ABD'li senatör Ermeni tasarısını engellemiş 

 Haber sitesi Axios, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın 13 Kasım'da Beyaz Saray'da yaptığı görüşmenin ardından, Beyaz Saray'ın sözde "Ermeni soykırımının resmen tanınmasını" öngören karar tasarısının Senatodan geçmesini engellemek için harekete geçtiğini yazdı. 

Sitenin haberinde, "Üst düzey bir Beyaz Saray yetkilisinin, aynı gün Erdoğan ile Beyaz Saray'da görüşen senatörler arasında bulunan Lindsey Graham'i Oval Ofis çıkışında durdurarak, 'Demokrat Senatör Bob Menendez'in Ermeni tasarısını Senatoda oylamaya sunacağını' söylediği" aktarıldı.

İddialara göre, Beyaz Saray yetkilisi Graham'dan "Senato'ya dönmesini ve bu tasarının oylanmasını engellemesini" istedi.

"Türkiye ile ilişkileri kurtarmak istiyorum"

Graham, Axios'a yaptığı açıklamada "Beyaz Saray yetkilisi benden 'tasarıya karşı çıkmamı' rica etti ben de 'tabii ki' dedim. Bunu yapmamın tek nedeni Erdoğan'ın hala Washington'da olmasıydı. Çok yanlış bir zamanlama olurdu. Mümkünse Türkiye ile ilişkileri kurtarmak istiyorum." diye konuştu.

Öte yandan Graham, "Tasarının bir daha gündeme gelmesi durumunda bu defa tasarıyı engellemeyeceğini" belirtti.

Bunun üzerine Beyaz Saray, Menendez'in perşembe günü tasarıyı tekrar oylamaya sunma girişiminde bulunması üzerine Cumhuriyetçi Senatör David Perdue'dan engellemede bulunmasını istedi.

Perdue'nin Sözcüsü, "Senatör Perdue, Türkiye ve diğer müttefiklerimizle bölgede süren hassas müzakereleri tehlikeye atacağı endişesiyle bu tasarının oylanmasına karşı çıktı." açıklamasında bulundu.

Ermeni tasarısı

ABD Senatosunda yapılacak tasarı oylamalarında herhangi bir senatör, karşı görüş bildirerek oylamayı engelleyebiliyor.

ABD Temsilciler Meclisinde, 29 Ekim'de yapılan oylamada, 1915 Ermeni olaylarını "soykırım" olarak tanıyan karar tasarısı kabul edilmişti.

Temsilciler Meclisi Demokrat Vekili Adam Schiff tarafından nisan ayında sunulan söz konusu tasarı, 11 "hayır" oyuna karşılık 405 "evet" oyuyla meclisten geçmişti.

Türkiye ise söz konusu tasarının "yok hükmünde" olduğunu açıklamış ve kabul edilemez olduğunu vurgulamıştı.