Yavv arkadaş,sizlerde hiçmi haya ve ar yok.İnsan biraz ÖZELEŞTİRİ yapar.Bahsettiğin kişilerin ve dahi bizatihi siz,dönün 28 ŞUBAT SÜRECİNDE attığınız MANŞETLERE bakın,yazdığınız köşe yazılarına ve yaptığınız yorumlara bakın.Sizin ARŞİVLERİNİZİ biz tuttuk.Siz kendi arşivlerinizi tutma zahmetinde bulunmadınız mı?İnsan olan utanır be dostum.28 Şubat ZÜLMÜNÜN faillerine ve bu ZULME ortak olan zalim darbecileri,BAĞIMSIZ Türk yargısının ÖNÜNE çıkaracağız.Buna hiçbir güç engel olamayacaktır.H.Tahsin.

Ülkemizde ne yazık ki, her dönemde çoğunluk hep güçlüden yana olmuştur. güçlüden değil, güçsüzden yana olması karalanacak değil, alkışlanacak şeydir.

Sustular sanki konuşmak eskiden kolaydı.Gazeteciler andıçlanırken hangi gazeteci durun "bu adamlar arkaşımız" dedi.İşlerini kaybederken kimler kapılarını açık tuttu.Arşivler ortada kim ne demiş biliniyor.

Sayın Rahmi Turan, esasında siz, adınızın da o isimler arasında olması gerektiğini düşündüğünüz için mi bu kadar mantıktan uzak tepki verdiniz. Hem demokratlıktan dem vuracak ve hem de bir dönemin karanlık ilişkilerinin açığa çıkmasını isteyenlere böyle saldıracaksınız. Yapmayın, bari seslendiremediğiniz doğruları söyleyenleri paylamaktan vazgeçin.ömür dediğiniz nedir ki,artık bu millete doğruları söyleyerek borcunuzu ödeyin.

(2) Değerli,"Misafir, 08 Mart 2012 Perşembe 11:53" Bu doğrultuda devletle iş yapan gazete sahibi bir olayı anlatırken nasıl tarafsız kalabilecektir. Burada ismini açık veremiyoruz ancak araç üreten iki büyük grubun devletle büyük hacimli iş yaptığını biliyoruz. Düzen bu olunca kamuoyu gerçekler hakkında bilgi sahibi olamamakta ve tepki gösterememektedir. Örneğin, Bugün "28 Şubat"la ilgili yazılanlar o gün yazılsaydı ülkemiz büyük ekonomik yıkımlara girmeyecekti. (Canmehmet)

(1) Değerli,"Misafir, 08 Mart 2012 Perşembe 11:53" Bilirsiniz gazeteleri; olaylardan-olanlardan bilgi sahibi olmak ve (kanaat önderlerinin)ki, yazarlarda topluma yön veren kanaat önderlerindendir. Onların olayla ilgili görüşlerini öğrenmek için (satın)alırız. Bunların yanında (yayınlanan)gazeteler günümüzde ticari faaliyeti olan şirketlerin bünyesinde faaliyet göstermekte, yazarlarda ücretli çalışanlardır. Biliyoruz ki, gazete sahipleri devlet ihalelerine girmekte ve devlette iş yapmaktadır...

Esata bile ilham kaynagi olmus fanilerin neyini savunuyorsunuz.Rejimin kaymagini yiyenlerin sonunun geldigini anlamaya calisin.Hem darbe anayasasi hemde onlarin yalanlari halkta bikkinlik meydane getirdigini yapilan secimlerden görmemek gibi gaflet ve delalet icinde olmamalari gerekiyordu.Imanla yalan, iftira ile Kuran bir arada bulunmaz imis..

15 yıl gecikme olmuş olabilir. ama bu ayıp bari hiç açmayalım bu konuları diyerek mi kapatılır. bu hesaplaşma çok daha önce yapılmalıydı. geç kalındı ama yanlış değil. herkes hesap verecek.

yapmayın rahmi bey. her şeyi yapacak edecek bazı gazeteciler ama hiç hesap sorulmayacak öyle mi? bunu mu demek istiyorsunuz? bunlar şimdi talimat mı aldı diyorsunuz. ama o dönem talimat alan gazetecilere hiç laf etmiyorsunuz. lütfen tutarlı olun

Canahmet haklı olabilirsiniz ama Rahmi Turan bir köşe yazarıdır,köşe yazarı yorum yapar.Haberci ve gazete haberi verirken yorum yapmaz,doğru.

