Balyoz Sanıklarının Son Umudu da Bitti! Belgelerin Sahte Olduğuna Yönelik Soruşturmada Takipsizlik Geliyor!

Bazı Balyoz sanığı yakınlarının davaya temel olan belgelerin sahte olduğuna ilişkin iddiası hakkındaki soruşturmada savcılığın takipsizlik kararı kesinleşti.

Eski Emniyet görevlisi Orhan Aykut, Aydınlık gazetesinde yayımlanan bir röportajında belgelerin Mehmet Baransu’ya İskender Pala’dan geldiğini iddia etmişti. Bunun üzerine Balyoz sanıkların eşleri, Taraf yazarı ve muhabiri Mehmet Baransu, edebiyat araştırmacısı, yazar İskender Pala ve Milletvekili İhsan Arslan hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Orhan Aykut’un Aydınlık’ta yayımlanan iddiaları suç duyurusu için dayanak gösterildi. Sanık yakınları, Aykut’un “Bavulu Pala’dan aldık, CD’leri Ankara’da ürettik” iddiasıyla ilgili olarak, Balyoz davasına delil olan CD’lerin, 32 bilirkişi raporuyla yalanlandığını savunmuştu. Mahkemenin bu bilirkişi raporlarını dikkate almadığını, CD’lerin sahte olduğunu ve bu CD’lerin de bir çete tarafından üretildiğini iddia etmişlerdi.

BELGELER BİRBİRİNİ DOĞRULUYOR

Bu şikâyet üzerine soruşturma başlatıldı. Savcı Bekir Gencer tarafından yürütülen soruşturmada, Balyoz davasına konu olan belgeler İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nden istendi. Balyoz belgelerini ve bilirkişi raporlarını uzun süre inceleyen savcılık, “CD’ler üretildi” iddialarının doğru olmadığını ortaya koydu. Savcılık, Taraf gazetesinde yayımlanan belgelerin gerçek olduğunu ve bu nedenle “sahte belge üretildiği” yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Balyoz belgelerinin ele geçirilmesinde hukuka aykırılık olmadığını söyleyen savcılık, CD’leri doğrulayan çok sayıda belge bulunduğunu vurguladı. Savcılık, “Oraj”, “Suga”, “Çarşaf” ve “Sakal” eylem planlarının, 11 No’lu CD’de yer alan belgelerle ve tanık beyanlarınca doğrulandığını ifade etti.

AYNI BELGELER

Ayrıca Baransu’nun savcılığa teslim ettiği 2229 yazılı belge ile dijital belgelerin, Balyoz sanığı Emekli Albay Hakan Büyük’ten ele geçirilen belgelerin aynısı olduğu belirtildi.

Tüm bu belgelerin de Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçen bütün belgelerle örtüştüğü vurgulandı. Baransu’nun teslim ettiği belgeler içerisinde ıslak imzalı olanlar bulunmasının önemine dikkat çeken savcılık, Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen 5 nolu hard diskten elde edilen deliller neticesinde yapılan keşif aramalarında, dijital verilere uygun miktarda mühimmat ve suç eşyasının bulunduğu da ifade etti. Savcılık ayrıca, Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen dijital belgelerde yer alan “Haber elemanları tarafından hoparlörden dini yayın yapılacak ve sonrasında ortalığı karıştırmak için resmi makamlara ihbarda bulunulacak” şeklindeki planın, Değirmendere’de uygulandığını, bunun tutanaklarla sabit olduğunu belirtti.

İDDİALARI DOĞRULAYAN EMARE YOK

Bütün delilleri dikkate alarak “Suç örgütü kurma” ve “Suç uydurma” iddialarını yalanlayan savcılığın takipsizlik kararında şu ifadeler kullanıldı: “Tüm bu veri ve incelemeler dikkate alındığında, müştekilerin dilekçelerinde, sanıkların da daha önce soruşturma ve yargılama aşamasında ileri sürdüğü ‘CD’ler üretildi’ iddiasını doğrular nitelikte hiçbir emareye rastlanılmadığı (...) anlaşılmakla şüpheliler hakkında yürütülen suçtan kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.”

KARAR KESİNLEŞTİ

Balyoz sanıklarının avukatları savcılığın takipsizlik kararına itiraz etti. Bu kez, Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi dosyayı inceledi. Mahkeme de, savcılığın takipsizlik kararının yerinde olduğunu belirtti ve takipsizliği kaldırmadı. Mahkemenin bu kararıyla birlikte, takipsizlik kararı kesinleşti. Bir iddia ile ilgili soruşturma bir kez yapılabildiğinden, bu karardan sonra, belgelerin sahte olduğuna ilişkin şikâyetlerin takipsizlikle sonuçlanması gerekiyor. Böylece, Yargıtay’ın cezaların çoğunluğunu onadığı Balyoz davası kararından sonra, belgelerin gerçekliği savcılık makamlarınca da tescillenmiş oldu.

taraf