Amerika'dan-3
Bülent Kuşoğlu

Amerika programı hergün yoğun ve öğretici oluyor. Bugün de yani Başkanlık seçimine bir gün kala da oldukça ilginçti. Sabah yaptığımız görüşmeler sonrası bulunduğumuz Ohio, Colombus’a hem Başkan Obama, hem de Başkan Adayı Romney geleceklerdi. Biz de gitmeye karar verdik. İlk toplantı Obama’nındı. Öğleden sonra 14.30’da konuşacağı ondan öncede konserler olduğu söylendi. Gittik. Toplantı şehrin merkezinde 18 bin 500 kişilik bir hokey salonundaydı. Nationwide Arena 3 katlı ve muhteşem bir spor salonuydu. Ağırlıklı olarak genç bir katılımcı grubu salonu doldurdu. Özgür ve rahattılar ama disiplinliydiler. Hiç taşkınlık, kavga hatta rahatsız edici bir hareket olmadı. Beklerken Meksika dalgaları yaptılar, müziğe eşlik ettiler.

Program ABD üzerine yeminle başladı. Biri çıktı önce kendi söyledi, sonra bayrağa yüzlerini dönen insanlar elleri kalplerinin üzerinde hep bir ağızdan yemin ettiler. Sonra milli marşa geldi sıra, bir zenci kadın çok güzel bir şekilde bu zor marşı söyledi. Ayakta sessizce dinlediler. Bir din adamının, daha doğrusu bir din kadının tüm salona bildiğimiz, bizim hocaların yaptırdığı tarzda aminli dua ettirmesi ilginçti. Şimdi, eminim aklınıza hem dua hem de bayrak üzerine yemin etmeleri gelmiştir ve “Amerika dahi bunları yapıyor bizimkiler ulusalcılık veya yobazlık diye küçümsüyor” diyeceksiniz. Haklısınız da burada galiba demokrasi kültürü, birikimi ve niyet önemli…

Daha sonra konuşmalar başladı. Colombus Belediye Başkanı, Eski Ohio Valisi ve şimdiki senatör birer konuşma yaptılar. Konuşmalar çok özlü ve 5’er dakikalıktı. Net olarak belli konuları vurguladılar. Obama döneminde Usame Bin ladin öldü, General Motor yaşıyor, işsizlik çözülüyor gibi…

Obama seçim öncesi galiba 5 sıkıntılı eyalette konuşacaktı. Gecikti tabi. Konuşması 14.30 yerine 16.00’da başlayabildi. Beklerken insanlar müzik dinledi ve bir şeyler yediler. Amerika sürekli yiyen, obezler ülkesi… yanımda oturan 40 yaşlarında ve yoksulluğu belli olan beyaz adam elindeki 2 sosisli sandöviç ve bir kolayı göstererek, “14 dolar aldılar, soyguncu bunlar” dedi. Salon satıcılarını kastediyormuş, konuşurken “Mitt Romney’den nefret ediyorum” dedi. “Neden?” dedim “Çünkü, kürtajı yasaklıyor, sosyal yardımları kesiyor, halkı hiç düşünmüyor” dedi heyecanla.

Daha sonra sırayla Bruce Springsteen ve Jay Z sahne aldılar. İlki Amerikan folk müziğine benzer bir tarzda ikincisi ise hip hop tarzda müzik yapıyor. Springsteen’i duymuştum ama Jay Z’yi bilmiyordum, “Bu Beyonce’un eşidir, burada Beyonce’den daha ünlüdür” dediler. Özel uçağı ile Obama’nın toplantılarına katılıyormuş. Jay Z sahnedeyken ışık ve müzik o kadar güçlüydü ki tüm salon inliyordu diyebilirim. Hatta, abartmıyorum ses basıncı vücudumuzda dahi hissediliyordu. Jay Z, salonu havaya sokunca kısaca anons etti ve Başkan Obama siyah kravatsız bir takım içersinde bir platformun üzerinde yürüyerek konuşma yapacağı kürsüye geldi. Salon yıkıldı tabi. Ama yine asla taşkınlık yok, öpmeğe, sarılmaya kendini göstermeye çalışanlar yok. Çok uzun değil en fazla yarım saat süren bir konuşma yaptı. Başkanın konuştuğu, televizyon kameraları çekerken görünen alana özel seçilmiş tipleri oturtuyorlarmış. Örneğin burada beyaz ve kadınlar öncelikliydi. Slagan ise “Four more years” yani “Dört yıl daha” idi.

Obama’nın toplantısından çıkınca Romney’in toplantısına gittik. O da akşam altıda başlayacaktı ama biz 7’de gittiğimiz halde hala başlamamıştı. Cumhuriyetçilerin toplantısı şehrin biraz dışında havaalanı bitişiğindeydi. Bir hangar toplantı yeri olarak seçilmişti. Futbol sahası büyüklüğündeki kapalı alanda bin kişilik bir türbin yapılmış ve büyük bir ekran konmuştu. 5 bine yakın katılımcının çoğu ayaktaydı. Katılımcılar arasında nerede ise siyah hiç yoktu ve yaş ortalaması bir az daha yüksekti. Ancak, giyim-kuşamlarından daha iyi gelirli oldukları izlenimi veriyorlardı. Burada da benzer bir program vardı ama sanatçı yoktu. Romney hangara üzerinde “Belive in Amerika” yazan bir uçakla geldi. “Show” güzeldi ama çok kişi göremedi. Önce eşi, eldivenli elleri ve şık giyimi ile kısa bir konuşma yaptı. Sonra Romney. Burada slogan “One more day” kaldı idi. Yani bunlardan kurtulmak için bir gün kaldı anlamında bir slogan…

Ben, Nevada, Washington D.C. ve Florida’da seçimi gözleyen biri olarak Obama’nın önde olduğunu sanıyorum. Ancak, seçim bu. Bakalım sonuç ne olacak?   



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/amerika-dan-3/3493