NATO Genel Sekreteri Rasmussen: Rusya'nın Ukrayna'daki Askeri Girişimleri Avrupa'nın Güvenliğine En Önemli Tehdit!

NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Rusya’nın Ukrayna’daki askeri girişimlerinin uluslararası yükümlülüklerin apaçık ihlali olduğunu belirterek, “Bu, Avrupa-Atlantik toplumu, NATO ve tüm, özgür ve barış içindeki bir Avrupa’ya taahhüdü bulunan diğerleri için bir uyarı işaretidir” dedi.

NATO Genel Sekreteri Rasmussen, temaslarda bulunduğu ABD'nin başkenti Washington’da düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nde konuştu. Rasmussen, bir ay öncesine göre şu anda farklı bir dünyada yaşadıklarını belirterek, “Rusya’nın Ukrayna’daki askeri saldırganlığı, uluslararası yükümlülüklerin apaçık ihlali ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığına saldırıdır. Silah tehdidi altında sözde bir referandum ile Kırım’ın ilhakı, hukuka ve yasalara aykırıdır. Bu, Avrupa-Atlantik toplumu, NATO ve tüm, özgür ve barış içindeki bir Avrupa’ya taahhüdü bulunan diğerleri için bir uyarı işaretidir” diye konuştu.

Avrupa’da geçmiş yıllarda birçok krizin yaşandığını, 1990’larda Balkanlar ve 2008’de Gürcistan örneklerini hatırlatan Rasmussen, “Ancak bu, Soğuk Savaş’ın bitiminden sonra Avrupa’nın güvenlik ve istikrarına yönelik en ağır tehdit” ifadesini kullandı.

Rasmussen, krizin sadece Ukrayna ile ilgili olmadığına işaret ederek, “Bu 21. yüzyılın revizyonizmi olarak tanımlanabilir: Zamanı geriye çevirme, haritalarda yeni ayrıştırıcı çizgiler çizme, pazarları tekelleştirme, uluslararası kuralları yeniden yazma ve sorunları çözmek için on yıllardır inşa ettiğimiz uluslararası mekanizmalar yerine güç kullanma teşebbüsleri. Biz bu tip davranışların tarihe gömüldüğünü düşünüyorduk ama geri döndü. Bu tehlikeli bir durum” açıklamasında bulundu.

Rusya’nın Ukrayna ile ilgili yaptığı anlaşmalara sırtını dönerek, uluslararası bir aktör olarak kendisinin güvenirliliği ve kredibilitesi konusunda soru işaretleri yarattığını belirten Ramussen, Rusya’nın uluslararası taahhütlerini onurlandırması, Ukrayna’ya karşı tüm askeri faaliyetlerini durdurması, barışçıl çözüm yolları araması gerektiğini kaydetti. Rasmussen, Rusya'nın artan biçimde kendisinin uluslararası alanda yalnızlaşması yönünde tercihte bulunduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

“Küresel tacizlere karşı durmanın çabuk ve kolay bir yolu yok. Çünkü bizim demokrasilerimiz, karar vermeden önce seçenekleri düşünme, tartışma ve müzakere etme üzerine kurulu. Çünkü biz şeffaflığa değer veriyoruz ve seçimlerimizde şeffaflığı arıyoruz. Çünkü bizim için güç kullanımı birinci değil, en son çözümdür. Avrupa ve Amerika için bu zorluklara yanıt vermenin tek yolu, bu konuda birlikte hareket etmektir. Krizin başından bu yana yaptığımız da bu. NATO’nun açık pozisyonu, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesini kınama, Kiev’deki hükümeti sağlam bir biçimde destekleme ve Putin’in tansiyonu arttırmaya yönelik kararlarının sonuçları olacağını belirtmek üzerine kurulu.”

Ramussen, NATO'nun Rusya ile olan işbirliğine kimsenin yüz çevirmesini istemediğini, ancak bu işbirliğini inşa eden prensiplerin Rusya tarafından görmezden gelinmesine de kimsenin katlanamayacağına vurgu yaptı. Rasmussen, işlerin hiçbir şey olmamış gibi devam edemeyeceğinin altını çizdi.

Rasmussen, NATO’nun, Avrupa-Atlantik bölgesinde her krizin çözümü anlamına gelmediğini vurgulayarak, “Ama NATO’nun her çözümün bir parçası olduğuna inanıyorum” ifadesini kullandı.

Geçtiğimiz günlerde Ukrayna Başbakanı Arseniy Yatsenyuk ve Dışişleri Bakanı Andriy Deşçitsa ile bir araya geldiğini hatırlatan Rasmussen, kendilerinin bir takım istekleri olduğunun, bu isteklerin de nisan başında Brüksel’de yapılacak NATO’nun dışişleri bakanları düzeyindeki toplantısında ele alınacağının bilgisini verdi. Ramussen, “Ukrayna’ya yönelik yardımlarımızı hızlandırmamız gerektiğine katılıyorum” dedi.
aa