CCN Türk spikerlerinden Nevşin Mengü'yü halen tanımadıysanız çok şey kaybetmişsiniz demektir. Kanalın ana haber bültenini sunan Mengü'yü meslektaşlarından ayıran birçok farklı yönü var.
Ekranda, sıkmadan, kısa cümlelerle ve seyirciyle konuşur gibi sunuyor haberleri. Çoğu zaman, sunduğu haberi kendince yorumluyor.
En belirgin özelliği ise, dominant görünümü, keskin bakışları ve sert sunumu... Sabah yazarlarından Yüksel Aytuğ bir köşe yazısında Nevşin Mengü için "halkı haberlerden soğutan spiker" yakıştırması yapmıştı.
Genç yaşına rağmen, Nevşin Mengü'nün oldukça hareketli bir meslek yaşantısı ve bol maceralı bir kariyeri var. CHP'li bir milletvekilinin kızı olan Mengü, İran'da ve Gazze'de görev yaptı. İran günlerinde TRT muhabiri olarak başında başörtüsüyle ekranlarda belirdi.
Onu daha yakından tanıyalım dedik, kendisiyle küçük bir söyleşi yaptık...
Saba Tümer, Reha Muhtar, Mehmet Ali Birand... gibi belirgin özellikleriyle anılan bir spikersiniz. Genellikle, ekranda sert duruşunuzla ve keskin bakışlarınızla anılıyorsunuz. Seyirciyle konuşur gibi bir haliniz var haber sunarken. Sosyal yaşantınızda ya da aile içinde de hep böyle misiniz? Yoksa ekrana özgü mü bu tarzınız?
Olduğum gibiyim. Aslında bültene taşıdğımız her haber, editörüm Elçin Uyguntürk ve haber merkezindeki her sorumlu arkadaşla üzerinde gerçekten tek tek kafa yorduğumuz, seyirci için seçtiğimiz haberler.
Ben, yayınladığımız her bir haberin son derece önemli olduğunu düşünüyorum o nedenle aslında her bir haberi seyirciye elimden geldiği kadar iyi anlatmak istiyorum. Eğer bir tarzdan bahsediyorsanız, açıkçası tarzım budur.
Çevrenizden, mesai arkadaşlarınızdan ve patronajdan, bu tarzınızla ilgili aldığınız tepkiler nasıl?
Beğenen de var hiç beğenmeyen de. Ama aslında dediğim gibi biz izleyiciye derdimizi anlatalım, haberlerimizi verelim de gerisi çok da önemli değil.
Siz ekrandayken, sizi izleyenler gözlerini sizden alamıyor. Bazen haberi bile unutuyorlar . Seyirci şaşırtıcı şekilde size konsantre oluyor. Bu bağlamda ciddi sayıda bir hayran kitleniz var. Sıkıcı bir spiker değilsiniz. Uzun, seyirciyi sıkan cümleler kullanmıyorsunuz. Haberleri seyirciye konuşma dilinde, basite indirgeyerek ve analiz ederek sunmanız olabilir mi insanların size olan ilgisinin sebebi? Sanırım bu alanda çığır açmayı kafaya koydunuz....
Hepsi size ait tanımlamalar. Çok teşekkür ederim. çığır açmak falan derken estağfurullah.
Bir taraftan da, negatif eleştiriler alıyorsunuz. Yüksel Aytuğ'un o yazısı halen hafızalarda. Sizin için "seyirciyi haberden soğutan spiker" deniliyordu o yazıda. Kızdınız mı bu yoruma?
Hayır hiç kızmadım, neden kızayım. Seven de olur sevmeyen de. Kamu beğenisine açık her iş için geçerli bir durum bu.
Çocukluğunuzda babanız sizin savaş muhabiri olmanızı arzu edermiş. Siyaset bilimleri okudunuz. Gazeteci oldunuz. Henüz savaş muhabiri olmasanız da, içten içe savaşın yaşandığını Gazze ve İran'a gittiniz. Ailenizin, özellikle babanızın tepkisi ne oldu Ortadoğu görevinizle ilgili?