Gazete ve gazeteci yorum yapmaz. Yapmaya da bir hakkı bulunmamaktadır. Yorum, kişisel kanaattir, yeterli bilgiye sahip olmayan insanları yönlendirebilir. Gazetelerin çıkışında okuyucuya sadece (ham) bilgi vermek vardır. Bu anlayış Fransız ihtilal arefesinde, kamuoyunun okuduklarından etkilendiği keşfedildiğinde değişir ve o günden beri gazeteciler bilgi vermemekte, okuyucuyu amacı doğrultusunda şartlandırmaktadır. Aynı haberi Cumhuriyet ve Vakitte okuduğunuzda neye inanacaksınız? (canmehmet)

Değerli yazar, "Hiçbir toplum böyle hesap sorma şeklinde geçmişle kavga ederek huzur ve mutluluğa kavuşamaz! Görüşüne katılmıyoruz. Geçmişi ve sorunlarıyla yüzleşmeyen veya yüzleşme cesareti bulamayan toplumlarda, ne devlet-millet kaynaşması olabilir, ne de vatandaşlar arasında bir samimi ortam. Bu nedenle yeni anayasa vatandaşın düşünce ve ifade hürriyetini teminat altına almalı, ülkede tabu, konuşulması yasak hiçbir olay kalmamalıdır. Eğer, bilgi toplumu olmayı düşünüyorsak. (Canmehmet)

Ayda alinan 15.000 dolar aylik..her sene alinan 1,5 milyon dolar pirim size neyi hatirlatiyor..? Bunun cevabini verecek kadar kara Muratliginiz varsa buyurun verin.Veremezseniz sizin Kara Muratliginiz sadece romanlarda ve kägit üzerindedir.1453

Her sey sirayla parayla degilki.Cok güzel yillar gecirip köselerinizde milletin diniyle inanciyla ugrastiniz.Bir aci gercekle karsilasacaginizi bilmeniz gerekirdi.Eden bulur ve buldunuz.

Müslüman mahallesinde salyangoz satmanin bir getiriside olmaz,satanlarida bir gün bu salyongozlari sana kim verdi diyede sorarlar..bundan gocunmanin bir mantigida yoktur.Bir aile düsünün,erkek kardes kamu alanina yani kislaya gitmek mecburiyeti var,kiz kardesinin inandigi gibi okuluna gitme hakki yok,sizin mantiginiza göre bu bir adalettir öylemi..? Iste böyle bir gün gelir her kes sacinin renkini görür.Bu günleri ben rüyamda, sizde tatbiki olarak görseniz inanmazdiniz emi..? 1453

bu şu anlama mı geliyor gazeteci her haltı yer hesap vermez onun için her devirde her şey mübahtır. Ya da şu anlamdamı o zamanlar hepimiz bir haltlar yedik bir sıralamaya başlarlarsa hepimizi yanarız yapmayın

Turkiye ordusunu basın idare edemez.Türkiye ordusu NATO'ya bağlıdır.Tek başına hareket edemez.Nato bulunduğu ülkelerde gerek gördüğü her türlü MODERNİZASYON çalışmalarını yapmaktadır.Bu konuda üye ülkelerin kırmızı çizgileri nedir bilmiyorum.

15 yıldır bitmeyen hesaplaşma hakkaten sıktı artık. 28 şubat bin yıl süğrecek demişlerdi ya, o galiba şöyle oldu: 28 şubatla hesaplaşmak bin yıl sürecek.

