Söz Dinleyen Türkiye'den Sözü Dinlenen Türkiye'ye!
Alper Tan

Son günlerde Almanya’nın, İngiltere’nin ve ABD’nin Türkiye’yi yıllardır dinlediklerine dair haberler ardı ardına yayına sokuldu. En başta bir şeyi hatırlatalım. Ak Parti iktidarları öncesinde bu dinlemeler yapılmıyor muydu? Yapılıyordu. Peki bu dinlemeler neden böyle boy boy haberler yapılarak deşifre edilmiyordu? Herkes bunu bir düşünsün.
7-8 sene öncesine kadar Türkiye zaten ABD vesayeti altında yönetilen bir ülkeydi. Türkiye’deki her şey ABD-NATO güdümlü gizli Üst Yapı’nın kontrolü altındaydı. ABD ve NATO için gizli-saklı bir şeyimiz yoktu. ABD’nin dinlemeleriyle alakalı haberlere dikkat edilecek olunursa 2006 itibariyle Türkiye’yi dinleme konusunda öncekilere nazaran daha yoğun ve daha özel bir hassasiyetin başladığı fark edilecektir. Çünkü 2006’dan itibaren Türkiye ABD’den bağımsız bir yol çizmeye başlamıştır. Bunu yıllardır anlatıyoruz.
Öncelikle şunun altını kalın çizgiyle çizelim. Tüm ülkelerin dış istihbarat servisleri hedef veya düşman ülkeleri dinlemek ve o ülkelerin gizli niyetlerini, stratejilerini öğrenmek için çalışırlar. Bu servislerin zaten en önemli misyonu budur. “Büyük skandal. Şu ülke bunu dinlemiş” türü haberleri çok fazla büyütmemek gerekir. Bu durum, “Her devletin bildiği bir sırdır.” Hiç kimse unutmasın ki Türkiye’de başka ülkeleri dinliyor. Genelkurmay’dan MİT’e, 2 sene önce devredilen Gölbaşı’ndaki GES’in nasıl işlevinin olduğunu bilmeyen var mı? Şimdi Türkiye çıkıp “Biz de sizi dinliyoruz he he he” mi demeli? Böyle bir şey olur mu?

Almanya’da yayınlanmakta olan Der Spiegel Dergisinin önce “Almanya Türkiye’yi dinledi” haberleri, sonra da “Sadece Almanya değil İngiltere ve ABD de Türkiye’yi dinledi” türünden haberler yapması ne anlama geliyor? Esas buna yoğunlaşmak gerekir.
Herkes bilir ki, Der Spiegel, bir Yahudi kuruluşudur ve yayın ilkeleri arasındaki maddelerden biri “İsrail Devleti’nin çıkarlarını gözetmek”tir. Bu haberlerin zamanlamasına dikkat ediniz! 7 Temmuz’dan itibaren İsrail’in Gazze’ye saldırıları sırasında İsrail tahmin etmediği bir hezimete uğradı. Netanyahu’nun çok övündüğü hava savunma sistemi Demir Kubbe Türk hackerler tarafından delindi. Filistin füzeleri o kubbeyi delerek İsrail tarafındaki hedefleri vurdu. Hamas, tünel kazarak İsrail’in istihbarat merkezlerinden birine girdi ve içerdeki askerleri armut gibi avladı. İsrail’in istihbaratçı generallerinden biri Hamas tarafından kaçırıldı. Türkiye’de çok çok önemli bir hedefe suikast için gelen 5 MOSSAD casusu, ava giderken avlandı. MİT operasyonu ile yakalanıp infaz edildiler.
Cesetler de MOSSAD’a teslim edildi. İsrail, kara birliklerini Gazze topraklarından çekmek ve ateşkes ilan etmek zorunda kaldı. İsrail gazeteleri “Yenildik” manşetleri ile çıktı. Hamas muazzam bir moral elde etti. Hamas’ın başarısı, doğuda da batıda da İsrail’e “One minute” diyen Türkiye’nin başarısı olarak kabul ediliyordu.

Diğer yandan Haçlı ve Yahudi koalisyonunun Türkiye’de sahneledikleri Gezi ve 17 Aralık senaryoları çöpe gitmişti. Cumhurbaşkanlığı seçimi için Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkardıkları Ekmeleddin İhsanoğlu hikayesi de tutmamıştı.
Batı ve Batı’nın Ortadoğu’daki uşağı İsrail inanılmaz bir moral bozukluğu, bunalım ve yalnızlık yaşamaya başladı. Mavi Marmara saldırısı nedeniyle tarihinde ilk kez bir ülkeden üstelik Türkiye’den özür dilemek zorunda kalmış olan İsrail’in karizması ard arda çiziliyordu. Önümüzdeki dönemde İsrail’i daha korkunç günler bekliyor.
Dolayısıyla bu dinleme haberlerinin ardındaki esas niyet, Türkiye’nin itibariyle oynama, Tayyip Erdoğan ve Ak Parti iktidarlarını başarısız ve aciz gösterme, özellikle de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın başarılı bir istihbaratçı olmadığı algısını oluşturma gayretinden ibarettir.
ABD, İngiltere ve Almanya yıllardır dinlemiş de Türkiye’nin hangi projesini engelleyebilmiş, hangi projeyi durdurabilmiştir? Şimdi bu soruya cevap versinler anlayalım. Dinlediler de Türkiye’nin İsrail politikalarını değiştirebildiler mi? Dinlediler de Türkiye’nin Ortadoğu ve İslam dünyasına dönük projelerine mani olabildiler mi?

Bu dinlemelerden anlamamız gereken bir şey daha var. Ve belki de anlamamız gereken en önemli şey budur. Daha önce Batının güdümünde olan ve Batıyı rahatsız etmeyen, AB’nin ABD’nin kapı önünde beklettiği, itip-kaktığı Türkiye, şimdilerde Avrupa’yı da ABD’yi de endişelendiriyor, korkutuyor. Ankara’nın daha neler yapabileceğini herkes merak etmeye başladı. Hadiseye esas bu noktadan bakmakta yarar var.

ABD’nin, Ankara ve İstanbul’daki üslerinden dinleme yaptığı yazıldı. ABD’nin bu şehirlerde zaten üsleri yok. Olmayan üslerden dinleme yapılmaz. Ayrıca dinleme için büyük bir üs de gerekmiyor. Katolik dünyasının lideri Papa Francis “3. Dünya savaşındayız, ama parça parça diyor.” Sizce kime karşı savaştalar? Bunun cevabını 2001 saldırıları ertesinde ABD Başkanı Bush vermişti. Bush, Afganistan ve Irak’a savaş ilan ederken “Bunun bir Haçlı savaşı” olduğunu da eklemişti. İşte o savaş devam ediyor. Bu dinleme olayları da bir “skandal” veya “sürpriz” değil, o savaşın yansımalarıdır.

Ayrıca bu dinlemelerin şimdi ortaya çıktığını söylemek de en hafif ifadeyle “körlüktür.” Siz paralel yapının dinlemelerinin Pensilvanya için yapıldığını mı zannediyordunuz? Cumhurbaşkanını, başbakanı, dışişleri bakanını, MİT müsteşarını, tüm kriptolu telefonları dinleyen paralel örgüt mensupları, zaten bu kayıtları MOSSAD’a ve CIA’ye ulaştırıyorlardı. Almanya Hans’ı, İngiltere John’ı, ABD de Gerorge’u kullanarak dinlemiyordu. Uzaktan, teknolojik dinlemeler dışındaki faaliyetlerde, Türkiye içindeki işbirlikçilerini maşa olarak kullanıyorlardı.

Doğan grubu ve onların ortakları paralel medyanın bu haberleri şişirerek yaptıkları algı faaliyetleri, herkes bilsin ki onların iltisaklı oldukları yerlerin tescili anlamına gelir ve onlarla ilgili algıyı güçlendirir.

Suudi Kral Abdullah, geçtiğimiz günlerde topladığı ABD ve AB elçilerine önemli uyarılarda bulundu. Arabistan Kralı Abdullah "Dünyanın IŞİD tehdidine karşı birleşmemesi halinde, Avrupa ve ABD tehlike altında olacak. Eğer ihmal edilirse, terörizmin bir ay sonra Avrupa’ya ve iki ay sonra ABD’ye sıçrayacağından eminim” diyordu.
Brüksel’de toplanan AB ülkeleri, adım adım Ukrayna’yı istilaya hazırlanan Rusya’ya bir hafta süre verdi. Suudi kral endişeli, ABD ve Avrupa endişeli, Rusya, Ukrayna’da batağa saplanmış vaziyette; o da endişeli.. Batı’yı ve onların piyonu İsrail’i kendi içinde de, dışında da hazin günler bekliyor.
Her türlü fitne-fesat çabalarına rağmen Türkiye ise huzurlu ve rahat. Politikaları ve yeni Dünya düzeni ile ilgili stratejileri tam gaz ilerliyor. Kim kimi ne kadar dinlerse dinlesin. Atı alan Üsküdar’ı geçti. Bu tür algı operasyonları ile Ankara’ya yön verme dönemleri çok gerilerde kaldı. Artık Türkiye benzer yollarla Batı’ya yön verebilme kabiliyetine kavuştu. Bunun örnekleri zaman zaman görülüyor. İlerleyen süreçte daha da hissedilir olacak..
Gelecek yıllarda Türkiye’nin daha da şahlanışını, Batının ise adım adım zevalini izleyeceğiz. Kimse meraklanmasın!
 



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/soz-dinleyen-turkiye-den-sozu-dinlenen-turkiye-ye/4356