Valla hiç bir tepkisi olmadı.
Arapça ya da Farsça biliyor musunuz?
Farsça epey öğrendim
Gazze ya da İran'da başınızdan geçen unutamadığınız bir olay var mı? Öldürülmekten korktunuz mu?
Sayısız olay var başımızdan geçen. Ben kendimi boşverdim. Allah İranlılara da Gazzelilere de sabır versin. Komşu ülkemiz İran'ın akıl sağlığı yerinde insanlar tarafından yönetildiği günleri görmek istiyorum.
İran, Türkiye'de olumsuz bir intibaya sahip. Peki İran'da Türkiye'ye nasıl bakıyorlar? Bir gazeteci gözüyle değerlendirir misiniz?
İran rejimi Türkiye'den hiç hazzetmez haliyle. Mesela İran'da yaklaşık 25 milyon Azeri yaşamakta. Türkçe konuşan bir nüfustan bahsediyorum. İran bu konuda çok hassas. Orada da resmi söylem, Türkçe diye bir dil yoktur aslında Türkçe Farsça'nın bir lehçesidir şeklinde. İranlıların Türkiye'ye turist olarak gelmesinden de yönetim çok rahatsız.
İran'dan bildirirken, TRT ekranlarında başörtülü göründünüz. Bu nasıl oldu? Ne hissettiniz?
Baş açık olması yasak, orada kapalıydım zaten. bir şey hissetmedim. alışkın olmayanlar için kapalı olmak zor, ama kısa sürede alışıyor insan.
Şimdi görev çıksa, İran'a, Suriye'ye ya da Gazze'ye gider miydiniz?
Giderim tabi, işim bu. niye gitmiyim ki
Belki bu sorudan sıkıldınız ama... "Hükümet bana zengin koca bulsun" tweetiniz çok konuşuldu. Aslında ne demek istemiştiniz?
Espri yapmıştım. kendim o tweeti yazarken çok güldüm, haberi okuyan pek çok kişi de güldü tahmin ediyorum. Annesi babası, ailesi kim olursa olsun herkes bir şekilde bir yerde çalışacak, ekmeğini kazanacak, yapacak bir şey yok. Yok babası şu, orada çalışmış, yok annesi bu, bunu yapmış eleştirilerinin bir anlamı yok.
KISA KISA...
Sarı basın kartınız var mı?
Yok, ben o kadar evrağı biraraya getirene kadar nasıl olsa yasa değişir diye hayatımda hiç niyetlenmedim bile.
Köşe yazarlığı düşünüyor musunuz?
Her gün bülteni zor yetiştiriyoruz. Valla bir de yazıya yetişmek imkansız olur
Örnek aldığınız duayen bir spiker var mı?
Bütün meslektaşlarıma saygım sonsuz
Ev işleri yapar mısınız? Örneğin, yemek hazırlamak, temizlik yapmak gibi...
E yaparım tabi. Kim yapacak başka. Aç ve pislik içinde oturacak halim yok. Yemek, çamaşır, bulaşık vs yaparım tabi. Hatice Hanım haftada bir geliyor sağolsun, epey faydalı oluyor.
En sevdiğiniz 3 yemek...
Fava, ızgara hellim, Alman çavdar ekmeği
Burcunuz?
Boğa
Türkiye'nin en yakışıklısı sizce kim?
Erkek kardeşim Burak Mengü
Takip ettiğiniz dizi var mı?
Good Wife, Mad Men, yeni sezonu heyecanla bekliyorum, bazen Big Love'a da bakıyorum
Gazeteci olmasaydınız, hangi mesleği seçerdiniz?
Hiç bilmiyorum valla, iyi ki gazeteci olmuşum
Ömer Çamoğlu - Yazete
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...