Raporda yer alan verilere göre, büyük oranda genç nüfustan oluşan HDP’li seçmenler Türkiye nüfusunun en yoksul kesimi konumunda. Özellikle ev kadınlarının ilgi gösterdiği HDP, barındırdığı farklı din ve mezhepler açısından ise Türkiye’nin mikrokozmu durumunda.
Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre, 24 Haziran seçimleri öncesi dört büyük parti olan AKP, CHP, HDP ve MHP’nin seçmen tabanının profillerini, ihtiyaç ve taleplerini “Seçmen Kümeleri” başlığıyla raporlaştıran araştırma kuruluşu KONDA, diğer partilerin ardından son olarak HDP’ye dair raporunu paylaştı.
Yusuf Kutlu tarafından hazırlanan raporda, HDP seçmeninin eğitim durumundan ekonomik durumuna, etnik aidiyetinden sosyal medya kullanımına ve Türkiye iç ve dış sorunlarına dair bakışına dair profili ortaya konuldu.
Yaş gruplarına göre dağılımı
2010’dan 2017’ye kadar bütün veriler değerlendirildiğinde HDP/DBP’nin aldığı desteğin yarısını 18- 32 yaş aralığında “genç” tabir edilen dinamik bir kesimden aldığı görülmekte. Türkiye’nin genel nüfusu ile karşılaştırdığında HDP/DBP’ye destek olan 18-32 yaş aralığındaki kesim, Türkiye’deki oranından yüzde 10-15 puan daha fazla. Buna karşın Türkiye’deki 49 ve üzeri yaşta olan kesim, HDP/DBP’yi destekleyen bu yaş aralığındaki kesimden genel ortalamada yüzde 10 daha fazla.
Eğitim durumuna göre dağılım
Düşük bir ivmede ve kısıtlı oranlarda olmasına rağmen, Türkiye’de eğitimli nüfusun artışına paralel bir şekilde HDP/DBP’ye destek olanların eğitim seviyesinde de artış sözkonusu. HDP/DBP’ye destek olanların bel kemiğini lise altı eğitim durumuna sahip olanlar oluştururken, bu grup 2010'dan 2017'ye doğru HDP/DBP seçmenleri içerisinde azalma kaydetti. 2010’da yüzde 72 olan oran azalarak 2017’de yüzde 57’ye kadar düştü. Bu süreçte HDP/DBP'nin oy oranındaki artış da göz önünde bulundurulduğunda, HDP/DBP seçmeni içerinde lise altı eğitim durumuna sahip olanların yerini lise ve üniversite mezunu olanların aldığı belirtildi.
İş, meslek ve ekonomi
HDP’yi destekleyenlerin icra ettikleri meslekleri değerlendirildiğinden ise, Türkiye ortalamasında olduğu gibi ev kadınlığı en yüksek oranda. 2010-2017 yılları içerisinde HDP/DBP seçmen profilinin çalışma durumunun dağılımına gerek seyir, gerekse ortalama üzerinden bakıldığında ev kadınlarının payı oldukça yüksek. Örneğin, bu yılların ortalamasına bakılacak olursa, yüzde 29’luk bir oranla HDP/DBP’yi destekleyenlerin ev kadınları iken, bu oran Türkiye’de yüzde 32 civarında.
Yine kendini “çalışmaz halde” olarak tanımlayanların HDP/DBP’lilerdeki oranını, Türkiye’deki genel orandan iki kat fazla. İşsiz ve iş arayan HDP/BDP’liler, Türkiye’deki bu orandan iki kattan daha fazla. HDP/DBP’yi destekleyen ev kadını oranı, Türkiye’deki toplam orandan yüzde 2 daha az.
En dikkat çeken oranlardan bir diğeri ise, emeklilik oranları. Türkiye’deki emeklilik oranı yüzde 13’lük bir orana yakın iken, HDP/DBP’lilerde bu oran sadece yüzde 4,5. Marjinal sektör şeklinde lanse edilen iş kollarında yer alan HDP/DBP’liler, Türkiye’deki oranın 3 katından fazla.
