E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Yalçın Toker

Ruslar Bizden Özür Dilemişti!
26 Ocak 2016 Salı

Hatırlarsınız, geçenlerde güney sınırlarımızı ihlal eden bir Rus uçağını düşürmüştük.. Bu olay üzerine Rusya bizden derhal özür dilememizi istemişti.. Tabii ki, dilememiştik.. Çünkü suç işleyen, vatan topraklarımıza giren onlardı ve biz de cezasını vermiştik..
Ne var ki,  Rusya bu olayın peşini bir türlü bırakmadı.. Başladı bize karşı düşmanca yaptırımlar uygulamaya.. Turizmimize, tarımımıza, istihdam ve bütün sektörlerimize darbe vuran kararlar aldı.. Ekonomimizi büyük zarara uğrattı. Üstelik bu düşmanca uygulamalarını da arttırarak sürdürdü. Elbette bütün bunlar bize zarar verdiği kadar kendilerine de zarar verdi. Hatta Ruslar’daki tahribat bizden kat kat büyüktü..
Ben şimdi bu işin ekonomik yönünü burada bırakarak, biraz da diplomatik ve tarihsel yönleri üzerinde durmak istiyorum.
Mesela şu anda kafamda, Türk-Rus ilişkilerine ait şu tarihsel çağrışım canlandı: Biz bugün Ruslardan özür dilemedik ama, bir zamanlar Ruslar’a biz özür diletmiştik.
Bu olayı anlatabilmek için, önce kısaca bazı ayrıntıları hatırlamalıyız. I. Dünya Savaşından yenik çıkmıştık.. İmzaladığımız Mondros Mütarekesi sonrası vatan topraklarımız İngiliz, Fransız, Yunan, İtalyan bütün düşmanlar tarafından işgal edilmişti..  Çaresizlikler içinde kıvranmakta olan Türk Milleti ise düşmanı vatan topraklarımızdan atmakta kararlıydı.. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde millet bütünleşti. Silahı olan silahını, olmayan orağını, kazmasını, küreğini aldı eline.. Çizmesi olan çizmesini, olmayan çarığını giydi, kadını ile, erkeği ile, genci ile yaşlısı ile tek yürek oldu.. Ve Büyük Önderin peşinden yürüdü..
Yeterli silahımız yoktu.. Silaha dolduracak mermimiz, cephanemiz yoktu.. Bunları satın alacak paramız da yoktu.. İşte bu noktada Rusya imdadımıza yetişmişti..
Şimdi bu kısa girişten sonra, Ruslar’a özür diletme olayımız yönünde ilerleyelim..
Olayı, gelişmelerin içinde yaşamış olan bir Devlet adamının ağzından nakledeceğim..
Bu kişi Dr. Rıza Nur’dur.. Hani daha çok Atatürk’e saygısızlıkları, dönemin bütün Devlet adamlarına karşı küçümseyici muameleleri ve küfürbazlığı ile tanınan Rıza Nur..
Rıza Nur böyle bir adamdı ama.. Öte yandan da, Milli Mücadele günlerinde Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı yapmış olan, Moskova ve Lozan Muhadelerinde imzası bulunan, cephelere koşan, yaralı askerlerimizi  tedavi eden bir Devlet adamı idi..
Yani saygısızdı, ağzıbozuktu, ama aynı zamanda da bir vatanseverdi.
Anlatacaklarımda onun Milli Kıyam Milli Mücadelenin İçyüzü(*) isimli eserinden alıntılar yapacağım..
Milli Kıyam S: 317-329:
“Yunanlılarla savaştayız..  Yokluklar içinde kıvranmaktayız.. Silah, cephane, üst baş hiçbir şeyimiz yok.. Ama yine de.. Taarruz etmekten başka da çaremiz yoktu..
«Ya taarruz eder de perişan olursak?.» deniliyordu.
Dursak da zaten Ordu dağılacak ve herşey bitmeyecek mi?..
Nihayet kesin olarak taarruza karar verdik.
…Bana:
“Sen Rusya’ya git, silah ve cephane temin edip yolla!” dediler.
Beni Rusya’ya Haziran’dan çok evvel yollamışlardı. Keza İtalya ve Fransa’ya silah almaya da heyetler gitmişti..
 
İKİNCİ RUSYA SEFERİM.. SİLAH İSTEYECEĞiM..
RUSLAR ELÇİMİZ ALİ FUAT’I KOVUYOR:
Bu sırada çok kötü bir şey oldu. Ruslar Moskova Elçimiz Ali Fuat’ı (Cebesoy) kolundan tutup sınır dışına atıyorlar.
Ali Fuat’ı Trene bindirmişler. Elçiliğimizi basıp, bir kaç subayımızı alarak götürüp hapsetmişler. Elçilikteki resmî evrakımıza el koyup almışlar.
Biz ne düşünüyoruz, ne çıktı? Rusya’dan silah, para alacağız diye ümitle gidiyoruz, onlar Elçimiz’i kovuyorlar. Bu hâdise çok önemliydi. Bakanlar Kurulu’nda ateşli müzakerelere yol açtı. Olayın sebebini de bilmiyoruz.
Dendi ki:
“Devletimizin onuru kırılmıştır. Rusya’nın özür dileme­sini istemek gereklidir.”
Derhal Rusya’ya bir nota vererek, özür dilemesini istedik. Rusya özür dilemedi.
Bakanlar Kurulu’nda bana dediler ki:
“Bu işi sen halledersin. Bu adamları sen tanıyorsun. Derhal git.. Ukrayna Muahedesi de var. Görünürde o mua­hede içinmiş gibi git. Özür dilettir. İlk işin budur. Bu olsun ki, normal ilişkiler yeniden kurulsun. O zaman para ve silah iste.”
Rusya’daki Elçilik ile Konsolosluklar’ımızın teftişi ve Moskova Elçiliği’nin hesaplarının tetkiki görevlerini de bana verdiler.
Bir Fevkalâde Murahhas Heyet kurarak beni başkan yaptılar. Rauf (Orbay), İzmit Milletvekili Süreyya ile Ordu Milletvekili Recai’yi de heyete üye olarak yanıma kattı. Bunların yalnız muahede imzasından haberleri olacak. Ukrayna’nın başkenti olan Harkof’ta görevleri sona ere­cek. Onlar geri dönecekler, ben Moskova’ya gidip öteki önemli işleri yapacağım..
Sinop’tan vapura bindim.. Samsun’dan vapura binmiş olan Heyet üyeleri ile birlikte, Trabzon ve Batum’a çıktık.. Oradan Tiflis ve sonra Rusya.. Ama Rusların Ali Fuat yüzünden bize itimatlarının kaybolmuş olduğunu öğreniyorum.. Meseleyi araştırdım. Mesele şu imiş:
Ali Fuat Moskova’da İngiliz temsilcisi ile dostluk kurmuş. Rusların aleyhinde çalışıyorlarmış. Keza Polonya Elçisi de aralarında imiş.. Bir ateşemiliterimizle iki subayımız casuslar bulmuşlar, onlara gizlice Rus Genel Kurmayından Rus Ordusu hakkında vesikalar ve haritaları çaldırmışlar. Ruslar bunu haber almışlar, casuslar çaldıklarını bize teslim ederken Ruslar kapıyı kırıp içeri girmişler.. Kendi belgelerini ve bizim bütün evrakları da almışlar, casusları, bizim subayları götürüp hapse atmışlar.  Ali Fuat’ı trene bindirip yollamışlar.. Ali Fuat’ı Batum’da buldum, konuştum.. Hata etmişsin, dedim.”
Rıza Nur olayı kısaca böyle anlattıktan sonra Milli Kıyam’ın 329. Sayfasında şöyle der:
SONUNDA RUSLAR ÖZÜR DİLEDİLER: Müzakereler sırasında ben Rus delegesine, her şeyden önce şu işi halledelim.. Elçiliğimizi basmak, subaylarımızı dövüp hapsetmek, Elçimizi kovmak izzeti nefis işidir. Bizden özür dilenmelidir. Ali Fuat bu işi kendi kendine yapmıştır. Hükümetimizin haberi bile yoktur. Hükümet zaten işi haber alınca onu geri çekmeğe karar verdi.”
Bunun üzerine günler geçti.. Sonunda  Rahofsi: “Özür dileyelim..” dedi..
“İki gün sonra Moskova, Ukrayna Cumhuriyeti aracılığı ile bize şu tebliği yaptı: Rıza Nur Bey’e söyleyiniz. Ankara Elçimize emir verdik. Türkiye Hükümeti özür dileme metnini nasıl istiyorsa yazsın Elçimize versin. O imza edecek..”
Özür meselesi işte böyle..
Rıza Nur kitapta, bu anlattıklarının devamında, Troçki ile görüşmesini, silah, cephane yardımı işini halledişini, 1 milyon altını sandıklara yerleştirişini, silah ve cephaneleeri alıp gönderişini falan anlatır. Enver ve Cemal Paşalarla görüşmelerinden söz eder..
 
