Höhler, “AKP, ilk başlarda dindar olmayan kesimlerin de özellikle Avrupa yanlısı politikalarından ötürü desteğini aldı. Ancak yazdan beri doğrudan Cumhurbaşkanı seçilen sözde demokrat Erdoğan artık gittikçe daha fazla biçimde diktatöre dönüşüyor.” eleştirisinde bulundu. Höhler, Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca’ya yapılanlara da tepki gösterdi.
Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve STV Grubu Başkanı Hidayet Karaca başta olmak üzere özgür gazetecilere yönelik “terör örgütüne üyelik” suçlamalarına ağır tepkiler devam ediyor. Südwest Presse gazetesinde yer alan Gerd Höhler imzalı Türkiye analizinde “Erdoğan’ın o sıkça sözünü ettiği ‘yeni Türkiye’de keyfilik ve paranoya hâkim.” eleştirisinde bulunuldu. Höhler şu ifadeleri kullandı: “AKP, ilk başlarda dindar olmayan kesimlerin de özellikle Avrupa yanlısı politikalarından ötürü desteğini aldı. Ancak yazdan beri doğrudan Cumhurbaşkanı seçilen sözde demokrat Erdoğan artık gittikçe daha fazla biçimde diktatöre dönüşüyor.”
Tayyip Erdoğan’ın ‘yeni Türkiye’sinin korkulardan oluştuğunun altını çizen Höhler, “Erdoğan’ı eleştirmeye kalkanlar işlerini kaybetme riskinin ötesinde hapse atılma tehlikesi ile de karşı karşıya. Erdoğan’ı eleştirme noktasında dikkatli davranan, yorum yazarken her cümlesinde ‘acaba bunu bu şekilde yazabilir miyim’ diyen gazeteciler var.” dedi. Konya'da Erdoğan’ı rüşvetle suçlayan 16 yaşındaki bir çocuğun tutuklanmasının da eleştirildiği haberde, bu gence karşı cumhurbaşkanına hakaretten dört yıl hapis cezası istemi ile dava açıldığı da hatırlatıldı.
“ERDOĞAN’A ‘GİZLİ GÜNDEMİ VAR' DİYENLER HAKLI ÇIKIYOR"
“Erdoğan’a baştan beri “gizli gündemi var” suçlamasında bulunanların, yaşanan son olaylarla kendilerinin haklı çıktığını düşündüklerini de belirten gazeteci Gerd Höhler, “Türkiye’nin en yüksek tirajına sahip Zaman gazetesinin Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı da eleştirinin ne kadar tehlikeli olduğunu öğrendi. 14 Aralık tarihinde Dumanlı ve diğer 27 gazeteci ve hükümeti eleştirenler ülke çapında yapılan baskınlarla gözaltına alındı. Dumanlı ve suçlanan sekiz kişi altı gün sonra şartlı tahliye ile serbest bırakıldı. Ancak buna rağmen kendilerini “terör örgütüne üyelik” suçlamasıyla bir dava bekliyor.” eleştirisinde bulundu.
Erdoğan’ın Hizmet hareketine yönelik ‘paralel devlet’ safsatalarına da atıfta bulunarak harekete ‘silahlı terör örgütü oluşturma’ suçlamasının yapıldığını kaydeden Höhler, “Kendisini eleştirenler onun bir Sultan gibi ülkeyi yönettiğini söylüyorlar. Gücünü, polisi ve yargı mensuplarını tasfiye ettirterek, hükümeti eleştirenlere karşı baskınlar yaptırtarak ve gazetecileri keyfi tutuklatarak sağlamlaştırıyor.” diye devam etti.
“OLUMLU KAZANIMLAR GİTTİ”
“Birçok Türk başlarda Erdoğan’a büyük ümitlerle bağlandı. Erdoğan, demokratik reformları ilerletti, askerin etkisini azalttı ve 2005 yılında AB ile tam üyelik müzakereleri başlattı. Türkiye ekonomi mucizesi yaşadı, Erdoğan’ın 12 yıllık başbakanlığında gayri safi milli hâsıla üç kat arttı. Türklerin ardı ardına üç kez seçim sandıklarında tasdiklediği AKP, oylarını sürekli olarak arttırdı.” şeklinde değerlendirmelerde bulunan Höhler, Tayyip Erdoğan’ın otoriterleşmesi ile Türkiye için olumlu kazanımların heba edildiğini belirtti.
Gerd Höhler, ayrıca, “Erdoğan, AB’yi artık duymak dahi istemiyor. Gazetecilere yapılan son baskınlar ile ilgili tepkisi şu oldu: AB, kendi, iç meseleleriyle ilgilensin. Türkiye, kendi yoluna gidecek. AB’nin bize ne söylediği veya bizi kabul edip etmeyeceği bizi ilgilendirmiyor.” hatırlatmasında bulundu.
cihan
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...