|
|
Faili meçhul soruşturmasında ifade veren tanık M.E: “Yeşil yaşıyor. Adını Hasan Kütük olarak değiştirdi. Süleyman Demirel’in kardeşi Hacı Ali Demirel’le yakın ilişkisi var. Eski Cumhurbaşkanı’na beyefendi diyor” ifadelerinden sonra Yeşil'in yaşadığı kesinleşti. İŞTE O HABER; Yeşil Başkent'te Ortaya Çıktı! http://www.turktime.com/haber/Yesil-Baskent-te-Ortaya-Cikti/111409 27 Ekim 2010 - 12:48 Kimilerinin, “Öldü”, kimi çevrelerin, “Estetik yaptırdı” dediği yeşilin ismini ve yüzünü Türkiye’de bilmeyen yoktur. Yaklaşık 1 senedir yeşilin ( Mahmut Yıldırım) Ankara Filistin Caddesindeki ünlü bir restaurant/bara sık sık gittiğini duyuyordum. 2 sene önce de Yenimahalle de bir Urfa kebapçısına gittiğine dair yoğun söylentiler vardı. Komplo teorileri ete-kemiğe bürünmediği sürece bu bilgilere ihtiyatlı yaklaşırım. Tekrar, “Nasılsınız Mahmut Bey?” dedim. Bu sefer, “Ben Mahmut değilim. 3 çocuğum var. Avukata geldim, beni birisine benzettiniz” cevabını verdi. Kendisine, “Hayır, benzetmedim. Mahmut Yıldırım sizsiniz” derken bu arada aralıksız fotoğraflarını çektim. Resim çekmemden çok rahatsız oldu. Bana, “Sana benzetiyorsun diyorum, laftan anla” yanıtını verdi.Çektiğim fotoğrafları daha sonra Mahmut Yıldırım'ın eski gençlik fotoğrafları ile karşılaştırdım. Aradaki benzerlik müthişti. Kesin bir yargıyla, “Evet, bu adam Yeşil, yani Mahmut Yıldırım'dır” demek mümkün değil ama yüzü, beden dili, ve ismini seslendiğimde geriye dönmesi, fotoğraflarının çekilmesinden rahatsız olmasının izahını yapmak çok kolay değil. Bu yüzden bu bilgileri ve fotoğrafları tarihe not olarak düşüyorum. ÖZEL/TALAT ATİLLA
Oysa Yeşil'in yaşadığını 27 Ekim 2010 tarihinde fotoğraflayarak belgelemiş ve Turktime.com'da yayınlamıştım. Her nedense medya ve siyaset bu haberimi görmezden gelmişti.Ve dün başımdan çok ilginç bir olay geçti.
Tarih 26 Ekim 2010. Yer Ankara Sıhhıye. Saat 14:05.
3 arkadaşımla Adliye binasından Kavaklıdere istikametine doğru gidiyoruz. Sıhhıye köprüsünün altından geçerken aniden çok tanıdık bir yüz dikkatimi çekti.
Kamuoyunda yeşil olarak bilinen Mahmut Yıldırım’a olağanüstü benzeyen bir adam tam da önümden geçiyordu.
Hızlı adımlarla yanına gittim. 2 metre mesafeden, “Mahmut Bey” diye seslendim.
Bana doğru döndü ama kafasını hızlı bir şekilde çevirerek hiç konuşmadan yoluna devam etti. Geriye doğru çekilerek kalabalıkta kendimi kaybettim. 20-25 metre mesafeden tekrar izlemeye devam ettim. Bir iki kez arkasına baktıktan sonra Ankara’nın lüks bir dönercisinin içine girdi. Yanımdaki cep telefonunu çıkararak yanına doğru yaklaştım.
