... bu refleksi geliştiremeyişleri tartışılmalıdır. Tam da meslek ve kişilik olarak hak ve adaletten başka hiç bir şeye bağlı olmaması gereken hakim ve savcıların, belli kişi veya gruplara bağlı bir düşünce mekanizmasına sahip olmaları, hukuk devletinde kabul edilemez. Savcı ve hakimler bilmelidirler ki, Tanrısal bir yetki kullanmaktadırlar. Hak ve adalet dağıtmak Tanrı'nın işidir ve dünyada bu yetkiyi hakim ve savcılar ile avukatlar kullanmaktadırlar. Bu sorumluluğun bilinciyle yaşamalıdırlar.

Hangi sistemi düzenlerseniz düzenleyin, bütün sistemleri insanlar işletir. Önemli olan insan malzemesidir. Halen başbakana veya cemaat anlayışına göre atanabilecek hakim bulunabilmesi tartışılmalıdır. Darbe dönemlerinde darbecilere göre yargılama yapan hakimlerin varlığı da tartışılmamıştır. Siyasi otoriteye boyun eğmeyecek hakim yetiştiremeyişimiz tartışılmamıştır. Türkiye'de tüm meslek örgütleri, meslekleriyle beraber Türkiye'yi koruma refleksi geliştirebilirken, hakim ve savcıların bu refleks

Sibel Hanımın yazısını ilk defa okuyorum, Helal olsun... Güzel kaleme alınmış ve dolandırmadan, direk meselenin ne olduğu anlatılmış. HSYK düzenlemesini cemaatin desteğiyle AKP anayasa değişikliğini halk oyuna götürerek yapmadı mı? Şimdi işte bizim usul "ileri demokrasi"nin nimetlerini görüyoruz, gerekirse anayasa bile yapboza dönebilir. Neden? Yapılan düzenleme, yapana acı vermeye başladı da ondan. Peki bunun çözümü nedir? İleri demokrasiden gerçek demokrasiye bir an evvel geçmektir.

Hüseyin Çelik milletin yüzüne baka baka “Avrupa’daki çoğu ülkede HSYK gibi bir kurul yok, bütün savcı ve hâkimleri adalet bakanı atar” diye hiç sıkılmadan nasıl da sallıyordu! Merak ediyorsanız şu linke tıklayıp Avrupa Ülkelerinde bizdekine benzer yüksek hakimler savcılar dan oluşan kurullar var mı yok mu, oralarda savcılar ile hakimler nasıl seçilir, nasıl atanır, Akp nin yalancı sözcüsü nasıl palavra sıkıyor anlayın! İyi ki internet diye bir kaynak var elimizde de böylesi yalanları yutmuyoruz! http://www.abgm.adalet.gov.tr/e-kutuphane/avrupa%20birli%C4%9Fi%20%C3%BClkelerinde%20hakim%20savc%C4%B1%20atamalar%C4%B1.pdf

Çok güzel yazmışsınız

Sibel hanım başbakanımız Suriye'nin acilen çok partili sisteme geçmesini istiyormuş.Geçmeli tabiki.Bunu demokrasiyi içine sindirmiş biri dese bir anlamı olur.Demokrasiyi tek partili sistemmiş gibi kullanmak isteyen ve fırsatını yakaladıkçada aynen tek parti gibi ayar veren bir lider söyleyince anlamlı sözlerin bile değeri kalmıyor..

Ellerinize sağlık sayın yazar.Gözlerden kaçırılmak istenen konuları ço güzel açıklıyorsunuz.Bu arada bir zamanlar "yetmez ama evetçiler"vardı,Akp'nin gazına gelip.Neredeler hiç sesleri çıkmıyor.Bu olanlara da yetmez ama evet diyecekler mi acaba?Bir de çok merak ediyorum gelecek yerel seçimlerde,Apoyla masaya oturup pazarlık yapan AKP'ye MHP camiası ya da milliyetçi olanlar oy verecekler mi?Dağda mücadele eden ve etmiş olan Mehmetçiğe selam olsun,iyi ki varsınız...LAL

İşine gelmeyince hukuku tanımayan akp iktidarı işine gelince nasıl da kanundaki boşlukları kullanıyor... hukuk bile artık çıkarlara göre kullanılır oldu. Ondan sonra gelsin hukuk devleti gitsin hukuk devleti diye mangalda kul bırakmayan hamaset dolu sözler. Pınar

Sibel hanım hem bir hukukçu gözüyle olayları değerlendirdiginiz hem de cozum önerileri sunduğunuz yazılarınız benim için çok faydalı oluyor. Kaleminize sağlık