Eski Türkiye’nin dışardaki ve içerdeki gizli ve açık aktörleri panik haldeler. Hezimet korkusuyla bu güne kadar gizli ve örtülü olarak kullandıkları aktörleri açıktan devreye soktular. Çünkü bu seçimi, çok büyük bir SAVAŞIN SON SAHNESİ olarak görüyorlar. Yani bir nevi ölüm-kalım mücadelesi.. Yenilginin mukadder olduğu ve mevcut askerlerin kifayetsiz kaldığı anlarda savaş için YEDEK ASKERLERİN GÖREVE ÇAĞRILMASI gibi bir durum bu.
Yeni Türkiye’ye karşı ortak taarruz için Meclis içi ve Meclis dışı tüm muhalefeti aynı mevziye dizdiler. Yasal siyasi partiler kifayetsiz kaldığı için Paralel, PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerini de muhalefetin arkasına monte ettiler. O da yetmedi şimdilerde SON ÇARE olarak ABD, NATO ve diğer İslam düşmanı uluslararası aktörler göreve çağrılıyor.
Pensilvanya’nın savaşçıları, Cemaat tabanından “HDP’ye oy vermem” diyenleri bakın nasıl ika etmeye çalışıyor! Paralel Örgüte ait Fatih Üniversitesi’nin Uluslararası İlişkiler hocası Doç. Savaş Genç, uluslararası ilişkilerini o denli geliştirmiş ki “ELİM HDP’YE OY VERMEYE GİTMEZ DİYENLERİ ANLAMIYORUM. ZİRA HDP’YE VERMEDİĞİNİZ HER OYU ASLINDA AKP’YE VERMİŞ OLACAKSINIZ. ELİNİZE BİR DAHA BAKIN” diyerek Cemaat tabanının HDP’ye oy vermesini istiyor. Daha düne kadar “PKK’yı biz bitireceğiz, KCK operasyonlarını biz yaptık, hükumet engelliyor” diyenler, “Hükumet PKK ile anlaştı, memleketi satıyorlar” yaygarası yaparak Oslo görüşmelerini deşifre edip çözüm sürecini baltalayanlar, şimdilerde PKK’nın KCK’nın ve onların arkalarındaki karanlık odakların amansız savaşçıları oldular.
Bu günlerde PKK-KCK’nın siyasi uzantısı HDP’ye oy toplayan Paralel savaşçılar unutmayınız ki MİT, PKK-KCK ile ittifak yapıyor yalanını uydurarak MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a ve MİT’e kurumsal olarak operasyonlar yapmışlardı. Bilmem şimdi anlaşılıyor mu, gerçekte kimlerin KCK ile ortak hareket ettikleri!!
Paralel Yapının desteklediği HDP’nin Adana ve Mersin bürolarına geçen hafta eşzamanlı bombalı saldırı yapıldı. HDP bu saldırıları anında hükumete izafe etti. Polis saldırıyı DHKP-C’li bir saldırganın yaptığını ortaya çıkarınca ise derin ittifak deşifre oldu. HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, “DHKP-C, bize desteklerini ifade etmiştir. Kendilerine teşekkür ediyoruz. Zaten bu konularda fail olarak görülen ya Kürtlerdir, ya solculardır” dedi. HDP, saldırıyı yapan kişi yakalanınca onu suçlamak yerine “teşekkür etti.” Neden? Çünkü terör örgütlerinin birbirlerini desteklemeleri bu şekilde oluyor. DHKP-C, HDP bürolarına saldırı yapıyor, suç IŞİD’in üzerine atılıyor. Böylece HDP mağdur edebiyatı yaparak Kürtlerin, solcuların ve cemaatin oyları bu şekilde himmet gibi toplanmaya çalışılıyor. HDP, saldırganı yakalayan hükumete teşekkür etmiyor. “Hükümet bize bir iyilik yapmadı” diyor. Ama saldırıyı yapan “DHKP-C bizi destekliyor” diyerek DHKP-C terör örgütüne teşekkür ediyor.
