İçimizdeki ve Dışımızdaki İsrail
Alper Tan

İsrail
Coğrafi olarak uzun ve dar bir şekle sahip olan İsrail, 470 km. uzunluğunda olup, ülkenin en geniş bölgesi yaklaşık 135 km. İsrail’in yüzölçümü ise 27.817 km². Yahudi şeriatına göre idare edilen Siyonist İsrail, yaklaşık 7,5 milyon nüfusa sahip.

Gazze
Gazze, I. Dünya Savaşı sonrası, İngiliz Mandasına giren Filistin'in bir parçası haline getirildi. 1967 yılında Gazze, Altı Gün Savaşları sonucu İsrail tarafından ele geçirildi. 1993 yılında, şehrin yönetimi El Fetih kontrolündeki Filistin Ulusal Yönetimi'ne geçti. Fakat Hamas, 2007 yılında yapılan seçimleri kazanarak şehri El Fetih'den teslim aldı. İşte o tarihten bu yana Gazze, İsrail tarafından abluka altında tutuluyor.
Akdeniz’in güneydoğu kıyısındaki Gazze, 45 kilometre uzunluğunda, 10 kilometre genişliğinde, kuzey ve doğusunda İsrail, güneyindeyse Mısır’ın Sina yarımadasına komşu bir coğrafya.

2008 ve 2009 saldırıları
İsrail'in 27 Aralık 2008-18 Ocak 2009 tarihleri arasında Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 960'ı sivil toplam 1.434 Müslüman katledilmişti. O zaman İsrail’in katlettiği sivillerin 288'i çocuk, 121'i ise kadındı. 1.606'sı çocuk 828'i kadın olmak üzere 5.303 Müslüman sivil ise bu saldırılarda yaralanmıştı.
Hamas hükümetine göre, bu yıl itibariyle Gazze'de 947 bini erkek, 923 bini kadın 1 milyon 870 bin kişi yaşıyor. 2005 yılında Gazze’nin nüfusu 1 milyon 417 bin olarak belirlenmişti.
Filistin İstatistik Merkezi, 2013 itibariyle 5,9 milyon Filistinlinin yurt dışında mülteci olarak yaşadığını ve bu rakamın 2020 yılında 7,2 milyona ulaşacağının tahmin edildiğini açıklamıştı.
Gazze halkının yaklaşık % 75'i, 25 yaşın altında gençlerden oluşuyor. Bu da yaşlı bir nüfusa sahip Siyonist İsrail hükümetini ciddi biçimde korkutuyor.

7 Temmuz 2014
Bu gün Gazze’de yaşanan dramın en önemli sebeplerinden biri, geçmişte, Tel Aviv ile ilişkileri bozulmasın diye HAMAS’ı dışlayan, Filistin’deki El Fetih yönetimidir. 2007’de El Fetih’le HAMAS arasındaki anlaşmazlığı kullanarak Gazze’li Müslümanlara ambargo dahil her türlü zulmü reva gören İsrail, El Fetih’le HAMAS’ın geçtiğimiz aylarda birleşip, milli mutabakat hükümeti kurmaları üzerine, 7 Temmuz 2014 saldırılarını başlattı. Filistinlilerin birleşmesini engellemek istiyorlar.

Mafyatik terör devleti İsrail’in Müslüman Gazze’ye saldırısında üç hafta geride kaldı. İsrail, Müslümanların en kutsal ayı olan Ramazanda başlattığı soykırım saldırılarını Ramazan Bayramı’nda da arttırarak devam ettirdi. Tel Aviv ve Washington’un içimizdeki paralel uçları, yapılan operasyonlarla adaletin önünde hesaba çekilirken İsrail, Gazze’de çocuk, kadın, sivil demeden toplu katliama başladı.

Soykırım seviyesine gelen bu sistematik katliama dünyada en yüksek mücadeleyi Türkiye yürütüyor. Katar dışındaki diğer Müslüman ülkelerin itirazı, ya sınırlı ve sembolik ya da tepkisiz. Mısır ve Suriye diktatörleri ise Tel Aviv’le ortak hareket ediyorlar.

Siyonist İsrail, Gazze’de okulları, hastaneleri, ambulansları, halka gıda ve ilaç yardımı taşınan tünelleri, şehrin elektrik ve su santrallerini, sivil yerleşim merkezlerini vuruyor. Hatta BM kontrolündeki okulları ve siviller için kullanılan sığınma mekanlarını bombalıyor. Buraların bombalanmasında kullanılan silahlar ve cephanenin ise İsrail’in talebi üzerine ABD yönetimi tarafından gönderildiği ortaya çıktı.

Gazze'deki  BM okuluna atılan ve 19 kişinin ölümüne yol açan havan topunun ABD yapımı olduğu ve geçtiğimiz günlerde İsrail'e teslim edildiği deşifre oldu. 7 Temmuz 2014’te başlayan saldırılardan sonra, 20 Temmuz’dan itibaren ABD yönetiminin, Gazze saldırıları boyunca İsrail'e 1 milyar 225 milyon dolarlık silah sattığı belirtiliyor. Yani o bebekleri öldüren cephane hümanist(!) ABD'den geliyor. Diyalog ve hoşgörü şarkıları söyleyen adanmış ruhları göklere çıkaranların kulaklarına küpe olsun.

Ayrıca ABD'nin İsrail'den Gazze'ye atılan füzelerin devam etmesi için 225 milyon dolarlık ikinci bir ek talep aldığı ve bunun da kongrede onaylanarak sevk edeceği de belirtiliyor.
Peki Siyonist İsrail ve arkasındaki ABD bunu yaparken bizimkiler ne yapıyorlar. Bakın birisi şunları söyleyebiliyor. “Gazze’nin güvenliği için, Erdoğan çenesini kapatmalıdır. …….. Erdoğan’ın tek endişesi Filistin olduğuna göre; kendisine tavsiyemiz çok acil Hamas saflarına katılması, yetmez ise bu örgütün askeri kanadı İzzeddin El Kassam Tugaylarına gönüllü olarak yazılmasıdır. Hiç olmaz söz ve eylemleri arasında bir uyum olacaktır. Hiç olmazsa Türkiye bir musibetten kurtulacaktır." Bunları söyleyen, ne yazık ki Obama değil. MHP’nin başındaki Devlet Bahçeli. Bahçeli’nin saldırdığı kişi katil Netanyahu değil. Katille savaşan Türkiye başbakanı. Tel Aviv’de bile İsrail hükümeti protesto edilirken Türkiye muhalefeti, Ankara’ya saldırıyor. Netanyahu’ya ne gerek var! İçimizdeki İsrail, dışardaki İsrail’den daha tehlikeli.

İsrail ve destekçilerinin tüm yıkım ve katliamlarına rağmen kazanacak olan Gazze, kaybedecek olan ise Siyonist İsrail’dir. 2010’daki Mavi Marmara kahramanları gibi, son savaşta HAMAS da, yazdığı destanla İsrail’in dünyadaki cilalı karizmasını çiziyor. Merak etmeyin. Fazla değil, birkaç sene sonra İsrail, Gazze’nin bugünkü haline düşecek. Gazze’nin de dahil olduğu bağımsız Filistin’in onurlu bayrağı ise Washington ve Tel Aviv dahil dünyanın her yerinde dalgalanacaktır.

Küfür devam eder ama zulüm devam etmez. Bu gün Gazze’ye sahip çıkanlara saldıranlar da herhalde o gün, Filistin’e karşı, İsrail’e gidip MOSSAD’a kaydolurlar.



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/icimizdeki-ve-disimizdaki-israil/4306