İşte Mahmut Koçak’ın tarihi manifesto niteliğindeki o konuşması…
Türkiye tarihi bir süreçten daha geçiyor. Etnik ve mezhepsel çatışmaları esas alan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) eski Osmanlı coğrafyasını büyük bir yangın yerine dönüştürmüş vaziyette. Yangın sadece bizim yakın çevremizle sınırlı değil. Birlik, beraberlik, kardeşlik ruhunu kaybetmiş tüm İslam dünyası yanıyor.
Amerikalı bilim adamı ve aynı zamanda iyi bir analizci olan Huntington’un kehaneti adeta tutmuş vaziyette. O, Soğuk Savaş sonrası dönemde dünyada felaketlerin bitmediğini, çok daha büyük çatışmaların kapıda olduğunu söylüyor, medeniyetler çatışmasından bahsediyordu.
Açıkçası, zaman onu teyit etti. Nitekim, gelinen aşama itibarıyla 8 parçaya böldükleri insanlık medeniyeti kendi içerisinde çatışıyor ya da çatıştırılıyor.
Aslında ortada 8 medeniyet falan da yok. Sadece kendileri (Batı-İsrail) ve bir de “ötekiler” var. Ve kavga da şu an ötekilerin kendi içerisinde. İşin vahim tarafı ise, Hak ile batıl arasında cereyan etmesi gereken bu savaşta Hak’kı temsil edenler Hak’kın yolundan fersah fersah uzaktalar. Bundan dolayı da fitnenin tüm oyunlarına rahatlıkla gelebiliyorlar. Ruhlarını kaybettikleri için, şu an kendi aralarında savaşıyorlar.
Bu bağlamda güçlü İstanbul’u kaybeden İslam dünyası, halen o yitiğinin peşinde. Onu tekrar inşa edemediği sürece de İslam dünyasında akıtılan kan ve dökülen gözyaşları durmayacak, dinmeyecek!
Dolayısıyla bu yangında tüm gözler bir kez daha bu ülkenin güzel insanlarının üzerinde. İslam’ın sancaktarlığını yapmış bu coğrafyanın güzel insanları bir kez daha tarihsel misyonunu yerine getirmeye, güçlü bir İstanbul’u yeniden inşa etmeye davet ediliyor.
Bundan kaçma gibi bir lüksümüz yok! Peygamber efendimiz yüzyıllar öncesinden bunun müjdesini vermiş durumda. Aynen İstanbul’un fethi müjdesinde olduğu gibi, bu yüce millet bu tarihsel misyonunu da yerine getirecek ve İslam’ın yere düşmüş sancağını düştüğü yerden kaldıracak.
Aksi takdirde, Filistin’den Myammar’a kadar öldürülen, zulme uğrayan tüm bu Müslümanlardan kısmen de olsa sorumlu olmaya devam edecek.
Evet, şu an hepimiz büyük bir vebal altındayız. Silkinip kendimize gelmediğimiz sürece de bu vebalin altında kalmaya devam edeceğiz.
Diğer taraftan biliyoruz ki, güçlü İstanbul’un inşası elbette o kadar kolay olmayacak.
Çünkü, biliyoruz ki istihbarat örgütlerinin alanda etkili olduğu bu gizli harbin merkez alanını Türkiye ve yakın çevresi ağırlıklı olmak üzere İslam dünyası oluşturuyor. Türkiye, bölgesel-küresel çapta yürütülen bu güç mücadelesinin, yeniden inşa sürecinin adeta merkezinde yer alıyor ve deklare edilmemiş esas hedeflerden birisi olarak devamlı şekilde operasyonlara maruz kalıyor.
Biliyorlar ki; Türkiye tarihsel, coğrafi, psikolojik arka planı ile İslam dünyasını harekete geçirebilecek ve ona yön verebilecek yegâne güçtür.
Bu durum haliyle Türkiye’yi bir tercihe zorlamakta. Türkiye, ya bu yeniden yapılanma sürecinde aktif ve bağımsız bir şekilde yer alacak, yani büyük bir güç olacak ya da tarihteki yerini alacaktır. Üçüncü bir seçenek söz konusu bile değildir.
