Hürriyet yazarı Gülse Birsel bugün köşesinde İlber Ortaylı’yı aratmayan bir yorum yaptı: “Türkiye’nin en vahim problemi, İlber Hoca gibi konuşmak pahasına, cahilliktir!” yazdı. Teoride doğru olabilir. Evet, gerçekten de Türkiye’nin en vahim problemi cehalettir. Ama bundan yakınan ismin Gülse Birsel olması en basit ifadeyle ilkesel tutarsızlıktır.
Neden mi? Açalım.
Gülse Birsel bilmeyebilir ama açıktır ki, toplumlarda cehaletin belli bir seviyede tutulması her dönem sistem için hayati bir konu olmuştur. Tam da bu yüzden toplumları uyutmak, uyuşturmak, beyinlerine tecavüz etmek için çeşitli yöntemler uygulanır. Ki bu yöntemlerden en başarılı olanlardan biri halkı dizilerle uyuşturmaktır. Birbirinin tekrarı, bittiğinde geriye hiçbir şey kalmayan dizilerin yığınla halkın üzerine boca edilmesinin alt metni budur. Piyasa oyuncuları bunu bir iş olarak görse de aslında işin içinde iş vardır ve o iş de yukarıda işaret ettiğimiz misyondur.
Şimdi…
Bugün halkın cahilliğinden şikayet eden Birsel’in ne yaptığına bakalım. Belki iş olarak yapıyor olsa da bir dizi senaristi olarak yıllarca o kovaya hatırı sayılır miktarda su taşıyan bir isimdir Gülse Birsel. Yine aynı kitleyi besleyen magazin kulvarında da yıllardır sade suya tirit yazımsı şeyler ortaya koyarak bir katkı daha sunar.
Ve… O cehaletin üretilmesinde kendi katkısını unutup köşesine geçerek o vahim problemden bahseder. Dedik ya, teorik olarak doğrudur ama ilkesel tutarlılık açısından yanlış olduğu için Birsel’in o tespitinin hiçbir anlamı yoktur.
Ve son bir not: Birsel, bu tutarsızlığa rağmen böyle bir çıkışı ancak cahiller topluluğunda yapabilir ki, olan tam da budur.
İşte Birsel’in yazısındaki o bölüm:
“Bu, sonun başlangıcıdır ey ahali! Türkiye’den yıllardır çok az bilimadamı çıkıyor. İcat yok. Yenilik yok. Sanayi geriliyor. İşsizlik diz boyu ama sanayiciler yetişmiş eleman bile bulamıyor! Hiçbir değer yaratamıyoruz. Kupon araziler bittiğinde ne yapacağız?
Kız öğrencilerin saçlarını kırmızıya boyaması, kazıtması, başörtüsü, fötr şapka veya naylon torba takması beni zerre kadar ilgilendirmiyor! Ama eğitimin kalitesizliği yüzünden geleceğimiz tehlikede. Ufukta bilgisiz ve mesleksiz genç yığınlarının bizi sürüklediği yoksul ve geri kalmış bir karanlık görünüyor.
“Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki bir ortaokul mezununun yanında, bugünün üniversite öğrencisi kara cahildir” denir ya hep! O yokluk döneminde, hâlâ en iyi eğitimi veren üniversitelerin, sanat ve bilim kurumlarının kurulması, buraların insan yetiştirmesi için yurtdışından getirtilen hocalar, ayrılan enerji ve kaynak, o günün öncelik sırasındaki doğru bakışı gösteriyor.
Kanımca şu an Türkiye’nin en vahim problemi, İlber Hoca gibi konuşmak pahasına, cahilliktir! Bu durumu değiştirmeye, detayları ve toplum mühendisliğini bırakıp “iyi ve bilimsel eğitime” acilen kafa patlatmak lazım.
Yoksa bu kafa elimizde patlayacak!
KAYNAK: www.haberola.com
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |