İdlib, Erdoğan için prensip meselesi 

Yunin, Kommersant gazetesi için kaleme aldığı analizde, Ankara'nın itirazlarına bakmayarak İdlib'e geniş çaplı operasyon düzenlemeyi teklif edenlerin muhtemelen bu durumu dikkate almadığını kaydetti.

Moskova için Ukrayna, Abhazya, Güney Osetya ve Transdinyester neyse Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için de İdlib'in o olduğu kaydedilen yazıda, "Bu bölgenin geleceği, sadece dış politika değil iç politika meselesi. Orada faaliyet gösterenler arasında, Türkiye'nin destek verdiği çok sayıda grup da var" dendi.

'DURUM İLK BAŞTA GÖRÜNDÜĞÜNDEN ZOR VE KARMAŞIK'

Ayrıca göçmen akını sorununun da olduğuna işaret eden Yunin, bu konuda şu değerlendirmede bulundu:

"Türkiye ve uluslararası insani örgütlerin verilerine göre İdlib'de onbinlerce militan dışında yaklaşık 3 milyon sivil bulunuyor. Bunun içinde sadece yerel halk değil, Suriye genelindeki hükümet karşıtı bölgeler yok edildikten sonra buraya taşınan muhaliflerin aileleri de var. Bu insanlar gönüllü olarak Beşar Esad'ın hakimiyeti altına girmek istemez, yani Suriye ordusunun geniş çaplı saldırısında onlar Türkiye'ye akın eder, başka yer mi var? Yakında başka ülke yok. Bu durumda Türkler, onsuz da misafir ettiği 3 milyon Suriyelilere ek olarak İdlib'den göç edeceklerin barındırmasını da omuzlamak zorunda kalacak. Ya da Avrupa'ya gitmelerine izin verecek ki bu kaçınılmaz olarak Avrupa Birliği'nde yeni göç krizine yol açacak".

Durumun ilk bakışta görüneceğinden çok daha zor ve karmaşık olduğunu kaydeden Kommersant yazarı, "Son bir ayda ikinci kez bu konuda görüşme gerçekleştirmek zorunda kalan Devlet Başkanı Putin ve Erdoğan'ın gerçekten konuşacak bir şeyleri var" diye yazdı.

'ANKARA, MOSKOVA'YI UZLAŞMA SEÇENEĞİNE YÖNELTTİ'

Ankara'nın Moskova'yı uzlaşma seçeneğine yönelttiği belirtilen yazıda şu yoruma yer verildi: "Tüm İdlib'i ele geçirmemek, Türklere bölgenin büyük kısmında güvenliği sağlama imkanını vermek, buna en radikal cihatçı grupları bastırmak da dahil. Bu seçeneğin artısı, Türkiye'nin etki alanına giren bölgeden göçmen akını beklenmemeli. Eksisi, Beşar Esad'ın onarmaya söz verdiği Suriye'nin toprak bütünlüğünü bir süreliğine unutmak gerekecek".