(*) Milli Kıyam Milli Mücadelenin İçyüzü/Dr. Rıza Nur. Toker Yayınları. Kitap: Tel: 0535 3199349  e-KİTAP: [email protected]      

E-posta   Facebook   Twitter     Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
Bu yazı 12415 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yavru Vatan Kıbrıs ve Rauf Denktaş!
1/18/2016
Hendek Kazanlar Acaba Közüm Han Destanımızı mı Uyguluyor?
1/11/2016
Ruslar, Tarih Sahnesine, Türk Egemenliği Altında Çıkmışlardı...
1/4/2016
Devletler Arası İlişkiler ve Türkiye-Rusya Konusu...
12/28/2015
65 Yaştan Büyüklere Noter ve Doktor Eziyetleri Konusunu Noktalarken...
12/23/2015
65 Yaşından Büyüklere Çektirilen Eziyetler
12/16/2015
NECATİ BİLGİÇ’i de Kaybedince...
12/9/2015
Hayalle Hakikatin Karıştığı Bir İstanbul Hikayesi
12/2/2015
MHP'deki Hüsran ve Bekleyiş devam Ediyor!
11/25/2015
Devlet Bey Ülkücüleri ve Milliyetçileri Hala Üzüyor!
11/16/2015
Sportif Konular... Kaf Sin Kaf... Baba Oğul Demirörenler v.b
11/9/2015
Devlet Bey Daha İstifa Etmedi mi?
11/3/2015
Genel Seçimler ve Tayyip Bey'in Başkanlık Özlemi!
10/22/2015
Sabiha Gökçen ve Dersim İsyanları
10/13/2015
Üç Türk Büyüğü: Atatürk, Ziya Gökalp ve Nasrettin Hoca
10/5/2015
Atatürk'ün Adalete Saygısı ve Bugünkü Saygısızlıklar!
9/28/2015
Arşiv Belgelerinde Ermeni Vahşetleri...
9/21/2015
Ermeni tehciri Kararnamesi ve İttihatçıların Yargılanmaları
9/14/2015
Tuğrul Türkeş ve MHP'deki Yıllarımdan Anılar
9/7/2015
Osmanlı'nın 'Teba-i Sadıka'sı, Ermenilerin İsyan ve Hainlikleri!
8/31/2015
Rumların Kıbrıs Planları, İngiliz’in Kalleşlikleri ve Türk-İslam Dünyasının Umursamazlığı..
8/24/2015
Yunanlıların Pontus Hayalleri...
8/17/2015
Çinlilerin Acımasızlıklarına Tarihten Bazı Örnekler...
8/10/2015
İki Ahmet Davutoğlu!
8/3/2015
IŞİD ve PKK Terör Örgütleri Türkiyemizi Kana Buladılar
7/27/2015
Irak ve Suriye'deki Türkmen Kardeşlerimizin Dramı
7/20/2015
Bu Çinliler Ne Yapmak İstiyor?
7/13/2015
Milliyetçi Harekete Yakışmayan Gelişmeler!
7/6/2015
Ellerinde Kuran'la Kürsüye Çıkanlar!
6/29/2015
Fikret Orman'ın İbrahim'e Sözlerini Beşiktaş Başkanına Yakıştıramadım!
6/26/2015
Merhaba Turktimeseverler
6/22/2015
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
twitter
Mesut Bakkal
Tarsus
Ersun Yanal
Binyamin Netanyahu
Çanakkale Savaşı
Anayasa
Anadolu Efes
domates