E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Dr. Mahmut Koçak'tan kritik çağrı: Çözüm sürecinde revizyon zorunluğu ve irade kararlığı şart... Bunun için...

Alternatif Politikalar Merkezi Başkanı Dr. Mahmut Koçak çözüm süreci ile ilgili gelinen aşama ile ilgili çarpıcı bir açıklama yaptı ve yeni yol haritası ile ilgili önerileri sıraladı.

21.10.2014 - 09:58
Dr. Mahmut Koçak tan kritik çağrı:

İşte Dr. Mahmut Koçak'ın o açıklaması...

Alternatif Politikalar Merkezi olarak,Türkiye’nin entellektüel birikiminin bir parçasıyız. Ülkemizin kaderini ilgilendiren meselelerde hiçbir karşılık beklemeden 10 yılı aşkındır sorumluluk alarak, ülkemizin huzuru ve birliği için özellikle halktan halka diplomasi yolunu kullanarak imkanlarımız dahilinde hizmet ediyoruz.
Ülkemizin terörsüz ve milli birlik beraberlik içinde yaşaması adına sürdürülen tüm samimi çalışmaların yanında yer aldık. Düşüncelerimizi Allah rızası için sorumluluk sahibi makamlara yazılı rapor, zaman zaman yüz yüze bazen de bizzat sahaya inerek vatandaşlarımızı dinleyerek ve düşüncelerimizi onlarla müzakere ederek paylaştık.
Açık iletişim yoluyla yazılı ve görsel medya vasıtasıyla çalışmalarımızdan kamuoyunu da haberdar ettik.
Bu ülke hepimizin dolayısıyla fikir üreten kim varsa ortak geleceğimiz adına sorumluluk sahipleriyle ve halkımızla paylaşmalıdır diye düşünüyoruz. Bunun iktidarı ,muhalefeti sivil toplumu olmaz. Milli davalarımızda her zaman bir olmalıyız.
Gelinen bu noktada çözüm sürecinde bize göre bir revizyon zorunluluğuna ve irade kararlılığına ihtiyaç olduğuna inanıyoruz.
"Çözüm Süreci", her ne kadar AK Parti döneminin bir projesi olarak kabul edilse de, özü itibarıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun son döneminden günümüze kadar devam eden bir soruna köklü çözüm bulmayı hedefleyen önemli bir adım olarak kabul etmekteyiz.
Bu noktada, "Kürt Sorunu"nun kabulü ve Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından bizzat ifade edilmiş olması bile başlı başına bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir.
"Yeni Türkiye"nin en büyük projelerinden biri olarak öne çıkan "Çözüm Süreci", Şark Sorunu'nun bir kez daha zirveye çıktığı bir dönemde tarihsel anlamda Türk-Kürt kardeşliğine vurgu yapmak suretiyle, ortak tarih ve coğrafya üzerinden İslam dünyasının geleceğinde bir kader ortaklığına işaret etmektedir.
Selahaddin Eyyubi ruhunu bir kez daha ön plana çıkaran ve İslam üst kimliği çerçevesinde tarihsel bir misyonu hedefleyen Çözüm Süreci, sadece iç politikamız açısından değil, dış politikamız açısından da oldukça kritik bir yere sahiptir. Bir diğer ifadeyle bu adım, sadece Türkiye sınırları içerisindeki değil, Genişletilmiş Misak-ı Milli sınırları içerisindeki Kürtlerle yeni bir birlikteliği de esas almaktadır.
Çözüm sürecini, bu bağlamda merkez-çevre ilişkilerinin sağlıklı bir zemine oturtulması açısından da önemli bir hamle olarak görmekteyiz. Türkiye Kürtlüğünü, bölgesel Kürtlük ile olan ilişkilerde daha sağlıklı bir köprü ve büyük bir avantaj olarak değerlendirmekteyiz.
Çözüm süreci, bu bağlamda "Yeni Türkiye Vizyonu"nun en önemli parçalarından biri olarak kabul edilmektedir.
Sürecin başlangıcı özü itibarıyla Türkiye'nin başlattığı yeni güvenlik anlayışı ve bunun Misak-ı Milli boyutu ile çok yakından ilgilidir. Bu da 2007 yılına denk düşmektedir. 2007'de böylesi bir başlangıcın zarureti görülmüş ve bunla ilgili çok somut sinyal de o zamandan verilmiştir.
Suriye-Irak merkezli yaşanan son gelişmeler bu kararın doğruluğunu ve önemini tartışmasız bir şekilde bir kez daha ortaya koymuştur.
Süreç, dalgalı bir seyir izlemekle birlikte ülkedeki terörü asgariye indirme ve Türkiye'yi şu ana kadar BOP'un tuzaklarından önemli ölçüde uzak tutması itibarıyla kısmen de olsa başarılı sayılabilir. Bu bağlamda Ankara-Erbil hattında yaşanan son gelişmeler ve Kandil ile düne kadar farklı bir sürecin içerisine girilmiş olması, bunun bir göstergesi olarak kabul edilmekteydi.
Fakat, son gelişmeler, bu kısmi başarının bizzat hedef haline getirildiğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, "Çözüm Süreci" Türkiye Cumhuriyet'inin en hassas sinir ucu olarak hedeftedir ve bununla ilgili denemeler Ayn el-Arap (Kobani) gerekçe gösterilerek yapılmıştır.
Söz konusu denemeler, aslında Çözüm Süreci'nin bugüne kadar tek taraflı olarak işlediğini, dolayısıyla da süreç ile ortaya konulan hedeflerden halen çok uzak kalınıldığını göstermiştir.
Nitekim, Çözüm sürecinin en temel hedefleri olarak: 1. Milli birlik-beraberlik-kardeşliğin tesisi; 2. Bu noktada silahların susması; 3. Terörün bitmesi ve terör örgütünün silahlarını bırakması; bir diğer ifadeyle, PKK terör örgütünün tasfiyesi olarak karşımıza çıkmaktaydı.
Buna karşılık, gelinen aşama yukarıda da zikredildiği üzere daha çok tek bir tarafın kazanımlarını ortaya koymaktadır. Süreçteki en büyük hedef olan örgütün silah bırakması temin edilemediği gibi, gelişen konjonktür ile birlikte terör örgütünün siyasi ve askeri bağlamda daha da kuvvetlenmesi ile ilgili bir meşruiyet zemini hızlı bir şekilde bölgede inşa edilmektedir. Dolayısıyla örgütün:
 

  1. Psikolojik
  2. Başta "savaşkan unsurlar" olmak üzere, insan potansiyeli;
  3. Siyasi destek;
  4. Finansal gücü (alandaki otorite boşluğuna bağlı olarak her türlü illegal yöntemlerle para kazanması)
  5. Uluslararası destek ve meşruiyeti;
  6. Silah desteği;
  7. Liderlik sorununu aşma noktasında ciddi bir mesafe kat ettiği görülmektedir.
Daha da önemlisi, süreçte bölgenin devlete olan güveni ve bağlılığı da önemli ölçüde darbe almıştır. PKK terör örgütü, bu satrancı daha iyi oynamaktadır. Bunla ilgili olarak yürütülen algı operasyonu da dikkatlerden kaçmamalıdır. Nitekim çözüm süreci, başta bölge olmak üzere, ülke genelinde devletin alandan tasfiyesi olarak algılanmaktadır. Dolayısıyla süreç, kontrolden çıkma ve bir iç hesaplaşma görüntüsü vermektedir. Sürece olan güven her geçen gün azalmaktadır. Bugün itibariyle bir güven erozyonu söz konusudur.
Bu algının ve olumsuz sürecin acilen önüne geçilmesi gerekmektedir. Bu noktada Kamu Diplomasisi kurumu başta olmak üzere, devletin resmi kurumlarına, medyaya, STK'lara, üniversitelere, aydınlara vb. büyük bir görev-sorumluluk düşmektedir.
Sonuç olarak:
PKK terör örgütü, tarihinin en "şanslı" ve belki de en "güçlü" dönemine IŞİD üzerinden girmektedir. Alanda eleman kaybeden terör örgütü masada kazanacağa benzemektedir. Çözüm süreci önü alınamadığı takdirde büyük bir çıkmaza ve acil bir çözüm getirilemediği takdirde ise ucu çok daha büyük sorunlara Allah korusun iç savaş dahil gebedir. Dolayısıyla Çözüm Sürecinde bir revizyon ve irade kararlılığı deklarasyonu kaçınılmaz bir hal almıştır.
Peki, ne yapılabilir?
 
  • Öncelikle, gelinen aşama itibarıyla artık şunun görülmesi ve kabul edilmesi gerekmektedir. Tek taraflı bir çözüm aracı hiç bir zaman için beraberinde başarı getirmez. Dolayısıyla devletin asli zemini kaybetmeden; bir diğer ifadeyle Kürt Sorununu çözüyorum derken, yeni bir soruna ("Türk Sorunu") yol açmadan yeni bir yol haritası belirlemesi gerekmektedir. Aksi takdirde, bu süreçte yaşanacak olası bir başarısızlık, beraberinde diğer etnik-dini (mezhepsel) bazlı çözülmeleri de getirmeye adaydır.
 
  • "Pazarlık" görüntüsü çok açık bir hal almıştır. Bu da, çözüm sürecinin önündeki en büyük engellerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. "Pazarlık görüntüsü/algısı", çözümsüzlük sürecine hizmet etmektedir. Bu görüntünün acilen ortadan kaldırılması gerekmektedir.
 
  • Çözüm sürecinin kanaat önderleri hususu bir kez daha gözden geçirilmelidir. Sıkıntının temel kaynaklarından birisi de ne yazık ki "Akil Adamlar" (kanaat önderleri mekanizmasının sağlıklı bir şekilde işletilememiş olmasından kaynaklanmaktadır Çözüm sürecinde medyada daha çok ön plana çıkanlar Kürt ya da başka etnik gruplardan insanlardır. Bu husus, süreçte önemli bir tepkiye, zemin kaybına yol açmaktadır.
 
