E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu: Esad'ın Hem Ahlaki Hem de Suriye'yi Yönetme Meşruiyeti de Kudreti de Kalmadı!

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Artık Esed'in Suriye'yi hem ahlaki olarak yönetme meşruiyeti kalmamıştır hem de fiilen, siyasi olarak da yönetme kudreti kalmamıştır" dedi.

22.01.2014 - 19:29
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu:

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsviçre'nin Montrö kentinde düzenlenen Cenevre-2 Konferansı'nda konuştu.

2 milyondan fazla Suriyelinin evlerini terk ederek bölge ülkelerde mülteci konumuna düştüklerini belirten Davutoğlu, Türkiye'nin 700 bin Suriyeli kardeşine kucak açtığını ifade etti. Davutoğlu, "Bu açık kapı politikamızı evleri güvenli olana kadar devam ettireceğiz" dedi.

Milyonlarca Suriyelinin gıda ve ilaç gibi en temel gereksinimlerinden mahrum bırakıldığını, onbinlerce kişinin sistematik kuşatma altında ölümü beklemeye mahkum edildiğini kaydeden Davutoğlu, şunları söyledi:

"Aç bırakma bir savaş silahı olarak kullanılıyor. Bu insanlık dışı uygulamalara acilen bir son verilmeli ve bunlar cezasız kalmamalı. BM tarafından belgelenen her türlü suç ve alçakça yapılmış insan hakları ihlalleri Suriye'de maalesef yakın geçmişe damgasını vurmuştur."

Davutoğlu, bu tür suçların aralıksız devam ettiğinin bildirildiğini, geçtiğimiz günlerde AA tarafından ortaya çıkarılan ve 11 bin kişinin öldürüldüğünü gösteren belgeler karşısında herkesin nutkunun tutulduğunu dile getirdi.

Sierre Leone'de rejim tarafından insanlığa karşı işlenen suçlarla ilgili kurulan özel mahkemeye savcının sunduğu rapordan alıntı yapan Davutoğlu, "Nuremberg'ten beri bu tür devlet destekli, sanayi makinesi benzeri, sistematik işkence ve katliamlar" görülmediğini kaydetti.

Davutoğlu, "Bu acımasızlık açıkça insanlığa karşı suçtur ve savaş suçu işleyenler veya insanlığa karşı suç işleyenler hesap vermeli" dedi.

"Korkunç görüntüleri görmezden gelmek isteyenler olabilir" diyen Davutoğlu, 20 yıl önce Srebrestsa'daki katliamların da görmezden gelinmeye çalışıldığını hatırlattı. Davutoğlu, "Ancak bu görüntülerin hafızalarda ve vicdanlarda yarattığı etki silinemedi. Srebretintsa'da işlenen suçlar gibi Suriye'deki suçlara ve acımasızlıklara imza atanlar da adaletle yüzleşecekler" diye konuştu.

Davutoğlu’dan Esed rejimine ‘terörist’ tepkisi

Konuşmasında Esed rejimini sert dille eleştiren Dışişleri Bakanı Davutoğlu, “Merak ediyorum, nasıl oluyor da rejimin temsilcileri yalanlarıyla tüm uluslararası toplumu kandırabileceklerini düşünüyorlar. Kendi halkına karşı işledikleri tüm korkunç suçlara rağmen hala utanmazlık içinde olanlara bir karşılık vermek bile istemiyorum. Tarih onları acı bir şekilde yargılayacaktır” dedi.

Konuşmasının başlangıcında, üç gün önce Şanlıurfa’da Suriyeli mültecilere yaptıkları ziyareti anımsatan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye’deki mülteci kamplarında doğan ve sayıları 8 bini aşan Suriyeli bebeklerin dramını, savaştan kaçan, ayağını kaybeden kız çocukların yaşadıklarını anımsattı.

