AYN-ÜL YA'KİN'
M. Kürşat Türker

 " Sordum sarı çiçeğe ..." sözleri ile başlayan , diyafram bölgesinden kalbe yol alan meşhur bir ilahiyi söylerdi , bugünün orta yaşlı bey-efendi ve hanım-efendileri .., hüzünlü olmasına rağmen karamsar olmayan , anlam bütünlüğü ile nefislere coşkunluk salan ilahi , esasen zikir halkasının bir çeşit tesbih çekişi idi .., tabii yıllar yıllar evveli .., Kim mi idi dilin şahitleri ..; Mağduriyetlerine rağmen , sırf uzun bir sabır için nefeslerini ve nefislerini tutanlar .., sınıfsal tedhişe mağruz kalırken bir yandan da kutsallarına saygısızlığa karşı tahammülü elden bırakmayanlar .., toplum piramidinin altına itildiklerinden dem vuranlar .., belki de sebep sonuç ilişkisinin doğası gereği ; harama el uzatmaya da gem vuranlar.., tabii olarak genç arkadaşların bilmediği o zamanlar ; olmadığı gibi görünme meziyetinin ayyuka çıkmadığı , takiyyeciliğin vasıflı insanların velayetine geçmediği dönemlerin kayıtlarını sunar .., sunum ayn-ül yakin makamdan olduğundan , bugün yaşanılan birçok sosyopolitik devinimin alt metnini oluşturan "kin" in açığa çıkarılmasının gerekirliliğine de katkı sağlar .., Ve zamanın kayıtlı şahitliği önemlidir ki ; "Benzemeyi istemediğiniz şeye, zamanın refakatinde istemeden benzersiniz ".., Bu insanlar , dervişe meram anlatan sarı çiçeği müdrikelerinin ardiyelerinde nereye hapsettiler bilinmez .., açıklık kazanması gereken soru ; o günlerde zikirlerinden dahi gizleyebildikleri kini ,süveydalarında biriktirmeyi nasıl göze alabildiler ..? Tesbih taneleri birbirine vurdukça neden; daha fazla ses ve hatta kıyıcı bir gürültü ile kayboldu, o sözde zikir ahengi ..?
Modern zamanlarda, yayılmış bir zaman ve hatta "an"a özgü olan yabancılaşma ; mümin adayları olarak başladıkları serüvende inananları ayak bileklerinden yakalamış gözükmekte .., kutsal yalanlar üzerine bina edilen reddiye afişleri ile bir sonraki nesillerini dinden soğutmanın vebalini umursamayanlar, ayn-ül yakin bilgiyi sandıklara sıkıştırmaktan da vazgeçmemiş gözükmekte .., kesif bir buhran kokusu .., Ki , takip ettiğinizde sizi kinin ateşinin geldiği yere ulaştıracaktır o koku... Kağıt paraların istiflendiği ama karakter niteliklerinin kolayca aleve verildiği bu büyük ateş ; sadece ve sadece .., cenneti dünyaya indirmeye çalışan meczupların ,cehennemi yerin dibinden çıkardıklarının delilidir..! Dinine karşı bilinçdışı bir yabancılaşma geçiren kitleleri ısıtmaya devam eden bu kin ateşi daha ne kadar harlanacak bilinmez..? Kul hakkı ihlalleri ve mahrumiyet tecavüzleri çıra olarak ne kadar daha kullanılacak ..? Şimdilik çözülmez .., Ancak mevcut durumda ,İslam algısında oluşan bu tahribatın vebalinin, ahiretten evvel sorumlularının peşinden gitmeye meyledeceğini görmek için de, kahin olmaya yeltenmek gerekmez ..,Kuşkusuz bu konudada vekil sadece Allah olacaktır ...!



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/ayn-ul-ya-kin-/4046