E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

Bakan Yılmaz valilere seslendi: Merkezi idareden gelen kaynakları en hızlı şekilde kullanmanızı bekliyorum!

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, yatırımlar konusunda valilere çağrıda bulunarak, Türkiye'nin kaynaklarını verimli kullanmak zorunda olduklarını söyledi.

26.02.2015 - 21:03
Bakan Yılmaz valilere seslendi:

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, yatırımlar konusunda valilere çağrıda bulunarak, "Merkezi idareden gelen kaynakları en hızlı şekilde kullanmanızı bekliyorum. Kullanamayacağınız kaynağı da bence talep etmemelisiniz" dedi.

Yılmaz, İçişleri Bakanlığınca Gölbaşı'ndaki Vilayetlerevi'nde düzenlenen Valiler Buluşması'nda yaptığı konuşmada, valileri, yerel kalkınmanın lideri olarak gördüklerini söyledi.

Kalkınmanın en önemli unsurlarından birinin yatırımlar olduğunu dile getiren Yılmaz, kamu yatırımları açısından valilerden iyi bir koordinasyon yapmalarını, yatırımlar arasında uyumu sağlamalarını, karşılaşılan sorunları çözmelerini, yatırımları kolaylaştırmalarını beklediklerini ifade etti.

Türkiye'nin kaynaklarını verimli kullanmak durumunda olduğuna dikkati çeken Yılmaz, şöyle konuştu:

"Merkezi idareden gelen kaynakları en hızlı şekilde kullanmanızı bekliyorum. Kullanamayacağınız kaynağı da bence talep etmemelisiniz. Yeri, zamanı geldiğinde, kullanılır hale geldiğinde talep edilmeli. Aksi takdirde bir taraftan bazı kurumlarımızın kaynak ihtiyacı varken diğer kurumlarımızın da hesaplarında bir miktar finansmanın olması arzu ettiğimiz bir durum değil." 

Türkiye'de yatırımların yüzde 80'inin özel sektör tarafından gerçekleştirildiğine işaret eden Yılmaz, sadece kamu yatırımlarıyla ilgilenmenin yeterli olmadığını, özel sektör yatırımlarının da kolaylaştırılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi gerektiğini belirtti.

Genel yatırım ortamı yeterli değil

Sadece genel yatırım ortamını ele almanın yeterli olmadığını ifade eden Yılmaz, tek tek illerde, bölgelerde yatırım ortamının nasıl olduğunun analiz edilmesi ve yatırım ortamını düzeltici tedbirler alınması gerektiğini söyledi. Yılmaz, şunları kaydetti:

"Her bölgenin farklı bir yapısı var. Özellikle bazı bölgelerimiz daha fazla stratejik yatırımlara odaklanmak, yurtdışından daha fazla proje cezbetmek, teknolojik projeler geliştirmek durumunda, başka bazı bölgelerimizde de farklı nitelikteki yatırımların geliştirilmesi gerekiyor. Her birimizin kendi illerimizde bu iş ve yatırım ortamını analiz etmemiz gerekiyor. Her birimizin kendi illerimizde bu iş ve yatırım ortamını analiz edip burada neler yapabiliriz diye kafa yormasında fayda görüyorum."

Kanun yasaklamıyorsa yapabiliriz

Yatırımlar konusunda bir zihniyet değişimine ihtiyaç olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bizim genel anlayışımız son 100 yılda 'bir şey kanunda yazmıyorsa yapmayalım' şeklinde. Halbuki olması gereken 'bir şeyi kanun yasaklamıyorsa yapabiliriz' diye düşünmemiz lazım. Doğru bir iş varsa kanunlarda da bu konuda yasak yoksa o işi pekala yapabiliriz. Bunu yapmalıyız ki bu tecrübelerden daha iyi noktalara gidebilelim" dedi.

Bakan Yılmaz, yerel kalkınma mekanizmalarının önemine işaret ederek, valilerin bu kurumları sahiplenmesi ve çalıştırmasının son derece önemli olduğunu söyledi.

İllerde sosyal analizler yapılmasına ihtiyaç olduğunu ifade eden Yılmaz, yapılacak çalışmalarla hangi mahallede eğitim, asayiş ve benzeri alanlarda zaaflar bulunduğunun ortaya konulmasının gerek sosyal gerekse ekonomik gelişmeye olumlu katkıda bulunacağını kaydetti.