“Bu kız çocuklar bizim Türkiye’de ağırladığımız 700 binden fazla teröristten bazıları. Türkiye’de doğan 8 bin 500 çocuk teröristten bazıları” diyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Evet tabii, daha başka 2 milyon daha terörist var, diğer komşu ülkelere sığınmış olan. Evet tabii, Suriye içinde evlerini terk etmek zorunda kalmış, gıda ve barınacak yer bulmaya çalışan 5 milyon terörist var. Tabii, çok daha fazla sayıda terörist, rejimin vahşeti altında yaşam mücadelesi veriyor. Tabii, çok sayıda şehir Scud füzeleriyle havadan varil bombalarıyla vuruldu çünkü onlar terörist şehirlerdi. Evet, teröristler Scud füzeleri fırlattılar, geniş yerleşim birimlerini top atışına tuttular, varil bombaları, kimyasal silahlar kullandılar, insanları öldürdüler. Gerçekte Suriye’de kimlerin terörist olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz."

"Suriye Suriyelilere aittir"

Davutoğlu, Suriye konusunda uluslararası toplumun bugüne kadar başarılı bir sınav veremediğine işaret ederken, şunları kaydetti:

"Bugün burada insan yaşamını ve insan onurunu konuşuyoruz. Buraya göstermelik bir diplomasi yürütmek için gelmedik. Bu konferansın amacı, Urfa’da ziyaret ettiğim Suriyeli kız çocukları, onların neslinin geleceğini kurtarmaktır. Ancak bugün Suriye’de gördüğümüz merhametsizliktir. İnsanlar zulüm altında ezilmekte, suçlar cezasız kalmaktadır. Suriye’de olanlar, insanlık için ve uluslararası toplum için bir utançtır."

Suriye’deki iç savaşın bugüne kadar 150 binden fazla can aldığını söyleyen Davutoğlu, “Rejimin elinde açlığa terk edilen ve işkenceye uğrayan tutuklular, kaybolan kişiler bu sayıya dahil değildir. Bir nesil kaybedilmiş, Suriye’nin ekonomik altyapısı ve kültürel mirası büyük zarar görmüştür” dedi.

Türkiye'nin Suriye konusunda siyasi bir çözümden yana olduğunu bildiren Davutoğlu, konferansın Suriyelilerin çektiği acılara bir son verilmesi açısından önemli olduğunu ve bu fırsatın kaçırılmaması gerektiğini kaydetti. "Bizi buraya getiren parametreleri unutmamamız gerek" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bir, ortak amacımız, BM Genel Sekreteri'nin de belirttiği gibi, 30 Haziran 2012'de kabul edilen Cenevre Bildirisi'nin tam uygulanmasının sağlanması. İki, bugüncü konferans ya da Cenevre-2 girişimi tek başına bir hadise değil, daha çok Suriye'de barışı getirecek bir mekanizmadır. Şu andan itibaren kaybedilen her can çok fazladır. Bu nedenle bugün burada başlatılan süreç açık uçlu olamaz. Üç, bu konferansın uygulamaya amaçladığı Cenevre Bildirisi siyasi değişimle ilgilidir. Bunun reçetesi zaten bildirinin içinde bulunmaktadır. Bu da karşılıklı rızayla tüm güvenlik ve istihbarat kurumlarını da içeren tam icra yetkisine sahip geçiş yönetimin kurulması. Bu amacı sulandıracak ya da saptıracak her türlü girişim tartışmasız şekilde en başında reddedilmelidir. Dört, meşruiyetini kaybetmiş, ülkede otoritesini uygulayamayan bir lider ve yakınları ve eli kana bulanmış olanlar iktidarda kalamaz. Beş, kimsenin kendi gündemi veya daha fazla can almak için bu uygulamaları kendi çıkarına kullanmalarına izin verilmemeli. Geciktirme taktikleri ve iktidarı bırakmamak için süreci suistimal etme girişimleri hoş görülmemelidir. Suriye devletinin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü korunmalıdır. Gelecekteki Suriye, dini ya da etnik geçmişi ne olursa olsun, herkesin kanunlar önünde eşit olduğu demokratik, çoğulcu, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygılı bir ülke olmalı."

