“Ah her zaman seçim olsa” diyesi geliyor insanın…
Yerel seçim günü olan 31 Mart’a kadar her şey tozpembe olarak gösterilmeye çalışılıyor.
Peki, gerçek ne?
1 Nisan gününden itibaren ulusça nisan şakalarına değil, acı sürprizlere hazır olmamız gerekiyor!
Soğanda bile namerde muhtaç olduğumuz bir dönemde vatandaşın sıkıntılarının artmaması mümkün mü?
İktidar, zamlı fiyatların sorumlusu olarak marketleri gösterdi. Ürünleri pahalı alıyorsa marketler ne yapsın?
17 yıldır ülke yönetiminde AKP var. Bu güzelim memleketi ne duruma getirdikleri artık gözle görülür hale geldi.
Tüm muhalifleri susturmaya çalışmakla işler düzelmez!
Uluslararası kuruluşlar 2019’un Türkiye için kayıp bir yıl olacağını açıkladı.
Hangi kuruluşlar bunlar ?
IMF, Standard and Poor’s, Moody’s ve Fitc… Hepsi de 2019’da Türkiye ekonomisinde daralma bekliyor. Daralma, işsizlik ve sıkıntıların büyümesi demektir.
Hoş olmayan bu sonucun nedeni ekonomimizin iyi yönetilmemesidir.
Şimdilik seçim ekonomisiyle musluklar açıldığı için durum idare ediliyor ama 31 Mart sonrası tufan!
Hayalet seçmen iddiaları!
Ortalıkta “sahte seçmen” iddiaları uçuşuyor ve “hayalet seçmenlerden” söz ediliyor.
Dört katlı bir binanın olmayan beşinci katında 20 seçmene rastlanıyor.
1871 doğumlu 148 yaşındaki Ayşe Nine ile 1870 doğumlu 149 yaşındaki Zülfü dedenin 31 Mart seçimlerinde oy kullanmak için başvuru yaptığı (!) saptanıyor.
Kayseri Melikgazi’de 1854 doğumlu 165 yaşındaki Ayşe Ekici ninenin de ilk kez oy kullanacağı tespit ediliyor. Oysa tüm dünyada bu yaşta bir insan yok!
Türkiye’de 100 yaşın üzerinde 6 bin 389 vatandaş varmış… Maşallah, ülkemizde ömür ne kadar uzamış meğerse? Rekorlar kitabına girer!
Bu yurttaşların T.C. kimliği aldıkları ve seçme hakkı kazandıkları ileri sürülüyor.
İddiaları araştırıp sorgulamak lâzım değil mi?
Hayır, böyle bir şey yapılmıyor!
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven “Hayalet seçmen yok! Algı operasyonu var!” diye kestirip attı.
İddiaları bir araştırsan günaha mı girersin be mübarek?
İktidar, Sadi Güven dahil, süresi dolan 6 üyenin görev sürelerini bir yıl uzatarak onlara kıyak yapınca durum böyle oldu!
Hangisini kurtarır?
Araştırmacılar bir anket yapıyorlarmış. Temel’e sormuşlar:
“Sen sahilde gazeteni okuyorsun. Bu arada önünde iki siyasetçi tartışırken denize düşüp boğulma tehlikesi geçiriyor. Bunlardan biri iktidar partisine, diğeri de muhalefete mensup… Senin, ikisinden ancak birini kurtarmaya imkânın var. Bu durumda ne yaparsın?”
Temel cevap vermiş:
“Gazetemi okumaya devam ederim!”
Kıssadan hisse!