Sn Canmehmet,siz önce mükkemmel Demokrasiye ulaşın,sonrasında GÜÇLÜ DEVLET de peşinden gelecektir.Dolaysı ile GÜÇLÜ ORDU da peşi sıra gelecektir.Bundan şüpheniz olmasın.Kuzey Koreninde "Güçlü Ordusu" var,sorsanız "Güçlü Devlettir" fakat Kuzey Kore halkının açlıktan NEFESİ kokuyor.Tıpkı bizim "Ulusalcı sürü tahifesinin" hayallerini süsleyen,1990 lara kadar Sosyalizim ile yönetilen SSCB nin durumu gibi.H.Tahsin.

Güçlü ordu bir ülkenin bağımsızlığının teminatıdır. Ancak güçlü ordu için, güçlü ekonomi; Güçlü ekonomiler için de, eğitimli ve donanımlı halk olmalıdır. Özetle, üretken ve bilinçli olmayan halkların ne ekonomileri, ne de orduları güçlü olmayacaktır. Osmanlı kaybetmeye başladığında çözümü Batının askeri gelişmelerini takip etmekte bulur. Ancak güçlü ekonomi olmadığı için borçlanır ve batar. 300 yıldır aynı yerdeyiz. Hala "Güçlü ordu-güçlü Türkiye" Diyoruz. Eğitimli halk-güçlü ordu! (Canmehmet)

İnsan olmanın özelliği farkında olmak; farkında olmanın temelinde ise bilinç vardır. İnsanlar nasıl bilinçlenir? İnsan öğrenerek, aydınlanmakta-bilinçlenmektedir. Ancak, öğrenmek bir talep işidir. Şu sorgulanabilir; "Neden çoğunluk öğrenmeye talepte bulunmamaktadır?" Bu aşamada "eğitim" devreye girmektedir. Eğitim de ailenin verebileceği bir davranış-düşünme biçimidir. Özetle, Ailelerin kalitesi, devletin de kalitesidir. Aile, "anne" demek; eğitimli anne, eğitimli devlet demektir.(canmehmet)

ögretmenlerde kaliteli ögrenci" bugün ülkemizde asgari ücretle dersahanesi parasi yetistirme telasinda olan ebeveyinler nicin milli egitime baski yabip bu cetrevelin önüne gecmiyor..! birileri halkin parasina ortak olsun diyemi..??? yakin cevremden biliyorum,soruyorum yiyen tahsilin ne..gerilerek lise diyorlar,birakin bayagi kesiri onu bunu vallahi 4 islemi bilmiyorlar.Sayin yazarim lütfen bu ise bir el atin-3- 1453

tarihten bir örnek vereyimde konu tamamiyla anlasilsin.Almanya ve Fransa birbiriyle pekte anlasamayan iki ülkeydi.yapilan savaslarda kaybeden hep Almanyaydi.Bunun böyle gitmiyecegini yenilmenin bir kader olamayacagini ve nasil bir yöntemle bu nakus talihi betaraf edilebilecegini ilk gören kisi SÖVALYE BISMARCK´tir.Preusen Krali Bismarck,ilk önce ise ögretmenleri tekrar okul siralarina gönderip egitime tabi tutmustur.Onun bir meshur sözü vardir"Ülkem ilk önce kaliteli ögretmen, kaliteli 2- 1453

Bir kac haftadir ülkenin gündemini mesgul eden 4/4 dörtlüge yorum yazip yazmama konusunda trettüt edip durdum,yapilan yorumlari görünce iste bu analizi yazmak bana vacip oldu diye klaviyenin basina oturdum.Ülkemizde sizinde yakindan bildiginiz gibi bütcenin neredeyse %42 SAVUNMAYA HARCANIYORDU,simdiki rakamlari tam bilmiyorum saniyorum biraz asagilara cekilmis.Benim sahsi görüsüm temel egitimin uzun yillari kapsamasinin hic önemi yok, önemli olan egitimin kalitesidir.Bakiniz yakin -1- 1453

Bla Bla Bla yok 200 de intihar şu kadarmışta 2006 da bu kadarmış Osman altuğ hoca söylüyormuşta kimse anlamıyormuş!herkes bir idol bir totem bellemiş herkesin ona tapınmasını istiyor kardeşim tapınmak istiyorsan bak benimde rumuzum Totem bana tapın:)Herkes bir kendini akıllı kalanı aptal belliyor.cidden bazen çok eğleniyorum Aslında birçok arkadaş dünyanın hatta evrenin sırlarını bile çözmüş ama biz cahil insanoğulları anlayamıyoruz:)Ne diyeyim allah akıl fikir ihsan eylesin:)

