CHP, sağ partilerden gelenler için hala bir gurbet.

Bülent Kuşoğlu, Aytun Çıray, Mehmet Haberal, Sinan Aygün ve Turhan Tayan gibi sağ siyasetin önemli isimlerin siyaset tercihi, çeşitli nedenlerden dolayı CHP oldu.

CHP’nin sağ seçmene açılmasını, parti içinde, belki de en samimi isteyen Kemal Kılıçdaroğlu oldu ama nedense, ‘sağ’dan gelen hiçbir vekilini genel başkan yardımcısı yapmadı ya da yapamadı.

CHP, yönetilmesi çok zor bir parti.

İçinde başta ulusalcı olmak üzere irili-ufaklı bir çok farklı dinamik var ama CHP’nin ana dinamiği, sıfır taviz anlayışından geliyor.

Kılıçdaroğlu bir anlamda CHP içindeki koalisyonu yöneten bir genel başkan.

Daha açık yazalım;

Kılıçdaroğlu sahip çıkmasa, CHP’nin ana dinamiği, ‘Sağ’dan gelen milletvekillerini bir kaşık suda boğmak ister.

CHP’nin bu ana nüvesi halen, ‘sağ’dan gelen herkese potansiyel faşist gözüyle bakmaktan vazgeçmedi.

Çekirdekten CHP’li, belki de CHP’nin halka bakan en önemli yüzlerinden olan Gürsel Tekin’i bile aynı CHP dinamiği, 2009 yerel seçimleri öncesinde gerçekleştirdiği çarşaf açılımından dolayı fişledi.

CHP, Mansur Yavaş ve Sabri Erbakan gibi isimlere, sağ vekillere gösterilen tepkisel duruşu göstermedi.

Bu bakış açısında; CHP tabanının, daha doğru deyimle CHP ana nüvesinin kazanmaya kodlanmasının payı var.

CHP'li seçmen profili giderek, ”Her parti varlık nedenini korumalı.” katılığından sıyrılmak istiyor gibi ama CHP tabanında yayılmaya başlayan “sağ duyu” (sol duyu değil!), nedense, parti yönetiminde kendisine yer bulamıyor.

CHP genel merkezi, her fırsatta, sağ siyasetten gelen milletvekillerinin önünü kesme teşebbüslerine devam ediyor.

Çoğu zamanda başarılı oluyor.

İki açık örnek vereyim;

1)   Sağlık Bakanlığı eski Müsteşarı, eski DP genel başkan yardımcısı ve bugün CHP İzmir Milletvekili olan Dr. Aytun Çıray.

Çıray, Müsteşar iken, Kılıçdaroğlu SSK genel müdürüydü.

Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine CHP’ye katılan Çıray’ın İzmir belediye başkan adaylığı için İzmir’in bir çok ilçe başkanı, sivil toplum örgütü liderleri ve güç dinamikleri Kılıçdaroğlu’na gittiler.

Çıray, aday dahi olmadığı anketlerde Kocaoğlu’nun önünde çıktı ama CHP içindeki dar klik yapı, Kılıçdaroğlu’nun önüne duvar oldu.

Aytun Çıray bu gelişmelerden sonra partiye küsmediği gibi kendisine destek olan Kılıçdaroğlu ve teşkilatına teşekkür etti.

2)   4,5 sene Kılıçdaroğlu’nun SSK genel müdür yardımcılığını yapan CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu… Eski DP Ankara il başkanı.

Geldiği günden bu yana kendisiyle uğraşmayan CHP’li kalmamasına rağmen ağzından tek bir sitem dahi duyulmadı.

CHP’nin nelerle uğraştığına karine olsun diye son gelişmeyi yazıyorum;

Kemal Kılıçdaroğlu, Bülent Kuşoğlu’nu Ankara il seçim koordinasyonu başkanı yaptı.

Sizce ne olmuştur?

Yanılmadınız!

Partideki dar klik, “Solcular varken, sağdan gelen Kuşoğlu’na nasıl görev verilir?” diye ayağa kalktı!

Bilmiyorum; “CHP sağcılar için gurbet mi?” soruma yanıt bulabildiniz mi?

*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…