Bu nasıl iş arkadaş!
Nedir bu, neler oluyor?
Karakollardayken baskın yiyorlar!
Hadi onu geçtik, gündüz gözüne pusu yiyen bir komando timi düşünebiliyor musunuz?
Bu Mehmetçikleri kim komuta ediyor?
Kim bu insanları düşmanın tuzağına itiyor.
İnanamıyorum, inanmıyorum.
Yemek molasındayken baskına uğramışlar!
Teröristler el bombası atmışlar, teröristlerin attığı el bombaları ormanlık alanda yangın çıkarmış, askerlerimizin çoğu bu yangında ölmüş.
Hepsi bu kadar, düşünebiliyor musunuz?
"Çatışmada ve ormanlık alanda teröristlerce atılan el bombalarının etkisiyle çıkan yangından dolayı 13 askeri personelimiz şehit olmuştur."
Demek ki düşman el bombası atacak mesafedeymiş!
Bunlar nasıl el bombasıymış.
Nasıl yangınmış bu böyle.
Askerimiz el bombasının çıkardığı yangından kaçamamış mı?
Keşke inanabilseydim!
Keşke Genelkurmay içimdeki şu hain şüpheyi giderebilseydi.
Giderebilseydi de ben de gönül huzuru içinde "Ne yapalım, kardeşlerimiz vatan müdafaasında düşmanla çatışırken şehit düştüler. Vatanı müdafaa ederken böyle kayıplar olur, vatan sağ olsun" diyebilseydim.
Ama hayır, içimdeki hain şüphe rahat durmuyor.
Keşke, Hasan Cemal'lerin "Kandil röportajları"na karşı, keşke Cengiz Çandar'ların "PKK'yı tek muhatap ilan eden raporlarına" karşı Genelkurmay'ın yanında durabilsem.
Keşke...
Orada, Diyarbakır'da, vatanın herhangi bir parçasında Mehmetçik tuzağa düşürülürken, Ankara'dakiler ne yapıyordu biliyor musunuz?
"Askeri Şura'da nasıl terfi ederiz" diye tartışıyorlardı.
Ağustos geldi ya yine ortam birden ısındı.
Kan sıcağı değil bu, Askeri Şura sıcağı!
Bunların bir kısmı darbe tezgâhlamaktan, cuntacılıktan cezaevlerinde ya...
İşte nasıl olur da bu adamları terfi ettiririz çalışmasındalar aylardır.
Yine "terfi krizi" çıkacakmış Askeri Şura'da...
Başbakan'ın yerinde olsam "Bu kadar şehit varken insan terfi tartışması yapmaya utanır" derdim onlara.
Bu kadar şehit varken bedelli askerlik olmuyor ama cuntacılıktan tutuklananların terfileri falan oluyor...
Bakın bütün bunları geçtim.
Bu hafta içinde, bir ses kaydı dinledik.
Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma Başkanı Tümg. M. Mutlu Arıkan'a ait olduğu iddia edilen ses kaydı yayınlandı.
Adam çıkıp da o ses bana ait değil, bile demiyor.
Belki de diyemiyor!
Peki ne diyor:
Dursun Çiçek'in planları bizim bilgisayarlarda hazırlanmış, diyor.
Bu belgeleri nasıl çıkardıklarını anlayacak bir istihbaratımız yok ki, diyor.
Dursun Çiçek olayında biraz da karacı generaller tutuklansın ki bizim önümüz açılsın, diyor.
Bunlar tamam. Asıl bombayı aynen ağzından aktaracağım ve siz bana diyeceksiniz ki, "Elbette bu adamların yaptığı açıklamalara inanmamakta haklısın."
İşte buyrun, dinleyin ve hükmedin:
"MİT ve Emniyet'le aramızı iyi tutmamızın sebebi, düşmana yakın olmazsan onun ne yaptığından haberdar olamazsın prensibi gereğidir. Bizim aldığımız eğitim, Özel Kuvvetler'den başlayarak, düşmana ne kadar uzak durursan, soğuk durursan o kadar çok onun ne yaptığını anlayamazsın. Onun için çok yakın duracaksın ki, ne yaptığını bileceksin. Başka türlü bilemezsin. Anlayamazsın. MİT'e yaptığımız, Emniyet'e yaptığımız, Jandarma'ya gittik şöyle yapın böyle yapın, diyalog kopukluğu olmasın. Birbirinize sorun. Çünkü açık olmak zorundayız. Bugüne kadar kapalı olduk da ne oldu. Bu insanları biz kendimize yaklaştırıp güven telkin etmek zorundayız..."
Eeee, ne diyorsunuz?
Bu adamlarla terörün önüne geçilir mi?
Bu adamların yaptığı açıklamalara güvenilir mi?
Bu adamların çocuklarımızı düşmanın kucağına atıp atmadığı konusundan emin olunabilir mi?
Keşke...
NUH GÖNÜLTAŞ - BUGÜN
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
Bunlar da ilginizi çekebilir...