Kılıçdaroğlu'ndan Davutoğlu'na: Kendi seçim beyannameni düzenlemekten acizsen, o koltukta niye oturuyorsun?

Başbakan Davutoğlu'na da "Parti olarak kendi seçim beyannameni düzenlemekten acizsen, o koltukta niye oturuyorsun?" şeklinde seslenen Kılıçdaroğlu, Erdoğan'a ise Cumhurbaşkanlığı yeminini hatırlatarak, "Namus ve şereften sen ne anlıyorsun arkadaş?" dedi.

Ön seçimle ilgili basın toplantısı düzenleyen ve habercilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarını eleştirdi. Erdoğan'ın, "Parlamenter sistemi bekleme odasına aldık" açıklamasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanına örtülü ödeneği kullanma yetkisi verilmesini de sert bir şekilde eleştirdi.

Erdoğan'a yeminini hatırlattı: "Şeref ve namustan ne anlıyorsun?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüştüğü ve başkanlık sisteminin AK Parti'nin seçim beyannamesinde yer alacağı açıklamasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Sizin kafanızdaki şeref ve namus kavramı nedir? Sayın Davutoğlu'na da sormak istiyorum. Eğer sen parti olarak kendi seçim beyannameni düzenlemekten acizsen, o koltukta niye oturuyorsun? Senin danışmanların yok mu, siyasetçilerin, devlet adamların yok mu? Oturup kendi seçim beyannameni hazırlarsın. Üzülerek söylüyorum, çift başlı bir yönetim var. Düne kadar yoktu, bugün var. Toplum bundan rahatsız, huzursuz. Cumhurbaşkanı anayasada tanımı yapılan görevi yapsın itirazımız yok. Ama çıkıp bir siyasi partinin temsilcisi gibi davranırsa o zaman sorarız, 'namus ve şereften sen ne anlıyorsun arkadaş?' Neden o yemini ettin? Namus ve şeref kavramı bu kadar ucuz mu, bu kadar ucuz olmamalı.

"Türkiye dış politikada sınıfta kaldı"

Yemen'deki gelişmeler sonrasında İran'la gerilen ilişkiler sorulan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Dış politika konusunda Türkiye'nin sınıfta kaldığını bütün dünya biliyor, bütün komşularımızla kavgalıyız. İran'la ilişkilerimiz biraz ortadaydı, şimdi onlarla da kavga etmeye başladık. Eskiden Ortadoğu'da bir olay yaşandı mı, herkesin gözü hakem olarak Türkiye'ye çevrilirdi, bugün Türkiye tecrit edilmiş durumda" değerlendirmesinde bulundu.

"Dışişleri Bakanı kim hatırlayan var mı?"

Dış politika konusunda bir sıkıntı yaşandığında öncelikle Dışişleri Bakanının değerlendirmesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Dışişleri Bakanı kim, hiç hatırlayan varmı? Nasıl bir ülke olduk biz?" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu hükümeti mezhepçi bir politika izlemekle ve Türkiye'yi "Ortadoğu bataklığının bir parçası" haline getirmekle suçladı.

"İnsanın millete biraz saygısı olur"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Parlamenter sistemi bekleme odasına aldık" açıklaması sorulan Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Millet diyorlardı değil mi? 550 milletvekilini kim seçti? Millet seçti. Nasıl oldu da milletin seçtiği vekiller şimdi bekleme odasına alındı? İnsanın biraz millete saygısı olur. Milleti sadece kendisi olarak gören bir anlayış demokrasiye en büyük zararı veren anlayıştır. 'Ben milletim' diyor. İyi de 77 milyon insan ne. O nedenle herkesin oturup düşünmesi lazım. 77 milyon yurttaşımızın düşünmesi lazım, Türkiye'nin geldiği nokta iyi bir nokta değil. Dünyanın sorunu var Türkiye'de. Bakın işsizlik, yoksulluk sorunu var, işçinin, esnafın, sanayicinin sorunu var, çiftçinin sorunu var. Biz bu sorunların tamamını unuttuk, bir kişiye göre rejim oluşturmaya çalışıyoruz. 'Efendim parlamenter sistemi atalım, yerine başkanlık sistemi alalım. Nasıl bir başkanlık sistemi? Amerika'daki gibi başka yerdeki gibi olmasın, bize uygun bir başkanlık sistemi olsun.' Türkiye'nin derdi bu mu? 200 yıllık bir parlamenter sistem deneyimimiz var. Eksiği var mı, var. Nereden kaynaklanıyor eksiği? 12 Eylül darbe yasalarından kaynaklanıyor. Açık çek verdik gelin değiştirelim. Demokrasiyi güçlendirelim. Yüzde 1 alan parti bile parlamentoya bir vekil getirsin. Çoğulculuktan niye korkuyorsunuz? Hepsine hayır dendi, 'Bir kişiye göre bir rejim oluşturacağız'. Bu toplumun buna izin vereceğini sanmıyorum."

Örtülü ödenek eleştirisi

TBMM'de kabul edilen Torba Yasa ile Cumhurbaşkanına da örtülü ödeneği kullanma yetkisi verilmesine ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Örtülü ödenek başbakanın namusuna teslim edilen bir paradır ve ancak ve ancak milli menfaatler için kullanılabilir. Kullanacak kişinin de sorumluluğu vardır. Bütçeyi parlamentoya getiren başbakandır. Başbakanın parlamentoya hesap verme yükümlülüğü var. O nedenle örtülü ödenek konusunda da yetkili olan başbakandır. Örtülü ödeneğin kullanımının bir kısmını Cumhurbaşkanına devrediyorsunuz. Peki Cumhurbaşkanının sorumluluğu var mı? Hayır anayasaya göre sorumluluğu yok. Peki sorumluluğu olmayan bir kimseye neden örtülü ödeneği kullanma yetkisi veriyorsunuz? Bu şu anlama geliyor, 'öyle olaylar olacak ki başbakanın bile haberi olmayacak, o olayları finanse etmeyi cumhurbaşkanı üstlenecek'. İyi de bu başkan kağıttan başbakan mı, ilkokul öğrencisi mi bu başbakan? Böyle bir anlayış devlette olabilir mi? Milli menfaat dolayısıyla bir para harcanacak başbakanın bile haberi olmayacak. Bu doğru değil. Sorumluluk üstlenen kişiye para harcama yetkisi verilir. Sorumluluk üstlenen kişi kim? Yasalara göre başbakan. Örtülü ödenek kullanabilir mi? Yasalara göre elbette kullanabilir. Cumhurbaşkanı örtülü ödeneği nerede kullanacak? Büyük ihtimalle 'Kaçak Sarayın' yapımında. Gerçek rakamlar kamuoyuna yansımasın diye. Başka nerede kullanacak? Hadi istihbarat işlerinde kullanacak diye düşünelim... Milli İstihbarat kime bağlı? Başbakana. Genelkurmay istihbaratı, emniyet istihbaratı kime bağlı? Başbakana bağlı. Cumhurbaşkanına ne bağlı? Ayrıca Cumhurbaşkanı devletin bütün kurumlarının uyum içinde çalışmasından sorumlu. Siz başbakanlığı, başbakanı by-pas edip örtülü ödenek kullandığınız andan itibaren en büyük uyumsuzluğa imza atmış olursunuz."
cnntürk