı, 31 Ağustos’ta “Muhalif medyaya operasyon” başlığıyla bir yazı yayınladı. Gültekin Avcı farkında olmadan o yazıda çok önemli ifşaatta bulunuyor..
Gültekin Acı şöyle yazdı:
“Türkiye Fuat Avni’nin “bütün muhalif medyaya operasyon” iddialarıyla sarsıldı. Günlerdir tartışılıyor acaba mümkün mü diye. Böyle bir eylem hukukçuların da isabetle kaydettiği üzere ağırlaştırılmış müebbet hapsi gerektirir. Çünkü örgütlü bir anayasayı ihlal (TCK 309) suçunu oluşturur.”
Çok güzel. İşlenen suçun(!) cezasını da belirlemiş Gültekin Avcı. Şimdi devamındaki paragrafa lütfen dikkat!
Cemaat yazarı Gültekin Avcı diyor ki: “Sırf Saray ve AKP’ye muhalefetleri sebebiyle darbe ve terör suçundan soruşturma açıp muhalif basın ve medyaya el koymak, hiçbir zaman bir tek savcı ve hâkimin işi değildir. Çünkü hiçbir savcı ve hâkim tek başına, ARKASINDA ETKİLİ BİR GÜÇ hissetmeden muhalif basın ve yayın kuruluşlarına operasyon yapmaz, yapamaz. Ve çünkü savcı ve hâkimin giriştiği bu hukuksuzluğun hesabının sorulmayacağının HSYK ve siyasal iktidar tarafından garanti edilmesi gerekir.”
Gültekin bey çok hoş bir tespitte ve hükümde bulunmuş. Bunu keşfettiği için helal olsun eski savcıya..
Hani sayın Gültekin Avcı diyor ya “Hiçbir savcı ve hâkim tek başına, arkasında etkili bir güç hissetmeden muhalif basın ve yayın kuruluşlarına operasyon yapmaz, yapamaz.”
“Hiçbir savcı muhalif medyayı susturmak için HSYK’yı, etkili bir gücü arkasına almadan harekete geçemeyeceğine” göre.. Bir savcı veya hakim, bırakın muhalefeti, hükümeti karşısına alan, onu da bırakın, devleti karşısına alan bir adım atıyorsa bunu nasıl izah edeceksiniz?
1)    7 Şubat 2012’de devletin en hassas ve en önemli kurumu MİT yönetimine operasyon çeken savcı ve hakim acaba hangi gücü arkasına alarak harekete geçmişti?
2)    % 50 oy oranıyla iktidarda olan ülkenin başbakanına ve dört bakanına, 17 Aralık 2013’te, aynı anda operasyon çeken savcılar ve hakimler hangi gücü arkalarına alarak harekete geçmişlerdi?
3)    2014’ün Ocak ayında Adana’da MİT’in Suriye’ye yardım TIR’larına operasyon yapan savcı arkasındaki hangi güce dayanmıştı?
4)    Dışişleri Bakanı ile MİT Müsteşarının en gizli toplantısını dinleyip internette yayınlayanlar, arkalarındaki hangi güce dayanmışlardı?
“Hiçbir savcı ve hâkim tek başına, arkasında etkili bir güç hissetmeden muhalif basın ve yayın kuruluşlarına operasyon yapmaz, yapamaz” diyen çok zeki emekli savcı Gültekin Avcı’nın bu sorulara verecek bir cevabı da vardır mutlaka.. Lutfedip bir cevap verirlerse çok mutlu olacağız ve aydınlanacağız.
Gültekin bey devam ediyor: “Böylece savcı ve hâkimi muhalif medyayı susturmaya sevk eden bu garantörler ve yönlendirme yapanlar Anayasa’yı ihlal için kurulan suç örgütünün azmettirici asli unsurları/yöneticileri olurlar.”
Bu tespit de çok hoş.. Gültekin bey çok doğru söylüyorsunuz! Şunlara da cevap verin. 7 Şubat’ta, 17 Aralıkta, MİT TIR’larına operasyonda “Anayasa’yı ihlal için kurulan suç örgütünün azmettirici asli unsurları/yöneticilerileri” kimlerdi acaba?
Gültekin Avcı, “Sadece anayasal suç örgütünün ve suç aysberginin görünen kısmının savcı olduğu anlaşılırdemiş. 7 Şubat’ın, 17 Aralığın, MİT TIR’larına operasyonun aysberginde görünmeyen kısmında kimler ve nereler vardı?
Cemaat yazarı Eski savcı Gültekin Avcı, “Yargı siyasal iktidarın kılıcı olduysa” diye devam ederek “Böyle kanunsuz bir emri yerine getirenler de ağırlaştırılmış müebbet hapsi gerektiren bu suç örgütü faaliyetlerinde, örgüt üyesi olmaktan kurtulamaz,” “Belli ki bu soruşturma çerçevesinde medyaya çökmek istiyorlar” demiş. Peki, “Yargı bir cemaatin veya örgütün kılıcı” olduysa, buna dönüştüyse iyi mi olur?
Bırakın medyaya çökmeyi “DEVLETE ÇÖKMEK” için yargıyı kullananların ağırlaştırılmış müebbet hapsi gerektiren suç örgütü faaliyetlerinde, örgüt üyesi olmaktan kurtulamayacağının da farkında mısınız?
“Merdi kıpti şecaat arz ederken sirkatin söylermiş” sözü tam yerine oturuyor.
Cemaat yazarı eski savcı Gültekin Avcı, 31 Ağustos’ta Bugün Gazetesi’ndeki yazısında aslında farkında olmadan Paralel savcıların ve Paralel hakimlerin arkalarında bir güce dayandıklarını çok güzel izah etmiş. Bunların işledikleri suçların hangi yasal zemine oturduğunu ve cezalarının neler olduğunu da anlatmış.
Yazıyı bitirirken de Paralel Yapı’nın tarzıyla tehdit etmiş.. “Bedelini bu ülke ağır öder” diyor. Herhalde “Türkiye, bizim ilgilendiğimiz 159 ülkeden sadece birisidir, bunun bedelini Türkiye’ye ağır ödetiriz” demek istiyor olmalı.
Sahi eski savcı Gültekin Avcı, arkasındaki hangi güce dayanarak bu tehdidi savuruyor sizce..



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/gultekin-avci-paralel-yapinin-sucunu-ve-cezasini-yazdi/4828