Dolayısıyla, bundan sonrası için artık Türkiye’nin yanlış yapma lüksü yok! Bunun için de bu ülke toprakları üzerinde yaşayan ve tarihsel kodlarına hızlı bir şekilde dönüş yaşayan bu ülke evlatlarının yeni bir başlangıç yapması ve yeni süreçte hak ettiği yeri alabilmesi için “yeni bir hamle”de bulunması kaçınılmaz bir hal almıştır.
Bunun için Türkiye yeni bir yapıya, anlayışa ve değerler sistemi inşasına ihtiyaç duymaktadır.
Fakat, bu göründüğü kadarıyla kolay gerçekleşeceğe benzememektedir. Bu noktada, Cumhuriyet Türkiyesi’nin kuruluş aşamasında yaşanan etnik-mezhepsel çatıştırmalara dayalı bir takım oyunların, senaryoların bir kez daha ısıtılarak servis edilmesi, bu açıdan bir tesadüf olmasa gerektir.
Ülkeyi etnik-mezhepsel temelli topyekun bir hesaplaşma ortamına çekmeyi hedefleyen bu yeni süreç, hiç kuşkusuz Türkiye’yi adeta korku tünellerine ve sendromlarına sokmak istemektedir. 7 Haziran seçimlerine sayılı günler kala ülkenin provokasyonlar üzerinden büyük çatışmalar içerisine sürüklenmeye çalışıldığı hepimizin malumudur.
Bu kapsamda son yüzyılın senaryosu, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’nin güncellenmiş versiyonu ile birlikte Anadolu topraklarında bir kez daha tatbik edilmeye çalışıldığı çok net bir şekilde görülüyor.
Müslüman, bağımsız ve güçlü Türkiye’yi savunan yeni dinamikten rahatsız olan “küresel irade”, Türkiye’deki milli iradeyi bir kez daha ipotek altına almak istemekte, yeniden inşa sürecindeki her adımı bir fırsat olarak değerlendirmeye çalışmaktadır.
İşte, tam da bu noktada milli iradenin daha uyanık olması ve oyuna gelmemesi gerekmektedir. Merhum Ali Fuat Başgil’in on yıllar öncesinden dikkatleri çektiği gibi; “Bugün Türkiye’de ölmek istemeyen bir mazi ile hayata doğmak için çırpınan bir istikbal mücadele halindedir. Milletin selâmeti bu mücadeleye seyirci kalmakta değil, çarpışan kuvvetleri barıştırmaktadır.”
Bu bağlamda Bingöl’den Verdiğimiz güçlü ses, bütün oyunları bozacaktır. Burada yatan 33 şehidimiz bu yeni sürecin,ortak vatan ve kardeşliğimizin teminatıdır.
Unutmayalım, Anadolu’yu İslam yapan; büyük inancın peşinde koşan ve canını feda etmekten çekinmeyen şehitlerin kanı ve Allah dostlarının dualarıdır. Gönül insanlarının sayesinde bu coğrafya İslam dünyasının kılıcı, kalesi olmuştur. Biz O’na, onun peygamberine ve kitabına sarıldıkça, o büyük hizmeti, misyonu gerçekleştirmek bir kez daha bizlere nasip olacaktır.
Ne güzel söylemiş Yûsuf Harpûtî hazretleri:
Düşmüşem bir nâr-ı aşka, tâ kıyâmet yanarım,
Şem’e pervâneye karşı ağlayûben dönerim
İçmişem aşkın şarâbın, nûş edûben kanarım
Bülbülem güldür murâdım intizârım yâ Resûl!
Bülbül güle ben Alaha âşık oldum yanarım.
Daha sonra 33 şehit adına yaptırılan anıttaki resmi törenlere Katılan koçak ,bazı sivil toplum kuruluşlarını da ziyaret ederek bilgi alış verişinde bulundu.
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...