Hukuk ve Altın
Bülent Kuşoğlu

Bu yazım bayramın ilk iki günü vitrinde olacak. Daha farklı bir konu yazmak isterdim ama konu çok önemli olduğu için es geçmeyeyim istedim. Yine de mümkün olduğunca “light” yazmaya, bayram ve tatil gevşekliğine dikkat etmeye çalıştım.

Dikkat ediyor veya üzerinde düşünüyorsanız Türkiye’nin en önemli sorunlarından birinin, galiba en başta geleninin hukuk olduğunu görürsünüz.  Bazılarımız küreselleşme, çok azımız ise emperyalizm  tabirini kullanıyoruz ama şu kesin ki hukuksuzluğumuzun önemli bir bölümü de dış kaynaklı… Hem ulusal hem de uluslararası süreçteki gelişmelerden dolayı kucağımızda maalesef bir hukuk krizimiz var. Tabi bu diğer taraftan da bir demokrasi krizi…

Son günlerdeki gelişmelere bir bakar mısınız?

İktidarın oluşumunu sorgulayan, Almanya’da tescillenmiş ve iktidarı en tepesindeki kişiye kadar tehdit eden Deniz Feneri davası, önce mümkün olduğunca geciktirildi, şimdi ise mahkeme savcıları görevlerinden alındı. Tam bir skandal. Hayır skandal ötesi. Hukukun ve demokrasinin bittiği yerdeyiz. Ancak, vicdanı ve yüreği olan bir aydın sınıfından yoksun olduğumuz için galiba kimsenin sesi çıkmıyor. Gerçek bir rezalet. Kimse geçmişte şöyle olmuştu, şunlarda şöyle yapmıştı demesin. Halkı soymanın, hele yoksul vatandaşın saf, temiz dini ve milli duygularını sömürerek dolandırmanın ve mahkemeye müdahale etmenin asla mazereti olamaz.

Diğer bir yaşadığımız hukuk rezaleti ise şike soruşturması. Hiç kimse var mı ki şu yaşadıklarımızdan sonra “Mahkeme adaleti sağlayacaktır” diyebilen? Her hal ve karda sonuç toplum vicdanını yaralayacak ve hukuk yerlerde sürünecektir. Adalet asla gerçekleşmeyecektir.

Bir ülkenin genelkurmay başkanı dinleniyor ise bu ülkede başbakan ve cumhurbaşkanı da dahil kimsenin güvenliği ve hürriyeti yoktur demektir. Üstelik iktidar partisinin grup başkan vekili kalkar “Genelkurmay Başkanı’nı yabancı istihbarat örgütleri dinlemiş olabilir” der ve bu da skandal olarak görülmez ise “Sözün bittiği, hukukun ise gömüldüğü” yerdeyiz demektir. Bu olay geçen hafta Türkiye’de gerçekleşmiştir. İlave olarak Genelkurmay Başkanı “Dediklerimin arkasındayım ama bazı bölümleri montaj” diyor. Vallahi vahameti nasıl anlatacağımı bilemiyorum. İfade etmekte inanın zorlanıyorum. Biz muz cumhuriyeti miyiz?

Bunlar hep hukuksuzluktan kaynaklanan skandallar… Tabi ki başkalarını da sayabiliriz.

 Birbirimizi duymuyor, anlamıyor, dinlemiyor ve okumuyoruz. Hukuk sistemi ise aramızdaki sorunları çözmüyor, bilakis artırıyor. Artık, kimsenin kimseyle hiçbir “hukuku” kalmadı… Bu hukuk sistemi ve anlayışı ile geleceğimiz sıkıntılı…

Lütfen konuyu siyasi değil, hukuk gözlüğü ile görün!

Müsaadenizle Bayramınızı kutlamak istiyorum. Allah sevdiklerinizle, sağlıkla nice bayramlara ve hukukun üstün olduğu nice yarınlara ulaştırsın.

Bir de fıkra anlatayım da bu gerginlikten sonra belki bir az tebessüm ettiririm sizi;

Bizim yeni uyanık zenginlerden Talip Beye sormuşlar. “Yarın dünyaya dev bir meteor çarpacak. Okyanuslar taşacak, dünya nüfusunun yarıs‎ı o anda ölecek. Havaya yükselen tozlar dünyayı‎ karanl‎ığa gömecek. Buzul çağı başlayacak, kalanlar da yavaş yavaş ortadan kalkacaklar. İnsanl‎ığın sonu gelecek. Böyle bir felaketi önceden haber alsan ne yapars‎ın?” Talip Bey hiç düşünmeden yan‎ıtlam‎‏ış, "Bütün paramla altın al‎ırd‎ım

Altının kıymetini öğrendik, sıra ne zaman hukuka gelecek?



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/hukuk-ve-altin/2834