1514 yılında Yavuz Sultan Selim'in Kudüs ve çevresini fethetmesi ile birlikte, Filistin toprakları için 400 yıl sürecek huzur ve güvenlik dönemi başladı.
Bunun en büyük nedeni, Osmanlı'nın Müslümanlar tarafından yönetilen bir İslam devleti olmasına karşın, tebasını zorla İslamlaştırmak gibi bir amaca sahip olmamasıydı. Aksine, Osmanlı Devleti, gayrimüslimlere de güvenlik ve huzur sağlamayı, onları adaletle ve İslam idaresinden razı olacakları şekilde yönetmeyi hedefliyordu. Oysa aynı dönemlerde dünya üzerindeki diğer büyük devletler çok daha katı, baskıcı ve müsamahasız bir yönetim anlayışına sahipti. İspanya Krallığı, İber Yarımadası'nda Müslümanların ve Yahudilerin varlığına tahammül edememiş ve her iki topluma karşı büyük bir vahşet uygulamıştı. Diğer pek çok Avrupa ülkesinde Yahudilere sadece Yahudi oldukları için baskılar uygulanıyor (örneğin gettolara hapsediliyorlar), hatta kimi Yahudiler zaman zaman toplu katliamlara (pogromlara) hedef oluyorlardı.