Eren Erdem… Çünkü… 

Geçtiğimiz hafta Türkiye kamuoyu çok ilginç bir haber duydu. O haber şuydu: CHP milletvekili Eren Erdem Twitter’dan aynen şunu diyordu: “Eğer İran-Türkiye karşı karşıya gelirse, Türkiye’ye karşı, İran safında olurum! İran düşerse, bütün Ortadoğu düşer” 

Evet… Bu satıların yazarı bir İran vatandaşı değil. Sıradan bir Türkiye vatandaşı da değil.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının seçip kendilerini temsil etsin diye Meclis’e gönderdiği 550 milletvekilinden biri. O seçilmiş 550 kişiden biri olduğu için yine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları kendileri açlık sınırında gezerken vergileriyle bol sıfırlı maaşlar ile ödüllendiriyor.

Çünkü teori şu ki; seçilmişlerden biri olarak Meclis’e gönderip haklarını savunacak. Hayır, İran’ın haklarını değil, kendi haklarını. O yüzden o bol sıfırlı maaşını İran vatandaşları değil, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ödüyor.

Peki bu skandal ortaya çıkınca ne yaptı Eren Erdem? Şunu: Demagoji yüklü bir açıklamayla o mesajı 2011 yılında attığını, kendisini karalamak isteyen havuz medyasının o günkü mesajlarını bu gün paylaşılmış mesajlar olarak sunulduğunu söyledi.
Diyebilirsiniz ki; o mesaj milletvekili değilken paylaşılmış, şimdi vekilliği ile neden ilişkilendiriyorsunuz?

O zaman sıkı durun. Cevaben yaptığı açıklamada yığınla demagojiden sonra şunu dedi Eren Erdem: “5 sene önce attığım mesajlardan ötürü en küçük bir rahatsızlık dahi duymuyorum…”

Demek ki neymiş? Maaşını bizim verdiğimiz, bizi temsil etsin diye Meclis’e gönderdiğimiz Milletvekili Eren Erdem Türkiye-İran savaşında duruma bakıp İran’ın safında yer alacakmış.

Buradan sonra bizim nutkumuz tutuluyor ve bir yandan ülkesinin imkanlarını sonuna kadar kullanmaya hayır demezken diğer taraftan ülkesine ihanet potansiyelini hiç sıkılmadan bu kadar açık bir şekilde gösterebildiği için Eren Erdem’e önce pes, sonra da KAYBETTİ demekten başka bir şey bulamıyoruz.