15 yıl içinde güçlenmek için beklediler. şimdi o kadar kendilerinden eminler ki her türlü insafsızlığı yapabileceklerini ve yanlarına kar kalacağını biliyorlar. istiyorlar ki öten tek horoz kendileri olsun, başka sese tahammül edemiyorlarr. o kadar kıstılar doymadılar. ama yakında kusacaklar.

ne farkları var 28 şubatçılardan bu dinci ama kinci gazeteci-yazarların? demek ki imkanları olsa kendilerinden başka kimseye nefes alma hakkı tanımayacaklar

bunlar şimdinin aslan demokratları. ama demokratlıkları meslektaşlarını jurnallemeye gidecek kadar kin dolu. sevsinler böyle demokratları

Sn R.Turan bey.Dünyanın en aşağılık ve ÇUKUR yapıları,Darbe ve darbecilere çanak tutan,aracı olan,köprü olan aşağılık yapılardır.Bu tür aşağılık çukur yapıları,mutlaka ve mutlaka YARGININ önüne çıkarıp,gerekli hukuki cezalara çarptırmak bir İNSANLIK görevidir.Darbeci ve Cuntacı GÜRUHUN yaptıklarını görmezlikden gelip,onları cezalandırmamak,insanlığa karşı en büyük ihanettir.Zira darbeci-cuntacı medya mensupları,Faizci maşası,Millet düşmanıdır,HALK düşmanıdırlar.H.Tahsin.

(3)Ülkeyi yöneten bir lider, gazetecilerin öyle olmadığı halde "Şeriat gelecek" söylentilerine vereceği cevap:"Gün gelecek, rektörler başörtülü kızlarımızın önünde selam duracak" derse.Gazeteci abartılı bir şekilde "şeriat gelecek" diye yazbilir.Gazetecilerin öngörüsünü ülkeyi yönetenlerinkinden fazla olmasını kimse beklemesin.

(2)Bize kendisine sunulan seneryolarda oynayacak bir YILDIZ değil,seneryoyu kendisi yazmasını bilen,yazarken yaşadığı coğrafyanın geçmişini, geleceğini öngören,sosyal tehlikelerinden haberdar,zayıf yönlerini yok emeye çalışan,kazanmayı hedefleyen,yönetmen gerekirse oyuncu kadar karizmatik

(1)Bu tür yazılar aslında iktidar olmuş gelmiş geçmiş tüm siyasiler için HAKARETTİR.Onları,içleri boş "KARİZMA" dan ibaret varlıklar haline sokuyor.Bu yazıların tercümesi şudur:İktadara talip lider bir film yıldızı gibi parlar, sonra verilen seneryoları oynar.Seneryo'yu yazanlar oyunda başarısız bulurlarsa başlarından def ederler.Eğer öyleyse zaten hiç olmamış bir şeye ağlamaya ne luzüm var...

Resmi tarih (uydurma tarih) bu ülkenin arşivlerinden temizlenmeden ve henüz I.Dünya savaşı bitmeden İngiltere ve ABD tarafından 5-8 Ocak 1918'de alınan kararların (Örn; Wilson ilkeleri) doğrultusuna bu ülkenin bir kurtuluş savaşı (Resmi tarih böyle demektedir) yapmasına rağmen hiç bir kararı değiştirilmeden nasıl uygulandığı? 1923'de İmzalamış Lozan antlaşmasının aslında çevre düzenlemesi! olduğunu, gerçekte Fransızlarla 1921, İngilizlerle 1926'da imzaladığımızın gerekçeleri nedir?(canmehmet)

Bir gün gelecek devran dönecek.Bu yalaka ve yandaş gazeteciler o zaman ne yapacaklar.O zaman da kim iktidarda ise ona yalakalık yapacaklarını düşünüyorlarsa (ki bu tipler öyledir) yanılıyorlar.Şimdi canı yananların onları rahat bırakacaklarını sanmıyorum.Ülkeyi terk etmeyi planlıyorlarsa o başka.Araplar onları kabul ederler mi acaba.

sayın turan bunlar mu memleketi israile paşkeş çekmedilermi bankalar soyunmadımı bunlar kullanıldı şimd işleri bitti ihtiyaç ta kalmadı

Aslında ülkede değişen bir durum yok. Örneğin; Bir büyük grup (TV ve gazeteleri var) Orduya yüzlerce milyon dolarlar araç-gereç, diğer bir büyük grupta (TV ve gazeteleri var) ne bulursa onu satmaktadır. Ne demişler, Davud'un ekmeğini yiyen Davud'un kılıcını sallar! Bu ülkede günde 30 milyon (gerçek) gazete, Yılda 500 milyon (birilerinin yazdırmadığı) kitap satılmadan (halk bilinçlenmeden)daha demokrasiyi-bağımsız tarafsız yargı ve medyayı çooook bekleriz. (canmehmet)