Kim bu HDP’nin teşekkür ettiği ve HDP’yi destekleyen DHKP-C? Berkin Elvan cinayetini aydınlatmak üzere olan savcı Mehmet Selim Kiraz’ı daha geçen ay İstanbul Adliyesi’nde şehit eden azılı terör örgütü. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve CHP’li Sezgin Tanrıkulu’dan medet bekleyen terör örgütü.
Malatya’da MHP’nin de HDP’yi desteklediği ortaya çıktı. Tabloya bakar mısınız? Yeni Türkiye’ye karşı içerde CHP-MHP-HDP-SP-DHKP-C-PKK-PARALEL cephesi kuruldu..
Gelelim bunların dışardaki ağa babalarına.. İki gün evvel, ''Türkiye üzerindeki kara bulutlar'' başlıklı bir yazı kaleme alan New York Times gazetesinin ''yazı işleri kurulu'' Türkiye'de 7 Haziran'da gerçekleşecek seçimlerle ilgili, paralel örgüt ve diğer ortaklarını referans gösterip “hükumete darbe” çağrısında bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uyarılmasını isteyip uyarması gereken adresi de gösterdiler.
ABD’ye göre, “Türkiye'de kritik genel seçimlere iki hafta kala, tansiyon yükseliyor”muş. “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştiren bazı kesimler, Ak Parti'nin seçimleri kazanmasını sağlamak için yeni bir baskının başlamasından korkuyorlar”mış. “Siyasi sürecin zalimce manipüle edilmesi ciddi bir hata olur”muş.
“Erdoğan'ın karşı çıktığı bir başlıktan ötürü Hürriyet gazetesine yönelik yapılan suç duyurusuyla yeni bir alarm” çalmış. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “ABD'de gönüllü sürgünde bulunan İslamcı vaiz Fethullah Gülen'le bağlantılı çok sayıda medya organının yasaklanmasını” istemiş. “Bu seferki tehlikeli atmosfer, alışılmadık biçimde karanlık ve korku verici” imiş. “Erdoğan doğruyu söyleyenlere karşı giderek hasmane bir tavır takınıyor”muş.
..Ve Netekim… “ABD ve diğer NATO müttefiklerinin, Erdoğan’ı bu yıkıcı yoldan geri döndürmesi gerekiyor”muş.
Şimdi bir düşünün. Binlerce yıllık Mısır tarihinin halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, kanlı bir askeri darbe ile devriliyor. 9-10 bin insan öldürülüyor. ABD buna darbe bile demiyor. New York Times’ın yazı işleri bu konuda bir eleştiri getirmiyor. O da yetmedi darbeci Sisi bu cumhurbaşkanı Mursi’yi idama mahkum ediyor.. ABD ve New York Times yazı işleri yine bir eleştiri getirmiyor. Halk tarafından seçilmiş hükumeti gayrimeşru yollarla devirmeye çalışan Paralel Örgüt’ün yönlendirmesi ile Türkiye Cumhurbaşkanına ve hükumetine NATO’nun darbe yapması çağrısı yapılıyor.
Bakınız “muhalefet ediyor” demiyoruz. Her gün cumhurbaşkanına ve hükumete küfreden SÖZCÜ’nün, tescilli muhalif yazarı Soner Yalçın bile şunu yazıyor..
“Erdoğan’ı sevmeyebilirsiniz. Erdoğan’a karşı olabilirsiniz. Ancak… Hakikata aşkla bağlı iseniz… Hakkaniyetli iseniz.. Uluslararası parmakların Mursi’yi idama götüren “casusluk operasyonunun” benzerinin Erdoğan’a yapılmak istendiğini görmek zorundasınız. İnsan hatasının en büyük sebebi, duygularla akıl arasındaki savaştır. Akıl diyor ki: Erdoğan’a rağmen Türkiye’yi ve demokrasiyi savunmalıyız…”
Türkiye’ye karşı büyük bir uluslararası operasyon yapılıyor. Organize bir saldırı düzenleniyor. Bu alçaklıkları görmüyor muyuz? Bunların hesabını sormayacak mıyız? Öyle inanıyoruz ki biz bunların hesabını sormazsak Allah bize bunun hesabını sorar..