20.42,OWL...,Havuz hesabını inceleyip anlatabilecek bir uzmana başvuruver.Sürecin Türk hazinesine verdiği zarar 300 Milyar doların çok üzerinde.Prof.Osman Altuğu dinle.Gerçi siz iflah olmazsınız ya.Çünkü 80 yıl halkına zulmedip,ardından ABD yönetimindeki kapitalist sistemin kucağına lüp diye oturan bir çelişkiler dünyasının ürünüsünüz.Sizin en muhteşem kominiziminiz, abd ile en muhteşem işbirliğini yapıp,Çin halkının alın terini, ABD hazine bonolarına yatıran zihniyetin mensuplarısınız.

OWLEYE; 2000 yılında toplam intihar sayısı 2973 iken 2006 yılında 20174 gelmiş olup,2000 de mala ve şahsa karşı işlenen suç sayısı ; 259895 iken 2006 da;785510 olmuştur..Buyrun size sayısal illüzyon gösterileri...,Bu arada kapuçin maymunlarının altı aylık eğitimle para kullanmayı öğrenmeleri de bir tatil günü üzerine yazı yazılabilecek bir mevzudur kanaatimce sayın yazar....

1997'de Hazine'nin faiz ödemesi 2.2 katrilyon tutarken.1998=6.1 katrilyona,1999=10.7 katrilyona, 2000=20.4 katrilyona ve 2001=41 katrilyona yükseldi.

hulya/Geçen yıl kaldığımız otel'de İran'lı bir aile de kalıyordu.Anne baba ve iki genç kızı ile tatile gelmişler.Anne biraz kaplıydı ama kızları mayo ve bikini giymişlerdi.İranlı olduğunu anlamak zordu.Baba kızlarının saçlarını toplamasına yardım ediyor,onlarla birlikte denize giriyordu.İçim sızladı.O insanlar böyle mutlu bir tabloyu kendi ülkelerinde yaşamasına izin verilmiyordu.Aileyi aşan devlet politikaları vardı.Lütfen ANLAMSIZ devlet politikalarına kimse sempati ile bakmasın.

Mülayim/Dolaylı olarak Rus Kominizmi özlemini çektiğini ifade etmek bu olsa gerek.Hulya hanım,kominizim öleli 25 yıl oldu.Sen ölenin geri geldiğine hiç şahit oldunmu?Koministleri koruma altına alıp,müzeye kaldırıyorlar artık.Sorsak hanımefendi,"ben atatürkçüyüm" der,fakat atatürkün kominizim düşmanlığını ve Atatürkün," o insanlık için tehlikeli bir yılandır,görüldüğü yerde başı ezilmelidir" sözünü duymazlıktan,bilmemezlikten gelir.Atatürkün bir sol düşmanı olduğunu bilmezlikten gelir.Mülayim.

hulya/Bakarmısınız nereden nereye geldik!Aslında ne Rusya ne İran ne Afganistan'dır benim derdim.Benim derdim kim IŞIK'TAN ve ŞEFFAF olmaktan korkuyor.Kim yaptığı yanlışlara KARANLIĞI kılıf yaparak insanlara yalanlara inanarak yaşamasını emrediyor.Rus kadının ruhu aç değildir, ekonomisi düzeldiği an herşey yoluna girer.Peki İran veya Taliban gibi rejimlerde ruhu aç kadınların ekonomi düzelince herşey yoluna girermi sanıyorsunuz?

Çocuğunun bir ömür boyu mutsuz olmasını istemeyenler evlerinde günde bir saatten fazla Televizyon izlemesinler. Günde birkaç saat Televizyon izleyen ailelerin çocukları düşünmeyi unutmakta, yaşam gerçeklerinden uzaklaşmaktadırlar. Çocuğunu sevdiği söyleyen aile büyükleri onların mide-gıda ihtiyaçlarından daha fazla beyin-bilgi ve ilgi ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. Ülkedeki yayın organlarının büyük çoğunluğu siyasi görüşü ne olursa, okuyucusuna "oku" değil, "soyun!" demektedir. (canmehmet)

