İşte Murat Kelkitlioğlu'nun o yazısı...
Türkiye Cumhuriyeti tarihine kara leke olarak geçecek 17 Aralık operasyonuyla birlikte kamuoyunun yakından tanıma fırsatı bulduğu ‘paralel yapı’nın devletin içine nasıl sızdığını, oynadığı oyunları, bugünkü tek derdinin Başbakan Erdoğansız bir Türkiye olduğunu artık bilmeyen kalmadı.
Şu ana kadar hep bugünü tartıştık. Bu karanlık yapı sanki 17 Aralık’ta hortlamış gibi bir tablo çıktı karşımıza. Veya AK Parti iktidarı döneminde palazlanmış gibi bir kamuoyu yaratıldı.
Ancak gerçek hiç de öyle değil!
Gelin bu yapının tarihçesine bir bakalım! Geriye doğru giderken isimleri kodlayarak vereceğim.
CEMAATÇİLERE ÖZEL SINIF
Kamuoyunda iddia edilenin aksine cemaatin Emniyet içinde örgütlenmesi 2000’li yıllara değil 1980’lere dayanıyor. Temellerini 1980 yılında Polis Kolejleri’nde kendisine sadık A.O.K., M.S., A.P. gibi isimlerle atan cemaat, kendisine bağlı unsurların sayısını artırmak için ilk icraatını 1985 yılında hayata geçirdi. Üniversite mezunları Polis Akademisi’ne alındı ve 9 aylık eğitimin ardından Emniyet kadrolarına verildi. Sınav, Türkiye genelinde isteyen tüm üniversite mezunlarına açık olmasına karşın cemaat evlerinden çıkan üniversitelilerin dışında neredeyse kimse bundan haberdar edilmedi. Sınavı kazananlar için akademi içinde bir özel sınıf oluşturuldu ve 9 ayın sonunda bu kişiler komiser yardımcısı olarak mezun oldu. Bir başka deyişle cemaatin elemanları böylece diğer akademi öğrencilerinin bir adım önünde Emniyet teşkilatında iş başı yapmış oldu.
KRİTİK YERLEŞTİRME
Akademiden komiser yardımcısı olarak mezun olan cemaat elemanları karakollarda görevlendirilmedi, bunun yerine Emniyet Genel Müdürlüğü Daire başkanlıklarında, Polis Akademisi’nde, polis okullarında, Ankara Polis Koleji’nde ve daha sonra açılan İzmir, İstanbul, Afyon, Kayseri Polis Kolejleri’nde görevlendirildi. Birçoğu da istihbarat dairelerinde konuşlandırıldı. Üstelik kurulan bu özel sınıfa alınan üniversite mezunları ihtiyaçtan oldukça fazlaydı.
‘ABİ’LER ‘SINIF KOMİSERİ’
Polis okullarında görevlendirilen komiser yardımcıları ise cemaatin üniversitelerde kurduğu ‘abi-abla’ sisteminin bir benzerini Emniyet içerisinde oluşturdu. Her biri sınıf komiseri olan bu şahıslar aynı zamanda sınıf abisi oldu.
Kolej sınavına giren hiçbir şeyden habersiz öğrenciler de kendilerine sınav kazandıran ve öğrenim süresince destek sağlayan bu abilerine minnettarlık borçlarını görev aldıktan sonra ödemeye başladılar.
1986 yılında ilk mezunlarıyla Emniyet içerisine kök salmaya başlayan ‘paralel yapı’, başta İzmir Polis Koleji olmak üzere birçok okulda aktif olmaya başladı. Bu okullara cemaate yakınlığı ile bilinen isimlerin yönetici olarak atanmaları ‘paralel yapı’nın işini daha da kolaylaştırdı ve 1990 yılından itibaren polis okulları Emniyet’e değil cemaate amir yetiştiren yerler olmaya başladı.
ALTTAN PERSONEL GELDİ
Emniyet içerisindeki cemaatin paralel yapılanması 15 yılda tamamlandı. 2000’li yıllardan sonra cemaat destekli bu okullardan mezun olan isimler Personel Şube, KOM, İstihbarat, TEM Şube Müdürlüklerinde görevlendirilmeye başladı. Ancak Emniyet içerisindeki örgütlenmenin sadece amirlerle olmayacağını fark eden cemaat, yine 1985 yılında lise mezunları için açılan sınavla alt düzey personel ihtiyacını da karşılıyordu. 2000’li yıllardan sonra Emniyet içerisinde tayinler, torpiller, adam kayırma uygulamaları da had safhaya çıktı.
EMNİYET’TEN SONRA TSK
Emniyet’teki kadrolaşmayı tamamlayan paralel yapı TSK içinde de harekete geçti. Ancak TSK’ya sızarken fark edilmemeleri için ilginç bir yöntemi hayata geçirdi. Emniyet teşkilatında görev yapan paralel yapının çocukları askeri liselere sınavla sokuldu. Bu çocuklara Deniz Harp Okulu, Kara Harp Okulu, Hava Harp Okulu, Kuleli ve Maltepe Askeri Liseleri’nde girdikleri sınavlar kazandırıldı. Böylece Emniyet içindeki yapılanmanın bir benzeri TSK içinde oluşturulmaya çalışıldı.
Paralel yapının son sızdığı çok önemli nokta ise Milli İstihbarat Teşkilatı oldu.
Emniyet İstihbaratındaki kadrolaşmayı yeterli görmeyen paralel yapı MİT’e de benzer yöntemlerle sızmayı başardı. Burada da sızmanın önünü açan iki önemli isim H.B.A ve H.O. oldu.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...