Erdoğan İnönü'nün sözüyle seslendi! 'Bu süreci bozmak isteyen içeride ve dışarıda çok sayıda odak ve merkez var'

Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda muhtarlarla bir araya geldiği toplantıda konuşurken çözüm sürecine değindi. Erdoğan konuşmasında İsmet İnönü'nün meşhur bir sözünü de kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki toplantıda muhtarlara hitap eden Erdoğan, çözüm sürecine değindi.

Süreçte pazarlık ve tavizin söz konusu olmadığını yineleyen Erdoğan, "Bu süreci bozmak isteyen içeride ve dışarıda çok sayıda odak ve merkez var" dedi.

Erdoğan, Doğu ve Güneydoğu'daki yatırımların saldırılarla engellenmek istendiğini kaydederek şunları söyledi:

"Şu anda Hakkari'de havalimanı yapılıyor. Ama sürekli iş makineleri yakılıyor. Neden engelliyorsunuz? Kürt kardeşimizi seven biz miyiz oradan seçilmiş olanlar mı? Hastaneyi yapan biz, okulu, havalimanını yapan biz, engelleyenler ise 'ben Kürdüm' diyenler. Bizler tek bayrak tekVatan diyerek yola devam edeceğiz. Bu kirli oyunu bozanlar en başta sizler olacaksınız."

Muhtarlarla yapılan toplantının bir ilk olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bugün burada 406 muhtar kardeşimiz var. Bu vesileyle Türkiye'nin gündemindeki en önemli meseleyi sizlerle paylaşmak istiyorum" diyerek çözüm sürecine ilişkin şunları söyledi:

"Türkiye'nin en can alıcı terör meselesini çözmek için çaba gösteriyoruz. Ret, inkar ve asimilasyona maruz kalan illerimizi ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken Türkiye'nin diğer kesimlerini incitecek hareketlerden kaçınıyoruz.

Doğu ve Güneydoğu'da kanı gözyaşını durdurmaya çalışırken, diğer bölgelerdeki vatandaşlarımızın kaygılarını gidermeye çalışıyoruz. Çözüm süreci taviz vermek asla değildir.

Şehit ve gazilerimizi incitecek hiçbir adım atmıyoruz. Milletimizin çözüme olan inancı daha da artıyor. Bu süreci bozmak isteyen içeride ve dışarıda çok sayıda odak ve merkez var. Biz de inadına yeni ve güçlü Türkiye diyoruz.

Bu süreci sabote etmeye çalışanlar her zaman olacak. Biz bu büyük maniyi ortadan kaldırmaya çalıştıkça bizi engellemeye çalışanlar oldu. Gezi oyunu Türkiye'yi engellemeye çalışan bir süreçti. 17 ve 25 Aralık süreci de aynı şekilde.

Biz hükümet olarak sağlam bir duruş sergiledik. Milletimiz de yerel seçimlerde bize destek verdi. Arkadan Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. Halkımız ilk defa cumhurbaşkanını yüzde 52 ile seçti.

Böyle bir oranla işbaşına gelmiş olmak bizler için büyük bir gurur vesilesi. Bu milletin verasetiyle oynanmaz. Millet küçümsenmez. Bundan sonra Türkiye'nin ilerlemesini engellemek için oyunlar oynanacak. Sizler bu oyunlara karşı uyanık olacaksınız. Hepimiz bu ülkenin bu milletin ferdi değilmiyiz. Bu öfke kin ve nefret niye.

İNÖNÜ'NÜN SÖZÜYLE SESLENDİ

Yarın seçimler var. Özellikle Güneydoğu'da Doğu'da gelip birileri tehditler savurup oyları şu partiye vereceksiniz aksi halde yakarız yıkarız diyebilirler. Namuslu insanlar namussuzlar kadar şerefli olmadıkça cesur olmadıkça başarılı olamayız. Bu merhum İnönü’nün lafıdır. Bunu görmemiz lazım.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan diğer başlıklar şu şekilde:

"Demokrasi önce evde ve mahallede başlar. Muhtarlarımız demokrasinin çekirdeği denilebilecek bir öze sahiplik yapıyor. Biz baskıcı ve dayatmacı idare anlayışının karşısında durduk. Siyasi rakiplerimiz ellerindeki büyük propaganda araçlarıyla siyaset yapmaya çalışırken, caddeler ve semtlere yayılan bir siyasi mücadele verdik.

Onun için muhtarlar bütün siyasi tarihimiz boyunca en fazla önem vediğimiz kesim oldu Belediye Başkanlığımız sırasında muhtarlarla işbirliği yapmanın gayreti içerisinde olduk. Cumhurbaşkanı olduğumuzda da unutmadık. İnşallah yine sizleri ihmal etmeyeceğiz.

Muhtarlarımızın en önemli sorununun ücret sorunu olduğunu biliyoruz. İktidara geldiğimizde muhtarlarımızın eline geçen ücret 97 liraydı. 2005'te bir düzenleme yaparak 456 liraya yükselttik. 2012'de ise 880 liraya yükselttik. Yani 12 yıl içerisinde yüzde 800'e yükseltmiş olduk.

Türkiye'nin imkanları arttıkça muhtarlarımızın bu ücretleri daha da artacak. Bir hükümet başarılı bir icraat sergilemek istiyorsa muhtarlıklarla olan diyalogunu güçlendirmek zorundadır. Akıllı bir siyasetçi bunu yapar. Halkın oylarıyla seçilmiş olmak hiç kuşkusuz bizlere olduğu gibi sizlere de büyük bir mesuliyet yüklüyor.

Muhtarların vazifesi sadece mühür basmak değil. Her bir muhtar kardeşimizin Türkiye'nin vizyonu doğrultusunda çalışmakla mesuldur. Büyük devlet olma vizyonu en başta yerelde başlar. Köy ve mahallelerimizin ufkuyla ülkemizin ufku aynı istikamette olmazsa sağlıklı bir büyüme gerçekleştiremeyiz.

Her konuda birebir aynı düşünmemiz mümkün değil. Ama ortak bir akılla hizmet üretmek öncelikli vazifemizdir. Ekonomimizin büyümesinde, demokrasi standartlarının daha da büyümesinde sizlerin katkılarına ihtiyacımız var."