Evinde Anne-Babasını, çevresinde yakınlarının kitap okumadığını gören çoçukları, 12+12+12 yıl dahi okula gönderseniz, onlardan yeni bilgi veya mevcut bir bilgiden bilgi üretmesinini bekleyemezsiniz. Bunun nedeni, erken yaşlarda ileride edineceği bilgi ve deneyimleri nasıl kullanacağını öğrenememesidir. Kitaplar, düşünmeyi öğretmektedir. Önemi de burada gelir. Bu nedenle Otobüste, uçakta, metro ve dinlenme yerlerinde kitap okuyanların sayısı artıyorsa çocuklar eğitiliyor demektir. (canmehmet)

Din-İlim-Eğitim; "İlim Çin'de olsa gidip alınız." Biz daha yakınımızda kütüphanelerin yolunu öğrenmedik. "İlim öğrenmek kadın erkek herkese farzdır." Biz farz olduğu için değil, çocukları jandarma zoru le okula ancak gönderebildik. "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum!" Biz köle olmaktan vazgeçtik, bir gazeteye daha abone olamadık. "Alimin uykusu, cahilin ibadetinden hayırlıdır" Anlaşılan alimlerimiz bunu yanlış anlamışlar! 7 gün 24 saat uyumaktadırlar! (canmehmet)

Ataizmin de bi din olduğunu ve SSCB nin teokratik rejim sayıldığını ifade edenin kendisi zihin fukarası olmasın. Ateist Moskoflar nasıl ibadet ediyordu ve neye tapıyordu acaba? Votkaya mı yoksa? Güler misin ağlar mısın arkadaş:) CISS!

RTE diyorki;"Bu TÜSİAD daha önce yine imam hatiplerle ilgili olarak yine 1982 veya 92’ydi sanırım, o zaman da bir zat’a bir imam hatip raporu hazırlattı ve o raporla imam hatiplerin orta kısmı kapatıldı. Bunların kininin neler olduğunu biliriz. Bunu bildiğimiz için de bu yanlışı düzeltmek bizim görevimizdir.Şu an da yapılan budur." Başbakanın bu ifadesi ile,şimdi öngörülen 4+4+4 lük zorunlu eğitimin ikinci 4 ünün (bir süre açılacağı kesin)İ.H. Orta kısmı için düşünüldüğü açık değil mi? CISS!

İran rejiminin, SSCB rejiminden hiçbir farkı olmadığını göremeyecek kadar,bilgi fukaralığı yaşayanlara üzülüyorum.SSCB ve İran rejimlerinin her ikiside teokratik rejimlerdir.SSCB Ateizim dinini temel felsefe olarak alan bir antidemokratik rejim,İran ise Şia dinini,Alevi dinini temel felsefe olarak alan bir teokratik rejimdir.Her ikisindede özgürlükler yoktur,Demokrasinin esamesi yoktur.Mülayim.

Bence "4+4+4" ü bırakın, "8 yıl kesintisizi" de geçin,asıl SORUN olan 28 ŞUBATIN maharetlerine bakın.‎28 ŞUBATTA ASLINDA NELER OLDU???? Basit bir ÖRNEK: "Aslında elinde bulunmayan Hazine tahvillerini satan bir bankayı,o dönemin Hazine ve Merkez Bankası bürokratları, 28 Şubat'a destek veriyor gerekçesiyle görmezden gelebildiler.Açıkça kalpazanlığa göz yumdular".Beyaz Enerji yolsuzlukları ile,Doğalgazın şaibeli anlaşmaları ile milyar dolarlar götürdüler.Sizler CHP olarak bunlara bakın.H.Tahsin.

Ben konuyu araştıramadım ve bu konuda kesin birşey söyleyemeyeceğim gerçi burada yorum yazan arkadaşlarında araştırıpta konuştuğunu sanmıyorum ya neyse:)Ama sağlık konujsunda nasıl hükümete sonuna kadar destek verip büyük işler başardıklarını düşünüyorsam eğitim konusunda da o derece işi arap saçına çevirdiklerini düşünüyorum bu benim kişisel düşüncem.Bu arada ne sayık Kuşoğlu nede sayın Çırayın Chp kurultayı ile ilgili birşey yazmaması bana ilginç geldi.sn.Kuşoğu Sav ın sözlerine ne diyorsunuz?

