Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan satırbaşları şöyle:
''Bize saldırı başlattılar, hedefleri AK Parti'yi yüzde 30'un altına nasıl düşürmekti. Sınır ilke tanımadılar. Biz öyle bir seçim yaşadık ki muhalifler tarafından planlar projeler hiç gündeme getirilmedi. Mevcut büyükşehir belediye başkanları yaptıkları ve yapacaklarını anlattı. Muhalefet anlatamadı. Gerilimi körükleyerek başarı sağlayacaklarını zannettiler. Türkiye'nin kurumlarına saldırdılar. Şahsıma aileme arkadaşlarıma saldırdılar.
Şantajlar ve tehditler yapıldı. 30 Mart akşamında da bizden bir balkon konuşması yapmamızı istediler. Bir balkon konuşması yapalım bütün o namertlikleri alçaklıkları unutalım üzerine bir çizgi çizelim istediler. Biz hesaplaşma değil helalleşme yapalım dedik ancak olmadı.
30 Mart öncesinde yapılanlar öyle kolayca unutulacak üzeri çizilecek, affedilecek şeyler değildi. Devlete saldırı düzenlendi, millete saldırı düzenlendi, istiklalimize, istikbalimize saldırı düzenlendi. Bunu affetmek, bunun üzerini çizmek, hadi helalleşelim demek kusura bakmayın bizim haddimiz de hakkımız da değildir. Bunların hesabı sorulacak.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne saldırı düzenleyenlerden bunun hesabı mutlaka sorulacak. Yargı mensubu sokağa çıkıp konuşmaz yargı mensubu kararlarıyla konuşur. Bir yerlerden aldıkları talimatlarla karar verenler, paralel yargıdır. Millet bu tuzaklar karşısında dik duruş bekliyordu. AK Parti o dik duruşu sergiledi. Muhalefette doğru konuşma diye bir şey yok. Takiyye var. Pensilvanya'daki örgütle ne boyutta bir işbirliği yaptıklarını açıklasınlar.
Ne diyordu MHP Genel Başkanı 'Başbakan kaçacak Malezya'ya gidecek Sudan'a gidecek.' Ne oldu? Dün akşam Malezya Başbakanı buradaydı beraber yemek yedik.
CHP'nin Genel Müdürü'nün Türkiye düşmanı o hain örgütle yaptığı işbirliği ve ittifakı inanın biz unutsak da millet unutmaz, tarih asla unutmaz. Ankara caddelerinde CHP Genel Başkanı'nın yaptığı bozkurt işareti unutulmaz.
Dünyanın her yerinde kaybeden hesabını verir. Bizim ülkemizde muhalef böyle bir kültür yok. Bunlarda kaybeden terfi ediyor. Kılıçdaroğlu İstanbul'da kaybetti Genel Başkan oldu. Şimdi kaybeden de herhalde bir yere gelir.
Bugüne kadar maalesef yargı mensupları içinde acaba kaç kişi ceza aldı diye bir bakarsanız, parmak sayılarını geçmez. Ama yasama mensupları öyle değil, yürütme mensupları öyle değil. Onları gelen vuruyor, giden vuruyor. Biz kefenlerimizle yola çıktık dedik. Bizim böyle bir endişemiz yok. Ama yargı, lütfen onlar da kararlarıyla konuşsun. Adil olanları kastetmiyorum, onlara bizim saygımız büyüktür. Fakat bir yerlerden aldıkları talimatla karar verenleri kastediyorum ki bunlar paralel yargıdır. Seçim tablosu,muhalefetin hezimet tablosudur. Bu tablo kaset siyasetinin, ahlak dışı siyasetin çöküş tablosudur.
Biz hiçbir zaman tek tip insan, tek tip vatandaş inşa etmek gibi bir gayenin içinde olmadık. Elbette ilkelerimiz, ideallerimiz, hedeflerimiz var. Elbette sınırlarımız, kırmızı çizgilerimiz var. Elbette muhafazakar demokrat politikalarımız var. Ama biz kendi fikrimizi kendi yaşam tarzımızı herkese dayatmanın değil, ortak değerlerde buluşmanın, ortak bir zeminde buluşmanın derdi içinde bir kadroyuz.
Şu görülmüştür ki böyle bir yapıyla, böyle bir anlayış ve zihniyetle bu muhalefetin Türkiye için yararlı olma, Türkiye'nin geleceğine katkı sunma imkanı yoktur. Muhalefetin artık değişmesi, bizzat kendileri için, kendi seçmenleri için, en önemlisi de Türkiye için artık kaçınılmaz bir ihtiyaçtır.
İlk kez milletin oylarıyla cumhurbaşkanı seçiyor olmanın bir sorumluluğu var. Bu işi ne kadar suhuletle ne kadar pürüzsüz neticelendirirsek geleceğe de öyle bir miras bırakırız. İnşallah geçmişin acı hatıralarını, bütün bunları unutturacak demokrasi şölenine çevirecek bir şekilde bunu da sona erdireceğiz.''
ntvmsnbc