Sırrı Süreyya Önder'in Cumhuriyet'ten Selin Ongun'a verdiği söyleşinin ilgili kısmı şöyle:
Erdoğan, "Bu sürecin mimarı benim. Onlar sözünde durmadı" dedi. HDP'ye ağır eleştiriler getirdi. "Elinden silahı bırakmayan, silahların gölgesinde particilik oynamaktan vazgeçmeyenlerin çözüm sürecini eleştirme hakkı yoktur" dedi. Ufukta ne var?
Gölgede duranın gölgesi olmaz! Milyonlara yaklaşan bir seçmen kitlesine de bir aşağılamadır bu. Soru basit: Biz bu süreci zaten elinde silah olanlara demokratik bir alan açmak için başlatmıştık! E sorarlar insana, silah orada da demokratik alan nerede? Söyleyeyim, demokratik alan matbaaya giderken düşmüş! Sonra? İnek içmiş! Sonra dağa kaçmış... Ufukta bu kadar hoyrat davranamayacakları, halk tarafından sandıkta sınırlanmış, haddi belirlenmiş bir AKP var. Sonrasını kendilerinin bu süreçten çıkaracakları dersler belirleyecek. Biz barış ve demokrasi ısrarımızı sürdüreceğiz. Ne pahasına olursa olsun. Mimarlık ve müteahhitlik arasında çok önemli bir fark var. Mimarlık, fikir ve derinlik gerektirir. İlla ki bir mimar arıyorsak bu Öcalan'dır. "Müteahhit kimdir?" diye sorarsanız işte o da Cumhurbaşkanı ve kadrolarıdır. Elbette hepsi değil, bu işe inançla sarılanlar da vardı. Eminim şu an olanlar, onların da içine sinmiyor. Ufukta güzel şeyler olduğuna inanıyorum; AKP'li ya da AKP'siz bu süreç devam etmeli. Toplumda meşruiyet yüzde 70'i aşmışken Cumhurbaşkanı'nın dar siyasi hesapları için bu işi bir kenara itmeyecek kadar zekidir bizim halkımız.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...