E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Saygı Öztürk Diğer Cehpeyi Yazdı BU DAVALAR NE ACILAR YAŞATIYOR!

“Ergenekon”, “Balyoz”, “Islak İmza”, “İnternet Andıcı”, “Odatv” gibi isimli soruşturma ve davalar da büyük acılar yaşandığından çoğumuzun haberi bile yoktur. Belli yaşlara gelen insanların sağlık sorunları cezaevi ortamında giderek artıyor. Cezaevindekiler bir tarafa, dışarıda olanların sıkıntısı da katlanarak artıyor.

15.09.2011 - 14:33
Saygı Öztürk Diğer Cehpeyi Yazdı

SAYGI ÖZTÜRK/SÖZCÜ

“Ergenekon”, “Balyoz”, “Islak İmza”, “İnternet Andıcı”, “Odatv” gibi isimli soruşturma ve davalar da büyük acılar yaşandığından çoğumuzun haberi bile yoktur. Belli yaşlara gelen insanların sağlık sorunları cezaevi ortamında giderek artıyor. Cezaevindekiler bir tarafa, dışarıda olanların sıkıntısı da katlanarak artıyor.

Gazeteci-yazar Doğan Yurdakul’un tutuklandığı günlerde, eşinin kanser tedavisi gördüğünü belirtmiştim, bu duruma dikkat çekmiştim. Aradan aylar geçti. Eşinin durumunun daha da ağırlaştığını Soner Yalçın’ın yazısından öğrendik. Soner Yalçın’ın, gazeteci büyüğü ve dostu adına yakarışları duyulmadı. Yurdakul'un eşi dün vefat etti.  Emekli General Levent Ersöz’ün, tutuklandıktan sonra 30’a yakın ameliyat ve operasyon geçirdiğini, eşi Muzaffer Hanımdan başka kim biliyor?

Bülent Akalın, savaş gemilerinde teknik astsubay olarak 24 yıl önce görevi başladı. Gemi görevlerinden dolayı 7-8 ay evine hiç gelmediği dönemler oldu. Başarılarından dolayı erken terfi etti. Dövizle borçlanıp Gölcük’te ev almışlardı. Sonra yaşanan ekonomik kriz, başkaları gibi onları da etkiledi.

Bir gün sonra enkaz altından çıkarıldılar

Ama 17 Ağustos 1999’da yaşadıklarının yanında ekonomik sıkıntılarının esamesi bile okunmazdı. Çünkü o gün deprem oldu, Astsubay Bülent Akalın’ın görev yaptığı gemi uzaklardaydı. Eşi Figen Hanımdan bundan sonrasını dinliyorum:

“Gölcük’te de meydana gelen depremde kızım ve ben enkaz altında kalmıştık. Gemisinden izin alarak dönen eşim, depremden bir gün sonra bizi kurtardı. Şükürler olsun ki kızımda çok fazla bir şey yoktu, ben ise yaralıydım. Fiziksel ve ruhsal tedavi görmeye başladım. Eşim gemi görevine devam ettiği için her zaman yanımızda olamıyordu. Bu da benim ruhsal iyileşme sürecimi uzatıyordu. Gittiğim Psikiyatr uzmanının önerisi üzerine, hayata daha hızlı ve sımsıkı bağlanmam için çocuk sahibi olmaya karar verdik. 24 ocak 2001 tarihinde oğlumuz Arif Tuğberk dünyaya geldi.

İkinci bir travma yaşıyorlardı

Fakat bu durumda fazla uzun sürmedi. Evimizde adeta ikinci bir deprem yaşandı. 2002 yılının mart ayında oğlumuzda fark ettiğimiz bazı sorunlardan dolayı doktora başvurduk. Doktorun yapmış olduğu inceleme ve testler neticesi oğlumuzun ‘otistik’ olduğunu öğrendik. Bu durum depremden sonra yaşadığım ikinci büyük travma idi. Eşimle birlikte tüm gücümüzle oğlumuzu hayata bağlamak için çabalamaya başladık.