Diğer çarpıcı veriler ise HDP’nin oransal olarak daha yüksek olduğu, kendi mesleğini “doktor, avukat, mimar, tüccar, sanayici, iş adamı, küçük esnaf, zanaatkar, şoför ve işçi” olarak belirten HDP/BDP’lilerin oranı Türkiye’deki genel yüzdelik oranlardan daha yüksek. Emeklilik, marjinal sektör ve işsiz oranlarının HDP/DBP’lilerin Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde olmasından dolayı düşük oranlarda beklenilebileceği devlet memuru, müdür vb. gibi işlerdeki oran sadece 1,2 puanlık bir farkla Türkiye’deki genel oranın altında.
Aylık hane geliri
Genel olarak Türkiye ve HDP/BDP’lilerin karşılaştırmasında, düşük olan gelirlerde HDP/BDP’liler oransal üstünlüğü söz konusu iken, yüksek olan ücretlerde genel Türkiye oranlarının daha yüksek olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu değerlendirmeden gelen sonuç ise HDP/BDP’liler, genel Türkiye oranlarına kıyasla daha yoksul olduğu.
Ekonomik sınıflara göre dağılım
Ekonomik sınıflar üzerinden yapılan analizlerde HDP’lilerin ekonomik olarak daha alt sınıflarda yoğunlaştığı görülmekte. HDP’lilerin yaklaşık yüzde 45’i “alt gelir” sınıfı olarak tabir edilen alanda birikmiş durumda. Türkiye geneli için ise “alt gelir” sınıfı yüzde 19’luk bir ortalamada. HDP’liler 2013’te “alt orta” sınıf olarak tabir edilen alanda yüzde 28’lik bir oranı temsil ederken, Türkiye geneli için bu oran ise yüzde 37’dir. Aradaki fark sürekli azalarak 2017’de yüzde 2 puan olmuştur; HDP’liler yüzde 29, Türkiye yüzde 31.
Yaşanlan yer ve oturulan ev
Türkiye toplumu ile HDP’lilerin ağırlıklı olarak apartmanlarda ve müstakil geleneksel evlerde yaşadığı grafikte görülmekte. HDP’yi destekleyenler için apartman ve müstakil, geleneksel evlerde yaşama oranı hiçbir zaman yüzde 80’in altına düşmediği gibi yüzde 90’ın üstüne de çıkmamakta. Geriye kalan yüzde 10-20’lik kesim, HDP’lilerin ekonomik açıdan iki uç kesimini temsil etmekte: gecekondu, sıvasız apartmanlarda ve site içerisinde yaşayanlar. Bu sonuçlar, aynı oranlarda olmasa bile genel Türkiye için de geçerli.
Aidiyet ve etnik köken
Özellikle 2013’ten, yani HDP’nin örgütlenme anlamında daha aktif çalışmaya başladığı dönemden itibaren, kendini Kürt olarak tanımlamayanların oranında artış söz konusu. HDP, kendini Kürt olarak tanımlamayanların da giderek desteklemeye başladığı bir parti haline geldi. Özellikle Haziran 2015 seçimlerinde kendini Kürt olarak tanımlamayanların oy oranının arttığı, HDP’nin aldığı oyun yüzde 10’una yaklaştığı görülmekte. Kendini Türk olarak tanımlayanların oranları 2014 ve 2015’te sırasıyla yüzde 8 ve yüzde 9 olarak görünmekte fakat 2016, 2017 ile birlikte yüzde 1-2 puan kadar bir düşüş gözlenmekte.
Din, inanç ve gündelik hayat
Yine HDP’yi destekleyenlerin dini ve mezhepsel açıdan dağılımına Türkiye geneliyle karşılaştırılmalı olarak bakıldığında, HDP’ye destekleyenlerle Türkiye’nin mezhep haritasının oransal boyutta birbirlerine oldukça paralel olduğu görülmekte.
HDP süreci ve onu önceleyen DBP’nin son iki yılı üzerinden bakıldığında ortalama yüzde 90 oranla Sünni Müslüman ağırlıklı bir kitleyle karşılaşılmakta. Bununla birlikte sadece din ve mezhep bağlamında incelediğimizde HDP’nin, Türkiye’nin mikrokozmu olduğu söylenebilir.
Internet ve sosyal medya
İnternet ve sosyal medya kullanımı üzerinden HDP seçmeni ve destekçileri incelediğinde de yüzde 55 ile en yaygın kullanıldıkları sosyal medya mecrasının Facebook olduğu ortaya çıktı. HDP’lilerin yüzde 49’unun Whatsapp, yüzde 32’sinin Instagram, yüzde 26’sının Youtube, yüzde 24’unun ise Twitter kullandığını, yüzde 29’unun internete hiç girmediğini ve yüzde 6’sının internete girdiğini, fakat sosyal medya kullanmadığını belirtti.
