MİT Müsteşar Adayının Önü Nasıl Kesilir? 2 Gazeteci Yeter!
Talat Atilla

Kulislerde Emre Taner sonrası MİT müsteşarının kim olacağı tartışılıyor. Son günlerde 42 yaşındaki Hakan Fidan’ın Taner sonrası MİT Müsteşarlığına getirileceği yönünde sık sık haberler okuyoruz.

Hakan Fidan’ın Başbakan’ın aklındaki adaylardan birisi olduğu doğru ama bazı medya organlarının Fidan ismini tek ve alternatifsiz sunmaları basının klasik devlet yönetme iştahının yeniden kabardığını gösteriyor.

Hakan Fidan değerli ve genç bir bürokrat. Yükselmeye namzet bir geçmişi, bilindiği kadarıyla da mütevazi bir yaşamı var (dı).

Ta ki; kendisinde büyük güçler vehmeden bazı gazetecilerin kendisini Başbakan Erdoğan’a pazarlamaya çalışmasına kadar.

Şunu not alın lütfen;

Hakan Fidan MİT Müsteşarı olamazsa, aşağıda kaleme alacağım gelişmeler yüzünden bu koltuğu teğet geçecek.

Önemli sayılacak bir gazetenin yayın yönetmeni, tanıştığı ve iyi anlaştığı Hakan Fidan’ı basın yoluyla Erdoğan’a pazarlama gayretine girer.

Başbakan’ın Fidan’la ilgili haberi okuduğu zaman, “Ne zamandır MİT Müsteşarını medya seçer oldu” tepkisi verdiğini sağlam kaynaktan öğrendim.

Erdoğan’ın bu tepkisinden cesaret alan yakın çalışma arkadaşları Başbakan’a yeni bilgiler vermek için araştırmaya koyulurlar.

Çok geçmeden taze ve önemli bilgiler ardı ardına gelir.

Hakan Fidan’ın,  kısa bir süre önce aralarında bir gazetenin genel yayın yönetmeni ve muhafazakar medyanın çok önemli bir isminin de olduğu kişilerle yemek yediği bilgisi Başbakan’ın önüne gelir.

Tabi yemekte nelerin konuşulduğu da…

Başbakan, bu sıkı fıkı ilişkiden hoşnut kalmaz.

Başbakan’ı yakından tanıyanların kesin ve ortak görüşü şudur;

Başbakan yetkisini paylaşmaktan nefret eder…”

Hakan Fidan’ın masum düşüncelerle yediği yemek,  kendi inisiyatifi dışında çıkan haberler ve bazı gazetecilerin işgüzarlığının Fidan’ın işini zorlaştırdığını söyleyebilirim.

 

DP

Cindoruk tecrübeli bir devlet adamı ama iradeli bir lider değil.

Mülayim ruh hali gerektiğinde masaya yumruk vurmasına engel.

Durum böyle olunca DP beklenen sıçramayı bir türlü gerçekleştiremedi.

Gerçekleştirecek gibi de görünmüyor.

Anketlerde 2-3 skalasında görünüyor.

Daha şimdiden parti içerisinde 4-5 grup oluştu.

Mesut Yılmaz’ın partiyi ele geçirmeye çalıştığını Cindoruk dahil herkes biliyor.

Erken seçimin artık sürpriz olmadığını gören DP dinamikleri bu gidişe dur demek için harekete geçmeli.

DP bu haliyle başka bir partiyle ittifak yapmak için bile cazip değil.

Şu anda bulunduğu lig, BBP’le eşdeğer.

Hatta BBP daha hareketli.

Hiç değilse onların Alperen’leri var!

Ya DP’nin?

CERN

CERN deneyi konusunda dersime çalıştım. Önce kısa bir özet yapalım;

CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) projesinin amacı, “büyük patlama” sonrasında yaşanan yüksek enerji ve yüksek yoğunluğu yaratmak.

Bu deney 3 soruya yanıt arayacak:
Birincisi, maddeye kütle kazandıran parçacık olan “Higgs parçacığı”nı bulmak, “Büyük Patlama” teorisini ispatlamak.
İkincisi “karanlık madde”nin ne olduğunu anlayabilmek. Evrenin yaklaşık yüzde 30’unun “karanlık madde”den oluştuğunu biliyoruz. Fakat ne olduğunu, içeriğini bilmiyoruz. Buradaki amaç yüksek enerjiye ulaşıp “karanlık madde”yi deneylerde ortaya çıkarıp özelliklerini ölçmek.
Üçüncü olarak da, fizik kanunlarına göre evrenin yarısının anti maddeden oluşması gerekiyor. Ama evrende anti madde yok denecek kadar az. Çünkü her parçacığın bir anti maddesi var. Evren bu kanunun üzerine kurulmuş. “Büyük patlama”dan sonra bu anti maddeye ne oldu? Bu sorunun yanıtı aranacak. Maddenin ve evrenin nasıl oluştuğu anlaşılacak.

Anlaşılacak dediğime bakmayın siz;

Bir çok kişi, bir çok şeyi, ya da hiçbir şeyi yine anlayamayacak.

Bu deneyi ısrarla Allah’ın varlığının ispatı ya da yokluğunun (Haşa) delili olarak sunan yüzlerce makale okuyacağız.

Hani bir vakitler Genelkurmay açıklamalarında muhalefet ve iktidar aynı anda, “Ahan da size mesaj veriyor” derler ve muhtıra’lar öksüz kalırdı ya…

Aynen öyle işte…

Madem mankenler yılın gazetecisi oluyor;

Madem gazeteciler hükümet kuruyor;

Madem at izi it izine karışmış;

Bir kez de ben haddimi aşayım;

Bilimin geldiği son nokta; Kainatın büyük bir patlamayla meydana geldiği yönünde.

Adı üstünde; PATLAMA

Tüm patlamalar yıkıcıdır, düzen bozucudur, kaos getirir.

Kainatın en büyük patlamasının, kainatın ilk evresinde meydana geldiğini bizzat bilim söylüyor.

Kainatın kendi kendine oluştuğunu iddia etmek, evinizin ortasına yerleştirilen atom bombasının patlamasından sonra, evinizdeki düzenin aynı kaldığını iddia etmekle eşdeğerdir.

Şöyle diyelim;

Tüm patlamalar yıkıcıysa, kainatın en büyük patlamasından, kainatın en büyük düzeni nasıl oluşabilir?

Işık hızıyla ilerleyen ama birbirine çarpmayan yıldızlar, tepemize dikilen güneşin bize hangi mesafede ve hangi derecede ısı ve ışık vereceğini bilmesi gibi yüzlerce örnek işte bu patlama sonrasında gerçekleşti.

Size bir sır vereyim; Tesadüf, şeytanın uydurduğu bir yalandır. Şeytan bu yalana inanana,”Kıs, kıs” güler.

 

 

 



Sayfa Adresi: http://www.turktime.com/yazar/mit-mustesar-adayinin-onu-nasil-kesilir-2-gazeteci-yeter/2211