27 Nisan'da Kim Ne Demişti Hatırlayan Var mı?
Alper Tan

Başarısız olmuş 27 Nisan elektronik darbe girişiminin 8. yılındayız. Ordu içindeki darbeci zihniyet, TSK’nın WEB sitesinden hükumete ve millete muhtıra vermiş ve şunlar olmuştu. “Ankara’da 23 Nisan Çocuk Bayramı kutlamaları ile aynı günde kuran okuma yarışması tertiplenmiş” olması, “22 Nisan 2007 tarihinde Şanlıurfa’da; Mardin, Gaziantep ve Diyarbakır illerinden gelen kız çocuklarının koro halinde ilahi okumaları,” “Ankara Altındağ’da, Kutlu Doğum Şöleni için ilçede bulunan okul müdürlerine katılım duyurusu, Denizli’de İl Müftülüğü’nün düzenlediği etkinlikte ilköğretim okulu öğrencilerinin başları kapalı olarak ilahiler söylemesi,” “Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer beldesinde Atatürk İlköğretim Okulunda kadınlara yönelik vaaz ve dini söyleşi yapıldığı yolundaki haberler,” devleti yıkıcı ve bölücü faaliyetler olarak sayılmıştı?!
Yukarda sayılan bu meşru ve normal etkinlikler “Halkımızın kutsal dini duygularını istismar,” “Devlete açık bir meydan okuma” “Din kisvesi arkasına saklanarak, asıl amaçların gizlenmesi” “Cumhuriyet karşıtı olan ve devletimizin temel niteliklerini aşındırmaktan başka amaç taşımayan irticai anlayış” olarak gösterilmişti.
Muhtıra metninde, hükumet ve millet açıkça tehdit ediliyordu ve şöyle deniliyordu. “Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır.”
Kimlerin neler yaptıklarının ve nasıl bir tavır aldıklarının hiç unutulmaması maksadıyla bu darbe girişiminin 8. yılında TSK içindeki darbeci zihniyetin bu açıklamasını hatırlattıktan sonra bununla ilgili olarak kimlerin nasıl karşılık verdiğini, o darbe girişimine kimlerin nasıl destek verdiklerini de hatırlatmak istiyoruz. Şimdi sıralayalım..
CHP Sözcüsü Mustafa Özyürek, muhtıranın yayınlanmasından hemen sonra NTV’ye telefonla bağlanarak şöyle diyordu: “Tabi bu bir muhtıradır. Hükümetin bunun gereğini yerine getirmesi gerekir.”
CHP Genel başkan Yardımcısı Onur Öymen, muhtıranın ertesi günü; “Genelkurmay'ın tespitleri bizim tespitlerimizden farklı değildir. Altına imzamızı atarız. Türkiye'yi Atatürk düşmanlarına teslim etmeyeceğiz.”
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, muhtıradan sonra verdiği ilk röportajda; “Bu tablonun değişeceğini meydanlar gösterdi. Müdahaleye uğrayan yönetimlere halk sahip çıkmadı. Halkımız devlet organlarıyla çatışanlara sahip çıkmaz. Bu ortamda mağduriyet yok dayatma var. Anayasa Mahkemesi 367 kararını onaylamazsa ülke çatışmaya gider.”
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, muhtıranın ardından ve Anayasa Mahkemesi’nin verdiği 367 kararından sonra: “Gözümüz aydın, Türkiye'nin gözü aydın.”
Prof Dr. Nur Serter muhtıradan bir gün sonra Çağlayan’daki Cumhuriyet Mitingi’nde yaptığı konuşmada; “Genelkurmay Başkanı’na “memur” diyen bir zihniyete karşı TSK’nın önünde, şanlı ordumuzun önünde saygıyla eğiliyoruz. Türk ordusu çok yaşa. Türk ordusu, 27 Nisan’da bizim sesimizi duymuş, bizim sesimize sahip çıkmış, demokrasiye sahip çıkmıştır. 27 Nisan'da Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek iradesine sahip çıkmıştır.”
TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ; “AKP toplumda git gide artan ve TÜSİAD’ın da paylaştığı laik rejimi koruma kaygısını yeterince dikkate almıyor. Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasıyla yaratılan fiili durum demokratik teamüllere uygun değil. Laikliği ve demokrasiyi korumak için bir an önce genel seçimlere gidilmeli.”
Şimdiki CHP milletvekili Oktay Ekşi o tarihte Hürriyet’te; “Bu adı konmamış bir muhtıradır. Genelkurmay Başkanı’nın sözleri gayet açık, eğer demokrasinin kavram ve kuramlarını kullanarak bu cumhuriyetin laik karakterini tahrip etmek onu yıkmak istiyorsanız biz buna müsaade etmeyiz diyor.”
Hürriyet yazarı Tufan Türenç; “Tabi ki bu bir muhtıradır. Bu muhtıranın özü AKP’nin çıkardığı cumhurbaşkanı adayına TSK’nın karşı olduğunu açıklıyor.”
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök; “Demokrasi kaygısıyla, sadece askeri eleştirmek, ne adil, ne yararlı, ne de sonuç verici bir girişim olacaktır. Çünkü o bildiride savunulan görüşler, toplumun önemli bir bölümü tarafından paylaşılmaktadır.”
Sabah’tan Yılmaz Özdil; “Hâlâ deniyor ki, bundan sonraki adım ne olur? Bundan sonraki adım, tank olur. Gücüm var diye dayatırsan, gücü olan sana dayatır.”
Yazar Hıncal Uluç; “Ordu sonuna kadar bekledi.. Gerekli uyarıları en demokratik şekilde yaparak, "Sözde değil, özde" diyerek bekledi.”
O günkü ODTÜ Rektörü Ural Akbulut; “Bu ikinci 28 Şubat’tır, TSK her şeye rağmen soğukkanlı davranmıştır.”
Milliyet Ankara Temsilcisi Fikret Bila; “TSK, türbanın ve temsil ettiği zihniyetin Çankaya'ya çıkmasına karşı ilkesel bir duruş sergilemiştir.”
Radikal yazarı Nuray Mert; “Şimdi Genelkurmay bildirisini öne çıkarıp, bu fetihçi zihniyetin arkasında durmak istemiyorum.”
Sabah Gazetesi’nden Erdal Şafak; “(AB) Olli Rehn beyefendi son olarak Genelkurmay Başkanlığı'nın ‘emuhtıra’sı için esip gürledi… Ama Batı basınında da özellikle son dönemde ısrarla vurgulanan ‘Türkiye’nin laik kurumlarının altının oyulması’ girişimleri için ‘Not ediyoruz’ demekle yetindi.”
Eski MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç; “Kamuoyuna bilgi veriliyor ve bunların gereği yapılmazsa istenmeyen şeylerin olabileceği mesajı verilmek isteniyor.”
27 Nisan müdahalesinin 8. yılında o günleri hatırlatmak ve biz de bugünleri değerlendirmek maksadıyla bunları yeniden kayda geçirmek istedik.
 



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/27-nisan-da-kim-ne-demisti-hatirlayan-var-mi/4674