Medyaya baskı yapılıyor mu?
Aralık 2016’da yöneltilen medyaya baskı yapılıyor mu sorusuna HDP’lilerin yüzde 80’i “evet” derken, Türkiye genelindeki oran yüzde 44. “Duruma göre” cevabını veren HDP’liler yüzde 14 oranındayken, Türkiye genelinde bu cevabı verenlerin oranı yüzde 32. Medyaya baskı yapılmadığını düşünenlerin oranı ise, HDP içinde yüzde 6 iken, Türkiye genelinde yüzde 23’tür. HDP üyeleri/seçmenleri/destekçileri medyaya baskı yapıldığını oldukça yüksek bir oranla düşünmekte ve bu noktada Türkiye genelinden oldukça farklılaşmakta.
Türkiye genelinde “Duruma göre” cevabı ise yüzde 32 oranla HDP’nin yaklaşık iki katı. Bu oransal farklılaşma, HDP’lilerin durumdan bağımsız bir şekilde medyanın baskı altında olduğunu beyan etmesine karşılık, Türkiye genelinde baskının bazı durumlara has olarak gerçekleştiğinin farkında olunduğunu göstermekte.
Yaşam biçmi
Türkiye genelinde ve HDP mensuplarında hayat tarzı kümelerinin dağılımları ve bunların yıllara göre geçirdiği değişim incelendiğinde ortaya çıkan tablo ilgi çekici. Türkiye genelinde “Modern”, “Geleneksel Muhafazakâr” ve “Dindar Muhafazakâr” kümelerinin yıllara göre dağılımı değişiklik göstermemekle birlikte 2010-2017 arasındaki süreçte, kendini “modern” olarak tanımlayan HDP’lilerin oranı yüzde 24’ten yüzde 31’e yükselmiş, kendini “dindar muhafazakâr” olarak gören HDP destekçilerinin oranı ise yüzde 33’ten yüzde 24’e çekilmiştir.
Türkiye'nin AB'ye katılımı
Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği konusundaki fikirlerin HDP özelinde ve Türkiye genelinde yıllara göre dağılımına bakıldığında da Türkiye genelinde Türkiye’nin AB’ye üye olmasının yanlışlığına dair vurgu artarken, HDP özelinde “kesinlikle doğru” ve “doğru” ifadelerinin toplamında bir artış gözlemlenmekte.
HDP'liler ve seçimler
Yine seçim ve hileli oy sayımına dair yöneltilen soruya cevaben HDP’lilerin yüzde 51’i “kesinlikle doğru” yanıtını verirken, Türkiye genelinde bu oran yüzde 31. “Doğru” yanıtını verenlerin oranı HDP içerisinde yüzde 40 iken, Türkiye genelinde yüzde 28. Seçimlerde hile yapılmadığını değişik yoğunluklarda düşünenlerin HDP’liler içindeki oranına bakıldığında yüzde 10, Türkiye genelinde ise yüzde 42 olduğu görülüyor. Bu veriler ışığında açık bir şekilde görülmektedir ki, HDP destekçileri/seçmenleri/üyeleri ağırlıklı oranlarda, seçimlerde hile yapıldığını düşünmekte ve bu anlamda Türkiye ortalamasından yüksek değerler göstermekte.
Bu yönlü olarak 16 Nisan 2017’de anayasa değişikliği referandumunda, oy sayımında hile yapıldığını beyan eden HDP’lilerin oranı yüzde 85 iken, Türkiye genelinde bu oran yüzde 43’te kaldı.
HDP’liler ve 'Kürt devleti'
HDP’lilerin ve Türkiye genelinin Kürtlerin Suriye’de idari birimler kurması ve Türkiye müdahalesine yönelik soruya verdikleri yanıtlar incelendiğinde de, HDP’liler yüzde 89’luk bir oranla Türkiye’nin müdahale etmemesi gerektiğini düşüncesinde.
HDP’liler ve çözüm süreci
2016’da yapılan araştırmaların verilerine göre, HDP’lilerin yüzde 92’si Kürt meselesinde barışa ve müzakere masasına geri dönülmesi gerektiği düşüncesinde. Bu beyan yüzde 68 oranıyla “kesinlikle” vurgusu taşımakta.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...