FLASHBACK :   11 yaş, İlkokul mezuniyet haftası, çeşitli etkinliklere ek olarak hazırladığım kendi gösterim...,

 Rahmetli dayımın iki ciltlik sihirbazlık sanatı isimli kitapları üzerinde çalıştığım,  ilk okul 5. sınıf diploma haftası güzergahında sınıf etkinliği

 ( 1987 ) Tabii olarak kitaptaki ; insanı ikiye bölme, boynuna şiş geçirme ya da şapkadan tavşan çıkarma gibi gösteriler için yeterli kaynak, ekipman ya da tedarik ihtimalim olmadığı için daha basit ve masrafsız sahneler üzerine çalışmıştım. Ancak illüzyon gösterisinin temel mantığını da anlamıştım ta o yıllar ; İnsanların görerek gerçek zannettiği hususlarda yanılsama yaratmak...! Bu esnada insanların kulaklarına farklı uyaranlar vererek gördüğü şeyin inandırıcılığını da artırmak...! Gösterideki ilk sahnede bir portakalı bıçakla ikiye bölüp içinden ( Hatırladığım kadarıyla 50 lira ) bozuk para çıkarıp müthiş bir alkış almış ve ilkokul diploması alacak sınıf arkadaşlarımda hayret uyandırmıştım..., Sonrasında birkaç basit gösteri ile sahneyi sonlandırmıştım. Sınıf , sahne bitiminde dağılırken ve ben de tebriklere maruz kalırken ilginç olduğu kadar sonraki hayatımda bana çok önemli bir sosyolojik deney sonuç karnesi niteliğinde ders veren bir duruma şahit bulunmuştum...; Sınıftaki öğrencilerin yarısı bana portakallarını getirip, bizimkinden de para çıkarsana demişti...? Aslında gösterideki kandırmaca gayet basitti. Portakalı keserken baş parmak ile bıçak arasında tutulan madeni paranın kesme esnasında portakalın içerisine bırakılmasından ibaretti illüzyon. Tabii tam o esnada gözler portakalın üzerinde iken kulaklara yönelik ilginç söylemler ve hikayeler de gösteri gerçekliğini artırmıştı esasında..., Ancak İlk okul mezuniyetimde yapmış olduğum şeyin 35 yıl sonraki sosyal psikolojideki yorumunu yapmak istesem, İbn-i Haldun ile en az 1 hafta geçirmem icap eder...!

1 HAFTA SONRASI : Hayatında ; " Oku ve anla " diyen kendi kutsal kitabını bir kere dahi okuyarak anlamayıp da , ne kadar güzel tilavetiyle Kuran okuyor diyerek sözde mürşitlere, şeyhlere, ya da siyasetçilere çoluğu çocuğu ve torununun geleceğini emanet edenlerin yaşadığı cehalete..., İtikadında ; İbadet eylemlerinde Namaz, Oruç ve Hac gibi eylemlere bire beş katıp, insicamında ; Kul hakkı ve faiz yemek ve gıybet etmek gibi lanetlenmiş günahlara bire on katan necasete..., Kendisi maaile aç yatarken;  Alamadığı ve doyamadığı tüm hazlarını  sınırsız talan, aşkın yalan ve  kul hakkından geriye kalan üzerine kurmuş bir hengameye bel bağlayan ve adına gariban denilen sefalete...,

Kusura bakmayın da sosyal psikolojik analiz ya da analitik retrospektif değerlendirme yapmaya lüzum yoktur..., Bana bir portakal verin, ikiye bölüp size madeni para vereyim...!