Oğlumuzun bireysel ve grup eğitimlerine, rehabilitasyon merkezine başlayabilmesi için eşim Ankara’ya tayin istedi. Çalıştığı kurum otizm de aile bütünlüğünün önemi olduğunu değerlendirerek eşimin tayinini Ankara’ya yaptı. Böylece gemilerdeki görevi bitmiş oldu.

Eşimin büyük gayreti ile oğlumuzun özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde bireysel ve grup eğitimleri, aynı zamanda drama, müzik ve at terapisi eğitimleri başlamıştı. Ben hafta içi kızımın eğitimiyle, eşim ise hafta sonu oğlumuzun özel eğitimi ile ilgileniyordu. Oğlum her şeyi babası ile yapmaya ,her şeyini onunla paylaşmaya, rehabilitasyon merkezine onunla birlikte gitmeye o kadar alışmıştı ki tabiri uygunsa onun hayatında babasından başkası yok gibiydi.

Cezaevine konulan eşim değil, oğlummuş…

Dokuz yıl önce oğlumuzun hayata bağlanabilmesi adına çıktığımız bu yolda, özür oranı yüzde yetmiş iken eşimin insan üstü çabası ile bugün bu oran yüzde 40 a kadar düşmüştü.

Dokuz yıldır otizm ile mücadele ederek tutunmaya, hayata bağlanmaya çalışan oğlum her şeyi ama her şeyini babası ile yaptığı için, şu an her şeyi reddediyor. Eğitime gitmiyor. Her geçen gün biraz daha karanlığa gömülüyor. Bende bu durumdan kahroluyorum. Bütün direncimin bitti. Meğer eşimi hapse atmamışlar.hapsettikleri benim oğlummuş. Bunu her gün eriyerek izliyorum.

Anne, babam geldi, babam geldi

Şu an yardıma ihtiyacı olan oğlum için kim babalık rolünü üstlenecek,bütün yaşam gailesini oğlumuzun eğitimine ve toplum yaşamında onun ayakları üzerinde durabilmesine adamış olan eşim suçsuz ve günahsızdır. Oğlum babasının hapiste olduğundan bile habersiz, her kapı zili çaldığında ‘baba’ diye çaresizce kapıya koşuyor. Yüreğim bu duruma dayanmıyor. Suçsuz, günahsız, yıllardır her şeyini bizlere adayan eşimin hapiste olması kime ne menfaat sağlayacak bilmiyorum, aklım almıyor. O kendi halinde bir astsubaydır.Tek bildiğim şey ise eşimin hapiste olması oğlumun eğitim hayatını bitirdi ve geleceğini kararttı.”

Astsubay Bülent Akalın, 21 Haziran 2011’de “Balyoz Soruşturması” kapsamında tutuklanmıştı. Bu davanın tek astsubayı, en düşük rütbeli olanı da Bülent Akalın. Astsubay Akalın mı darbe yapacaktı?

Onun bir oğlu, hem de özürlü bir oğlu olduğunu unutmayın… O, her kapıyla vurulduğunda, her zile dokunulduğunda “babam geldi” diye kapıya koşmaya çalışıyor… Bakarsınız, gerçekten babası da gelmiş olur… Önemli olan bunun gecikmemesi…

YORUMLAR
Toplam 6 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Misafir 16 Eylül 2011 Cuma 14:07

bu yorumlar, robota dönüştürülmüş-düşüncesiz-duygusuz-insafsız-mantıksız-acımasız-hayvandan farksız üyelere sahip bir örgütle karşı karşıya olduğumuzu düşündürüyor. O kadar ki, bu yazdıklarını yaptıklarını inançları gereği olarak algılıyorlar, öylesine düşmanlar, insanca olan her şeye. Bunlara Allah'ımızın buyrukları değil, o her kimse, peşinden gittikleri önderlerinin buyrukları hâkim.

Yorumu oyla      21      10  
Misafir 16 Eylül 2011 Cuma 08:13

Bu yazıda anlatılan olay kadar, yazıya yapılan insanlık dışı yorumlar da iç acıtıyor. Bir aile dramından, küçücük bir çocuktan söz ediliyor. Bu kadar mı acımasız olduk. Pes!

