Bir önceki ANALİZ’de Türkiye’nin kimlerle savaştığını ve düşmanlarımızın bize niçin saldırdıklarını anlatmaya çalışmıştık. Batı, Türkiye’de ve diğer İslam ülkelerinde kaos, kargaşa ve istikrarsızlık çıkarmak, var olan istikrarsızlıkları yaymak ve derinleştirmek istiyor. Batı, diğer Müslüman ülkelerde iç savaş çıkarmak ister. Fakat Türkiye’de iç savaş çıkmasını arzulasalar bile bunu hem yapamazlar hem de yaparlarsa en az Türkiye kadar kendileri de zarar görürler.
O nedenle Batı, Türkiye’de “kaos” ister ama “iç savaş” çıkartmayı göze alamaz. Çünkü;
-Türkiye’de iç savaş çıkartıldığında devlet, TSK, Emniyet, İstihbarat yekvücut olarak hareket eder.
-Çıkarılacak iç savaşta Batı etrafında toplanan hainler ve yerli işbirlikçiler heba edilirler. Batı, yerel işbirlikçilerinin tamamen yok olmasını istemez.
-Bir daha hiç düzelemeyecek derecede Batıyla Türkiye’nin ilişkileri kopar. Batı, ilişkilerin tamamen kopmasını hiç istemez.
-Şu anda Suriye’den gelecek göçmenlerden korkan Batı, Türkiye’den yönelecek yeni mülteci dalgası istemez. Çünkü bir iç savaş durumunda Türkiye’den Avrupa’ya akacak mülteci dalgasını Batı toplumu ve Batı devletleri kaldıramaz.
-Batıyla ilişkilerin kopması halinde Türkiye NATO’dan derhal ayrılır. AB’nin tek güvencesi olan NATO, Türkiye’nin çekilmesi ile dağılır. NATO’nun dağılmasından sonra Avrupa’nın güvenlik sorunu ve bilhassa Rusya korkusu artar.
-Avrupa içinde oldukça fazla olan Türklerden ve onların “radikal” olarak gördükleri Müslümanlardan, asayişi bozacakları endişesiyle korkuyorlar. Türkiye’de iç savaş çıkarsa Avrupa da tamamen güvensiz hale gelir. Avrupa’da ne turizm kalır ne de ekonomi!
-Avrupa’ya Doğudan gelecek bütün tehditlerin tek engeli Türkiye’dir. Türkiye’de yaşanacak istikrarsızlık, Avrupa’nın güvenliğini altüst eder, yok eder..
-İç savaş çıkarmak için harekete geçirmeye çalıştıkları Aleviler ve Kürtler, bu tuzağı, Gezi ve 15 Temmuz’la gördüler ve uyandılar. Kürtler ve Aleviler kendi devletlerine sadakatlerini ispat ettiler.
-İslam ülkelerinin, Batıdaki yatırımlarını çekerek, Batıya karşı Türkiye’nin yanında yer alacağını gördüler. Avrupa ve ABD, 3. Dünya Savaşı için hazır değil. Savaş büyürse kazanma şanslarının olmadığının farkındalar..
BAREM ve global ortağı WIN/GIA, Birinci Dünya Savaşı’nın 100. Yıldönümünde bir anket yaptı ve şunu sordu: “Ülkeniz için Savaşır mısınız?”
2014 sonunda Dünya genelinde 63 ülkede yapılan ankette “Ülkem için savaşırım” diyenlerin oranlarını ülke ülke yeniden hatırlatalım.
“Ülkem için savaşırım” diyenler,
ABD’de yüzde 44,
Fransa’da yüzde 29,
İngiltere’de yüzde 27,
Almanya’da yüzde 18,
Japonya’da ise yüzde 11.
Şuna bakın. Batılılar ve Batılıların uyuşturduğu, Japonya gibi ekonomik ve teknolojik olarak üstün görünen ülkeler, kendi bayrakları, kendi ülkeleri, kendi bağımsızlıkları ve namusları için savaşmayacaklarını açıkça söylüyorlar.
Türkiye’de ise “Ülkem için Savaşırım” diyenler yüzde 73. Türkiye’deki oran 2014’ün rakamı. Unutmayalım ki 15 Temmuz işgal teşebbüsü ile bu oranın çok daha yükseldiği kesindir.
Sadece bu tablo bile, Batının bu savaşı şimdiden kaybettiğinin ilanıdır.
-ABD, AB ve NATO, Türkiye’yi güçsüz hale getirmek, pranga vurmak amacıyla “üstünlük görüntüsü vermek” ve “korku yaymak” için psikolojik harbe daha büyük önem veriyor. Sıcak savaştan tırsan Batı kalleş savaşı tercih ediyor.
-Onların bu kalleşlikleri karşısında geçen yıl kurulan İslam Orduları, Batıya karşı sıcak savaş başlatırsa ortada ne Avrupa kalır ne de ABD..
-Bizim, bu psikolojik harp oyunlarına ve taktiklerine karşı çok daha dikkatli olmamız gerekiyor.
Allah’ın ipine sımsıkı sarılalım. Sabredelim... Mücadele edelim.
2017, sömürgeci ve zalim Batı saltanatının zevalinin hızlandığı bir yıl olacak. Azapları bol olsun.