Çin’den havalanan CHP heyetini taşıyan uçağın pilotu, “Trabzon’a iniş yapacağız. Trabzon üzerinden Ankara’ya gideceğiz” diye anons yaptı. Bu anonsla da yetinilmedi ve hostesler, “Yakıt için Trabzon’a ineceğiz” şeklinde uçaktakilere bilgi verdi. Medyada çıkan, “Kılıçdaroğlu’nun uçağı fazla ağırlıktan gerekli yakıtı alamadı” haberlerinden etkilenen CHP kurmayları,  basını yalancı çıkarmak için pilota, “Uçağı direk Ankara’ya indirin” talimatı verdi.

Pilot, bu riskli kararı Türkiye sınırına 50 dakika kala hayata geçirerek rotayı Trabzon yerine direk Ankara’ya çevirdi. Bu riskli bir karardı çünkü, uçağa 100 bavul yerine, 175 bavul yüklenmişti. Tüm bu risklere rağmen CHP heyetinin uçağı kazasız belasız Ankara’ya indi ama uçaktaki yolcuların da hayatı tehlikeye atılmış oldu. 

 

Pilot ve hosteslerin, “Trabzon’a inmeliyiz” kararına rağmen Ankara’ya direk iniş yapmasında, basının, uçağın ağırlığı nedeniyle CHP’ye yönelik eleştirilerini boşa çıkarma gayreti neden oldu. Pilotun bu karar değişikliğinin nedenini soranlara verdiği yanıt da, fıkra gibi; “Rüzgarı arkamıza alıp geldik!”

CHP heyeti Çin’den, ipek yorgan, saat, takı malzemeleri, içki ve elektronik eşyalar aldılar. Gazeteci, iş adamı ve CHP’lilerden oluşan kalabalık heyette Çin’den hiçbir şey almayan iki kişi vardı. Birisi, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, diğeri de CHP Genel Başkan yardımcısı Erdoğan Toprak.