Yorumu oyla      22      10  
Misafir 15 Eylül 2011 Perşembe 23:02

ee yıllarca devleti yediklerine saysınlar. hastanelere orduevlerine öğretmen evlerine ve üniversitelere almadıkları onbinlerce kişinin ahhh sesine saysınlar. ahh çekme sırası onlarda demek ki! o zaman neredeydiler bu kişiler? göremedik orta yerde onları!

Yorumu oyla      18      17  
Misafir 15 Eylül 2011 Perşembe 18:58

bu saatten sonra teröristler için göz yaşı dökemem. tunceli ergenekonu hapiste kalmayı seven insanlardan oluşuyor. sevdikleri yerde kalıyorlar! onlar için onurdur hapiste kalmak. bırakın kalsınlar!

Yorumu oyla      20      20  
Misafir 15 Eylül 2011 Perşembe 18:16

Bunları yaşatanların insan olduğunu mu sanıyor.O meşum cemaat müslüman mı sanıyor.Onların MOON tarikatından farkı ne?Başbakan olmasa bu davalar açılailirmiydi.Başbakanın annesi Stalin ile hemşehri.Zalimliği kimden almış anladınız mı.İşin acısı onun da efendisi ABD.Besleyip başmıza bela ettiler.Keşfeden de yahudi!Anladınız mı nasıl bir bela ile karşıkarşıyayız?

Yorumu oyla      24      12  
Misafir 15 Eylül 2011 Perşembe 17:52

af dilemeyen, devletle işbirliği yapmayan teröriste merhamet edilmez! işbirliği yapanlar rahat edecek. kalanlar sürünerek ölecek! bu kadar basit! artık devlet var karşınızda. devletin acıması olmaz. pisliğe bulaşan kısmı keser atar!

Yorumu oyla      20      19  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Tayyar: Muhafazakâr Değilim… Ahmet Hakan Oynak… Gül Denge, Erdoğan Gönül Adamı!
Ergenekon’da ağababalar dışarıda, soruşturma zenciler üzerinden yürütülüyor… ...
General Dostum Turktime’a Konuştu: Taliban Güçlendi Ama Onları Ben Yok Ederim!
Hamid Karzai ile ittifak kurup seçimlere girmek için Afganistan’a dönen ...
E.Albay Türemen: Karadayı Darbe Konseptine Uymayan Subayları Ankara’dan Uzaklaştırdı!
Karadayı darbe hazırlığı için subayları nasıl fişledi? Darbe konusunda ...
 
Büyük Yangından Önceki Son Röportajı Turktime Yaptı… Özbey: İstanbul Kötü Yönetiliyor!
Birkaç gün önce yanarak kül olan Avrupa’nın en büyük gösteri merkezi İstanbul ...
Adnan Oktar Turktime’a Konuştu: Said-İ Nursi'yi Atatürk Konusunda Yanılttılar!
Evrim teorisine karşı onlarca eseri, şatafatlı hayatı ve ilginç çıkışlarıyla ...
Erhan Göksel: Teslim Bayrağı Çeken Büyükanıt Divan-ı Harp’te Yargılanmalı!
Sınır ötesi harekat yapıldığı zaman aslında sanıldığı gibi bir harekat ...
 
Fatih Karaca: Tuncay Özkan Grubun’dan Kimseyi İşten Atmadık, Kendileri Ayrıldı...
Aralarında Kanaltürk ve Bugün Gazetesi'nin de bulunduğu Koza-İpek Medya ...
Emniyet Genel Müdürü Köksal: Gazeteciler İçin Özel Dinleme Yok…
Türk basınının lokomotif gazetelerine dahi röportaj vermeyen Emniyet Genel ...
Kızılay Başkanı Küçükali Turktime'a Konuştu: Veli Küçük'ün Kızılay’dan İhale Aldığını Sizden Öğrendim!
Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali'den Turktime'a çarpıcı açıklamalar: ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Haber
dolar
Torku Konyaspor
Ukrayna
Mesut Bakkal
Kırgızistan
Endonezya
A Milli Takım
tekne