1991 Yılında TBMM’de, “Özerklik Kanunu” Kabul Edildi... İmzayı Demirel Attı!
Talat Atilla

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Hakkâri mitinginde, “Yerel yönetimlere özerklik vereceğiz” dedi.

Keşke bu sözlerini Yozgat, Ankara, Kırşehir, Tokat gibi illerimizde söyleyerek yanlış/doğru testini yapsaydı.

Hakkâri’nin bu sözleri alkışlama ihtimali elbette yüksek.

Yanlış ya da doğruluğunun test edileceği en son yer Hakkâri olmalıydı.

Acaba diyorum; CHP’nin Güneydoğu illeriyle ilgili milletvekilleri, Kılıçdaroğlu Hakkâri’ye gelmeden önce Kılıçdaroğlu’nun, “Yerel yönetimlere özgürlük” söylemini el altından Hakkârili vatandaşlarımıza fısıldadı mı?

Hakkâri kalabalığının altındaki neden bu olabilir mi?

Kılıçdaroğlu’nun şahsına olan özel ilginin farkındayım ama bu kalabalık görünenin aksine CHP için pek hayra alamet olmayabilir.

Neyse…

Kılıçdaroğlu özü itibariyle üniter yapıya inanan bir lider. Alt kimliklerini siyasete malzeme yapmadı. En azından şu ana kadar kuşatıcı bir söylemi var.

Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşmanın ne yazık ki bir de yasal bir zemini var.

Yanlış duymadınız!

Yasal…

Hatta uluslararası…

Yerel yönetimlere özerklik kanunu TBMM’den 1991 yılında geçti.

Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Süleyman Demirel imzasıyla…

Diğer imza ise SHP’ye ait.

         

Avrupa Konseyi, 1981-1984 yılları arasında yerel idarelerin özerkliği ile ilgili bazı ilkeleri tartıştı ve bir karar tasarısı hazırladı.

"Yerel idarelerin güçlendirilmesi, özerkliklerinin savunulması, yerinden yönetim ve demokrasi ilkelerine dayanan bir Avrupa'nın kurulmasının temel koşuludur" görüşünden hareketle hazırlanan tasarı daha sonra "Özerklik Şartı" olarak Avrupa Konseyi'nce kabul edildi.

Türkiye, Şartı 1988 yılında imzaladı. 1991 yılında da 3723 sayılı yasa ile TBMM tarafından onaylanması uygun görüldü ve 1992'de 92/3398 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylandı. (Resmi Gazete: 3.10.1992 - 21364) Yani bu yasa AB'ye girmemiz için şart.

Bu yasayı hatırlamadınız değil mi?

Çoğunuzun cevabının, “Evet” olduğuna eminim.

İşte onun için Türkiye’yi lokma lokma yutuyorlar!

 

Bu soru sorulmaz mı?

MHP Başkurt ilçe başkanı Ömer Bozkurt BDP’ye katıldı. Türkiye’de inanılmaz diye bir şey kalmadığı için şaşırmadım.

Beni şaşırtan Can Dündar’ın NTV’de Ömer Bozkurt’la yaptığı canlı yayın sohbeti oldu.

Bozkurt tam 3 kez, “Benim okula giden çocuklarım var, onların ihtiyaçları var. MHP benimle ilgilenmedi” sözlerine Dündar’ın susması…

Oysa Can Dündar’a yakışan, “Sayın Bozkurt, söylediğiniz konu parayla ilişkili. MHP para verseydi BDP’ye katılmayacak mıydınız?” şeklinde stajyer bir gazetecinin bile aklına gelebilecek soruyu sorması gerekmez miydi?

Gerekirdi.

Peki, niye bu basit soru sorulmadı?

Bilmiyorum…

Ben yine de iyi niyetle Can Dündar adına bunun bir nutuk tutulması olduğuna inanmak isterim!

En doğru cevabı yine de Can Dündar verecektir?

 

Akinan

Akşam ilginç bir gazete.

Bazı günler akıl dolu manşetleriyle göz doldurursa da, rüzgârda savrulan yaprak gibi hangi dala konacağı belli olmuyor.

Bir gün AKP’ye çakarken, diğer gün CHP’nin yelkenini şişiren bir gazete konumuna gelebiliyor.

Bu tavrı tarafsız olmaya çalışan bir gazetenin çabaları olarak algılamaya çalışıyorum ama bu kadar savrulan bir gazete için, “Duruşu yok” ifadesinin daha uygun olacağını düşünüyorum.

Bu savrulmada grup lokomotifliğini Güneş’e kaptırmanın etkisi var ama daha derinde bir boş vermişliğin parmak izleri görünüyor.

Son örnek Serdar Akinan.

Özellikle SKY Türk’te beğendiğim ve belki tarihe geçen belgesellere imza atan Akinan PKK’nın lideri Murat Karayılan’la röportaj için Kandil’e gitmiş.

Kusura bakmasın ama böyle röportaj olmaz.

PKK adeta bir siyasi parti gibi Akinan’ın dişe dokunur tek sorusu olmadan gazeteye reklâm vermiş.

Akinan şimdi belgesel çekiyormuş.

Önerim; başladığı belgeseli bitirince, bir de, “Bir gazetecinin savrulma hikayesini” belgeselleştirsin.

Kaynak sıkıntısı da çekmez!

 

 

Seçim sonuçları şöyle olur…

Aslında her seçimin bir sürprizi vardır. Tam da bundan dolayı hiçbir tahmin cuk diye oturmaz.

O zaman seçimin sürprizini tahmin edeyim;

Birinci sürpriz;

CHP…

İkinci sürpriz;

MHP…

 

Seçim tahminlerimin fena olmadığı söylenir. Bakalım bu sefer ne kadar tutacak?

 

CHP beklenilenden fazla oy alacak. Şu anki tahminim yüzde 30,5

MHP de beklenilen oyunu aşacak. Şu anki tahminim yüzde 13,5

AKP beklenilenin altında oy alacak. Şu anki tahminim yüzde 41

BDP 27 milletvekili çıkaracak.

AKP 295, CHP 158, MHP’de 67 milletvekili çıkaracak.

Bu tahminlerimi elimde sağlıklı hiçbir veri olmadan yapıyorum.

Eskilerin deyimi ile “hissi kalbel vuku” yani…

Seçim sonuçlarına göre kalbimi ne kadar temiz tuttuğumu da test etmiş olacağım!



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/1991-yilinda-tbmm-de-ozerklik-kanunu-kabul-edildi-imzayi-demirel-atti/2676