Şimdi Ergenekon davasının 342'nci delil klasörüne de giren Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin (ÇYDD) uygulamaya koyduğu Kardelenler Projesi'nin PKK'ya kadro yetiştirdiği iddiaları bilinmeyen şeyler değil. Konuya birazcık eğilip emek verecek herkesin tespit edebileceği o kadar çok ipucu var ki, Prof. Dr. Türkan Saylan'ın başında bulunduğu ÇYDD'yle, PKK'nın siyasallaşmasına destek verdiği gerekçesiyle yollarını ayıran Ayşe Asuman Özdemir, Kardelen Projesi kapsamında yetiştirilen kızların DTP üzerinden PKK’ya sivil kadrolar yetiştirdiğini çözümlemek için dahi olmaya gerek yok. Ayrıca Türkan Saylan'ın 'Protestan misyonerliği' yaptığını ortaya atan ve bunun MİT raporuyla tespit edildiğini Mahkeme kararıyla tescil edildiğinin üzerinden neredeyse iki yıl geçti. Şimdi gündeme getirilen “Dünya Kiliseler Birliği ile başlangıçta Amerikan Board üzerinden daha sonra da direkt ilişki içinde bulunduğu ve Protestan misyonerliği yaptığı bilinen Sağlık Eğitim Vakfı, 20 Nisan 2001 tarihli MİT raporunda Protestan misyonerliği yaptığı belirtilen Saylan'ın başkanlığını yaptığı, Asuman Özdemir'in “Kardelenler Projesi” kapsamında DTP ve onun üzerinden PKK'ya kadro yetiştirdiği, ÇEV gibi şaibeli ve AB'den beslenen dernek vakıf ve diğer her türlü birlik”lerin dokunulmazlıklarına dokunacak, “siz ne iş yaparsınız?” diye soracak bir merciin olmaması Türkiye Cumhuriyeti’nin acizliğinden, kendi ayağına kurşun sıkmaktan başka bir şey değildir. Dernekleri denetleme görevi bulunan İçişleri Bakanlığı, Vakıfları denetleme görevi bulunan Vakıflar Genel Müdürlüğü bunlarla da ilgilenme ihtiyacı duymazlar mı? Onlar duymuyorsa, Devlet Denetleme Kurulu’nun Türkiye Cumhuriyeti’ndeki misyonu nedir, merak ediyorum.