Davutoğlu, tüm tarafları bu parametreler ışığında sorumlulukla davranmaya çağırdı ve konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Suriye'nin gücü bizim gücümüz olacaktır. Komşularıyla barış içinde olan bir Suriye, bizim güvenliğimizi sağlayacaktır. Suriye Suriyelilere aittir. Suriye halkı demokrasiye ulaşacaktır ve diktatörlüğü yenecektir. Daha parlak bir gelecek Suriye halkını bekliyor. Türkiye bu yolda Suriyeli kardeşlerinin yanında olacaktır."

Diğer ülkeleri suçlamaya dönük bir çaba

Davutoğlu, Cenevre-2 Konferansı'nda Türk gazetecilere yaptığı açıklamada, şöyle konuştu:

“Maalesef ilk oturumda Suriye rejiminin dışişleri bakanının konuşması konferansın ruhuna, Cenevre-1 bildirisinin esasına aykırı bir nitelik taşıyordu. Bütün konuşmada, Cenevre-1 bildirisi ve anlaşmasının mutabakatının -ne derseniz deyin- esasını teşkil eden geçiş hükümeti kavramını bırakın, geçiş kavramına bile bir atıf olmaksızın, sadece saldırgan bir üslupla diğer ülkeleri suçlamaya dönük ve Suriye’deki yaşanan olayların gerçek yüzünü gizlemeye dönük bir çaba sergiledi. Bu büyük bir hayal kırıklığına yol açtı. Birçok ülke, daha sonra bu mantıkla konferanstan nasıl netice alınabileceğini sorguladı. Suriye rejiminin bu üslupla gerçekleştirdiği insanlık suçlarını örtmeye gücü yetmez. Her türlü yöntemle Suriye halkı katledilmiştir, etnik kıyım uygulanmıştır, insanlık suçu işlenmiştir. Denenmedik yöntem kalmamıştır. Buna rağmen bu faciadaki rollerini unutup başka ülkelere ve Türkiye'ye dönük de eleştirilerde bulunmuş olmaları kabul edilebilir bir durum değildir. Bütün bir halkı, şehirleri terörist ilan etmek, 2. Dünya Savaşı'ndaki Nazi yöntemlerini hatırlatan resimlerle bir halkı katletmeye çalışmak, Birleşmiş Milletler'in atıl kalmasından istifade uluslararası toplumla neredeyse alay edercesine bu katliamları sürdürmek, herhalde 21. yüzyılın ilk büyük suçunu da oluşturmaktadır.

Gönül isterdi ki konferans daha olumlu bir atmosferde başlasın. Buna rağmen Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı Ahmed El-Carba'nın konuşması çok daha serinkanlı ve doğrudan hedefe yönelikti. Provokatif saldırılara cevap vermeyen bir yaklaşım sergiledi."

Bakan Davutoğlu, konferansın devamına ilişkin olarak BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile sabah konferans öncesinde bir toplantı gerçekleştirdiğini, dün akşam da Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu'nun temsilcileri ile gece geç saatlere kadar süren bir toplantı yaptığını hatırlatarak, "Bugün de akşam kendileriyle tekrar görüşeceğim" diye konuştu. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile kapsamlı bir durum değerlendirmesi yaptıklarını açıklayan Davutoğlu, Almanya, Hollanda ve İngiltere dışişleri bakanlarıyla da Suriye'yle ilgili konuları ele aldıklarını kaydetti.

Cuma günü başlayacak müzakerelerin başarılı olabilmesi için her iki tarafın eşit şartlarda masaya oturması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Bugün elde edilen en önemli netice bence tarafların netleşmiş olmasıdır. Yani artık ortada bir Suriye rejimi tarafı, bir de Suriye Ulusal Koalisyonu tarafı var. Bunlar netleşti. Taraflar belli. Müzakere pozisyonları -çok aralarında uçurum da olsa - nihayet biliniyor" diye konuştu.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'la yaptıkları görüşmede de rejimin zamana dönük taktik diplomatik manevra yapmasına izin verilmemesi talebinde bulunduğunu belirten Davutoğlu, insani durumun hemen iyileştirilmesi yönünde güven artırıcı önlemlerin devreye sokulması ve Cenevre-1'in ruhuna uygun bir şekilde bir an önce tam yetkiye sahip geçiş hükümeti kurulması yönündeki genel irade ve hedefin de göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

Davutoğlu, Ban Ki-mun'a bir ayağında insani yardımları, insani durumun iyileştirmesi ve ateşkes görüşmeleri olan, diğer ayağında da en kısa zamanda bir geçiş hükümeti kurulmasıyla ilgili çalışmaların olduğu iki ayaklı bir müzakere yürütülmesinin doğru olacağı yönündeki görüşlerini aktardığını vurguladı.

