Uzaya insan ve boğa spermi gönderiliyor 

Nisan ayında başlayan ve NASA Ames Araştırma Merkezi tarafından yürütülen Micro-11 projesi kapsamında yerçekimsiz ortamın spermi nasıl etkilediğini incelemek amacıyla Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) sperm örnekleri gönderiliyor.

Dondurulmuş halde gönderilecek insan spermi ve insan spermiyle benzerlik taşıyan boğa spermi örnekleri, istasyonda görevli astronotlar tarafından çözülecek ve uygun ortam oluşturularak sperm hareketinin aktivasyonuna ve spermin yumurtayla birleştirilmesi sürecine zemin hazırlayacak. Araştırmacılar, spermin uzayda nasıl hareket ettiğini gözlemlemek için de video kaydından yararlanacak.

Deneylerin ardından sperm örnekleri, koruyucu maddelerle yeniden dondurularak Dünya'ya geri gönderilecek. Dünyadaki bilim insanları örnekleri inceleyerek döllenme için gerekli basamakların meydana gelip gelmediğini ve uzaydan dönen spermler ile yeryüzündeki örnekler arasında farklılık olup olmadığını gözlemlenecek.

NASA'nın projeyle ilgili açıklamasında "Uzun süreli uzay yolculuğunun insanın üreme sağlığını nasıl etkilediğini henüz bilmiyoruz ve bu araştırma, üremenin düşük yerçekimi koşullarındaki potansiyel yaşama yeteneğini anlama noktasında ilk adım olacak" ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada ayrıca "Uzayda üreme biyolojisi çalışmak yararlı çünkü eşsiz mikro yerçekimi ortamı Dünya'daki yerçekiminde görülebilir olmayan süreç ve bağlantıları su yüzüne çıkarabilir" denildi.

DW Türkçe'de yer alan habere göre Dünya'ya geri gönderilecek spermi inceleyecek olan ekibin direktörü olan ve çalışmalarını Kansas Üniversitesi Tıp Merkezi'nde sürdüren Profesör Dr. Joseph S. Tash "Ay, Mars ve diğer gök cisimleri üzerinde kolonizasyon düşüncesiyle uzay istasyonunun ötesine seyahat etmeyi planlıyoruz. Sadece hayvanlar için değil, insanlar için de çok nesilli bir hayatta kalmanın gerçekleşip gerçekleşemeyeceği sorusu, sorulması gereken, temel bir soru" dedi.

Şu ana kadar uzayda boğa ve deniz kestanesi spermi ile yapılan deneyler, spermin mikro yerçekiminde aktive edilebildiğini ancak bundan sonraki basamakların ya daha yavaş gerçekleştiğini ya da hiç gerçekleşmediğini ortaya koydu.

Araştırmadan olumsuz bir sonuç çıktığı takdirde, insanoğlunun uzun vadeli Mars kolonizasyonu için başka çözümler düşünülmesi gerekecek.