Eğitim ve öğretim; Bizde olduğundan farklı (hatalı) değerlendirilen bir kabul vardır. "Okul eğitim-öğretim yuvasıdır." Bu çok doğru değildir. Eğitim ailenin; Öğretim okul-öğretmenin sorumluluğundadır. İlkokula başlayan çocuğumuzun eğitilebilir yeteneği büyük ölçüde kaybolmuş, davranış ve meseleleri değerlendirme kıstasları kemikleşmiştir. Bunlarla birlikle çocuklar, örneklerden beslenir söz ve nasihatlerden değil. Örneğin; "Ben sigarayı içiyorum,sen içme!" Hay hay emrin olur! (canmehmet)

hulya/Eğitim ruhu doyuran bir şeydir; Mideyi değil! Aç eğitimli Rus kadın mecbur kalınca neyini pazarlıyorsa; Aç İranlı kadında mecbur kalınca 1 saat'lik imam nikahı yaparak neyini pazarlıyor acaba? Önce insanoğlunun açlıkla eğitilemeyeceğini öğrenmeliyiz.

MÂNÂ aleminden bihaber olanlar, madde aleminde debelenmeye mahkümdurlar.Bir zamanlar Dünyanın en eğitimli toplumu SSCB sınırları içerisinde yaşıyordu.!991 de sınırlar açıldığında,beş çif çorap,üç çif B.iç çamaşırına nelerini pazarlıyorlardı,tüm dünya yaşayarak öğrendi.Bayanlar 40-50 yaşlılı beylere sorup öğrenebilirler.Mülayim.

"1453" bence yazdıklarıma gülüp geçeceğinize "Kadınlarda eğitim düzeyi arttıkça Ak Parti benzeri partilerin şansı yok oluyor!" tezimi araştırmanızı öneririm...Hiç bir erkek "hayallerinde tasarruf ettirilme" baskısı yaşamamıştır.Bu baskının nasıl bir his olduğunu bilmeden eğitim üzerinde yorum yapmak anlamsızdır.

Kimse kusura bakmasın! üç yaşına kadar işlenmeyen bir çocuktan gelecekte(önceleri 5-7 yaş grubuydu)Ne köy, ne de kasaba olmaktadır. İşlenmeye uygun olmayan bir ağaçtan (insandan) nitelikli mobilya değil, ancak taşıma kasası (bedeni çalışanlar) üretirsiniz. TV'leri izleyiniz, model olarak gösterilenler-örnek-başarılı insanlar kimlerdir? Bize düşünerek tavır koyabilen aykırı insanlar gerekli, komutlara uyacaklar değil...(Canmehmet)

Simdi gelde yorum yazma kriterlerine uygun bir yorum yazda göreyim seni..Hülya kardesimiz yapmayin, Allah askina millet askina yapmayin bu denli yorumlari.Ne demek egitim seviyesi yükseltikce Akp nin orani o nispette düsecek.Böyle bir teze sadece gülüp gecemiyorum.Bakin ben size Avrupada üniversitelerdeki Türk ögrencilerinin siyasi parti tercihinin rakamlarini vereyim,% 70 Ak partisi buna ne diyeceksiniz.1453

Türkiyede eğitim düzeyi sürekli olarak artıyor,Ülkedeki Üniversite mezunlarının sayısı son on yılda tam iki katına çıktı,hernedense akp nin oyuda iki katına çıktı,bu gidişat çok yakında üç katına çıkacağını da açıkça gösteriyor.Eğitimli(!) delegasyonun iki günlük kongre sürecini Türkiye hep birlikte izledi ve ne kadar "eğitimli(!)" olduklarını gördü.Bazılarının kendilerini nelerle avuttuğuna ibretle,birazda hayretle bakıyoruz.Çekirge.

hulya/Eğitim düzeyi arttıkça Ak Parti benzeri partilerin şansı yok oluyor.Eğitim düzeyi azaldıkça hep birinci tek birinci oluyor.Öyleyse yapılması gerekeni yapıyorlar.Yaşamak için YEMEK ŞART.

Vatandaşın işini kolaylaştıralım! Sorun, "Din-Dindar-Dinsizlik!" değildir. Sorun Bilgisizlik-Cehalettir. Ol hikaye budur. İslam, "Oku/Düşün" demektedir. Atasözleri, "Cehalet e...... beter!" demektedir. Bunlara karşın bizler ne yapmaktayız? Vaktimizi kahvehane ve TV başında geçirmekteyiz. Peki, neden? Atımız olsaydı atın üzerinde geçiririrdik. Tartışılması gereken bunlardır. "Eğitim-Din" değil. Atı suya götürür,zorla su içirtemezsiniz. Okula götürdük, sonra? gördükki,At su içmiyor? (canmehmet)