Ahmet Davutoğlu, Cuma günü başlayacak görüşmelerde bir an önce netice alınması için çalışmalara katkıda bulunacaklarını belirterek, hem Türkiye'nin hem de uluslararası toplumun Suriyelilere olan borçlarını gecikmiş de olsa ödeyecek kararlar alınmasını ümit ettiklerini söyledi.

"Esed hangi şehre gidebilir"

"Artık Esed'in Suriye'yi hem ahlaki olarak yönetme meşruiyeti kalmamıştır hem de fiilen, siyasi olarak da yönetme kudreti kalmamıştır" diyen Davutoğlu, "Suriye'nin hangi şehrini alırsanız alın, bir devlet başkanı olduğunu iddia eden birisinin o şehre gidememesi düşünülür mü? Hangi şehre gidebilir Beşşar Esed?" diye konuştu.

aa

YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
hulya 23 Ocak 2014 Perşembe 14:03

Suriye Dışişleri Bakanı "Esat bizim kırmızı çizgimizdir"dedi.Suriye ordusuda yönetimide Esat'ı bağımsızlıklarının bir sembolü olarak görüyorlar.

Yorumu oyla      18      10  
Misafir 23 Ocak 2014 Perşembe 11:50

Valahi benim gördüğüme göre Esad siszden daa meşru durumda. Adamın ülkesi işgal altında ama halahk arkasında. El kaideyi göreceğimize biz esada razıyız diyorlar. Suriye politiksını hırs le akıldan yoksun yönettiniz. Şahsileştirdiniz ülkemizi tehlikeye attınız.

Yorumu oyla      18      10  
Misafir 23 Ocak 2014 Perşembe 09:00

Bir de Suriye halkına sorsaydık hocam!!

Yorumu oyla      19      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Aylin Kotil Turktime’a Konuştu
CHP Beyoğlu Belediye Başkan Aday Adayı Aylin Kotil Turktime’ı ziyaret ...
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya Turktime'a Konuştu
MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya: GEZİ PARKI EYLEMLERİNDE ...
Şahin Mengü: Baykal Ortaya Çıkacak ve…
CHP’nin önemli isimlerinden Şahin Mengü Turktime’ı ziyaret etti ve Talat ...
 
Şahin Mengü Turktime’a Konuştu
CHP’nin önemli isimlerinden Şahin Mengü Turktime’ı ziyaret etti ve Yönetim ...
Gürsel Tekin Turktime’a Konuştu
CHP’nin iki numaralı ismi Gürsel Tekin Turktime'ı ziyaret etti. Tekin, ...
Kılıçdaroğlu; El Parasıyla Gerdek Olmaz...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Talat Atilla'ya gündemin sıcak konularını değerlendirdi.
 
Haluk İpek Talat Atilla'ya Konuştu: CHP'ye Sıfır Taviz Verdik
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Haluk İpek Türkiye’nin ...
AKP Gaziantep Milletvekili Şamil tayyar Turktime’a Konuştu
AKP’den Gaziantep Milletvekili seçilen Star Gazetesi eski Ankara Temsilcisi ...
Kılıçdaroğlu: Dua Etmeden Uyumam
CHP Lideri kemal Kılıçdaroğlu Turktime Yönetim Kurulu Başkanı ve Güneş ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
moskova
İsveç
premier lig
A Milli Takım
Brezilya
Yükseköğretime Geçiş Sınavı
ygs 2015
Fatih Erbakan
zonguldak maden