  • Kürtleri temsil ettiğini ifade edenlerin önemli bir kısmının Kürtlük ve İslam'la bir ilgisinin olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla, temel kriterlerin-özelliklerin bir kez daha gözden geçirilmesi kaçınılmaz bir hal almıştır.
 
  • Çözüm süreci konusunda tam bir mutabakatın olmadığı görülüyor. Tarafların süreçten beklentileri farklı. Bu farklılığın giderilmesi gerekmektedir.
 
  • Ortada bir yol haritasından bahsedilse de, bu konuda tarafların farklı yol haritalarına sahip oldukları görülüyor.Ortak bir yol haritasında mutabakat şart olmuştur.
 
  • En temel sorunlardan birisi de, süreç içerisinde karşımıza çıkmaya başlayan muhatap sorunudur. Çözüm sürecinin ikinci ayağında (Kürt tarafı) çok başlılık vardır. Bu sorunu sistematik-bilinçli bir şekilde kullandıkları ve böylece daha fazla taviz koparmaya çalıştıkları görülmektedir.
Sonuç Olarak Atılması gereken adımlar:
 
  1. Sonuç Olarak Atılması gereken adımlar:
     
  2. Süreç noktasında kararlılık iradesi yenilemesi;
  3. Süreçteki çok başlılığın giderilmesi;
  4.  Kararlılık mesajı;net ve güçlü bir şekilde verilmelidir.
     
  5. Ankara'ya güven noktasında herhangi bir şüphe duyulmayan Kürt grupların acilen tespiti ve onlardan destek açıklamalarının alınması (aynen Kuzey Irak'taki 63 Kürt aşiret reisinin açıklamasında olduğu gibi);
  6. Kararlılık mesajı;net ve güçlü bir şekilde verilmelidir.
  7. Kararlılık mesajı verilirken "her ne pahasına olursa olsun çözüm sürecinden vazgeçmeyeceğiz" türünden söylemlerden kaçınılması. Dolayısıyla söylemde revizyon;
  8. Süreç ile ilgili beklentiler daha makul bir seviyeye çekilmelidir. Aksi takdirde sürecin kendisi bu yüksek beklentilerin hedefi haline gelmektedir. Böyle gittiği takdirde de bu yüksek beklentileri altında kalma olasılığı her geçen gün daha da yükselmektedir.
  9. Çözüm süreci önü alınamadığı takdirde büyük bir çıkmaza ve acil bir çözüm getirilemediği takdirde ise ucu açık çok büyük sorunlara neden olabilir.
  10. Yeni bir emperyal tehditle karşı karşıyayız. Bu emperyal tehdide karşı Birinci Meclis Ruhu'na ihtiyaç duyulduğu görülmektedir. Ve o ruhu yeniden var etmek esastır.
  11. KOBANİ bahane edilerek kamu mallarına zarar verenler,onlarca insanımızın ölümüne sebep olanlar, bu olaylar olurken yangını bile söndürmeye gitmeyen, seyirci kalan hatta olayları tahrik eden Belediyeler ve Belediye başkanlarıyla ilgili kanuni takibat mutlaka yapılmalıdır. Çünkü batı da devlet ne ise doğu da da o olmalı ve kanunlar tüm vatandaşlara eşit uygulanmalıdır. Devlet olmanın gereği de budur. Bu konuda kimse çözüm sürecini millete ve devlete şantaj olarak sunamaz.

Dr. Mahmut Koçak
Alternatif Politikalar Merkezi Başkanı
 

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay TURKTIME'a Konuştu
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay Talat Atilla'ya konuştu ve çarpıcı açıklamarda bulundu...
Aylin Kotil Turktime’a Konuştu
CHP Beyoğlu Belediye Başkan Aday Adayı Aylin Kotil Turktime’ı ziyaret ...
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya Turktime'a Konuştu
MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya: GEZİ PARKI EYLEMLERİNDE ...
 
Şahin Mengü: Baykal Ortaya Çıkacak ve…
CHP’nin önemli isimlerinden Şahin Mengü Turktime’ı ziyaret etti ve Talat ...
Şahin Mengü Turktime’a Konuştu
CHP’nin önemli isimlerinden Şahin Mengü Turktime’ı ziyaret etti ve Yönetim ...
Gürsel Tekin Turktime’a Konuştu
CHP’nin iki numaralı ismi Gürsel Tekin Turktime'ı ziyaret etti. Tekin, ...
 
Kılıçdaroğlu; El Parasıyla Gerdek Olmaz...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Talat Atilla'ya gündemin sıcak konularını değerlendirdi.
Haluk İpek Talat Atilla'ya Konuştu: CHP'ye Sıfır Taviz Verdik
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Haluk İpek Türkiye’nin ...
AKP Gaziantep Milletvekili Şamil tayyar Turktime’a Konuştu
AKP’den Gaziantep Milletvekili seçilen Star Gazetesi eski Ankara Temsilcisi ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
Gençlerbirliği
Tayyip Erdoğan
Netanyahu
Demba ba
uefa
GAZİANTEP
THY
zatürre
Boşanma