Batıdan ithal çevre anlayışı

Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce ise "Valiler Buluşması"nda yaptığı konuşmada, Türkiye'deki çevre anlayışına dikkat çekti. 

Türkiye'de insanın merkeze oturtulmadığı, Batı'dan ithal bir çevre anlayışının bulunduğunu ifade eden Güllüce, "Oysa çevre, bizim öz değerimiz. Arşivimizde, çevreyle ilgili 80 bin belge var. Avrupa'nın, bütün dünyayı perişan ettikten sonra aklına gelen çevre anlayışı bizde çok çok daha gerilere gidiyor. Bunu biliyoruz" diye konuştu. 

Güllüce, uluslararası güçlerin, çevre konusunu özellikle gelişmekte olan ülkelere karşı bir manipülasyon ve frenleme aracı olarak kullandığını da herkesin bilmesi gerektiğini söyledi. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının faaliyet bölgesinin zor bir alan olduğuna işaret eden Güllüce, "Birisinin işini yaparsak da kötü Bakanlığız, yapmasak da kötü Bakanlığız" dedi.

Bütün yaratılmışların hukukunu korumak bize görev verilmiş

Ülke topraklarının, bin yıldır vatanları olduğunu ve olmaya da devam edeceğini vurgulayan Güllüce, şöyle konuştu:

"Biz bütün varlıkların hukukundan sorumluyuz, canlı cansız fark etmeksizin tüm yaratılmışların. Bu, dinimizden gelen bir anlayış. Bütün yaratılmışların hukukunu korumak insan olarak bize görev verilmiştir. O konuda fedakarlık yapamayız. Dünyanın iki yüz senedir her şeyini berbat etmiş, perişan etmiş, hiçbir insanlık değeri bırakmamış, Afrikasını, Asyasını sömürmüş, perişan etmiş, kirletmiş, sonra gelmiş 'Beraber aynı parayı verilim şu dünyayı temizleyelim, hava kirliliğini ortadan kaldıralım' diyenlerle de kavga ederiz. 'İkimiz aynı çuvala konulamayız' deriz. Böyle bir farklılığımız var."

Kentsel dönüşüm çok önemli

"Biz garnizon toplumuyuz. Bin yıldır bu topraklar büyük badireler atlattı" diyen Güllüce, bu nedenle bilgi ve sanayi toplumuna geçişin kolay olmadığını anlattı.

Bakanlık olarak kentsel dönüşüm çalışmalarına büyük önem verdiklerini dile getiren Güllüce, Türkiye'nin, binaların tabut halinden çıkarılıp insanca yaşanılan şehirler ve yapılara sahip bir ülke olması gerektiğini bildirdi.

Bakan Güllüce, vatandaşların, riskli binalarda yaşamaması gerektiğini vurgulayarak, bu nedenle parti farkı gözetmeksizin belediye başkanlarına "Hazırlığınızı yapın, gelin" dediklerini kaydetti.

İç Güvenil Paketi toplum güvenliğinin paketidir

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik de yaptığı konuşmada, İç Güvenlik Paketinin, bir devlet güvenliği veya kamu güvenliği paketi değil, bireyin, toplumun güvenliğinin paketi ve demokrasinin ihtiyaç duyduğu güvenliğin sağlanması olduğunu söyledi. 

Türkiye Cumhuriyetinin etrafındaki 9 ülkede, devletlerin yönetilemez hale geldiğini belirten Çelik, bunun dünyada eşi benzeri olmayan, tarihte de görülmemiş bir durum olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin yaklaşık bin kilometrelik sınırının öte tarafında devlet ve milli ordu kalmadığını, bunun da bir ülkenin çok yoğun bir savaşa girmesinden daha yüksek bir güvenlik riskiyle karşı karşıya kalması anlamına geleceğini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti: 

"Eskiden tehdit bir ülkeden bir ülkeye geliyordu. Ondan çok daha tehlikeli bir savaş ve güvenlik problemi ortaya çıkmıştır. O da bir milli ordunun bir milli orduyla savaşmasından çok daha yüksek kapasitede ve yıkıcı bir şekilde, asimetrik grupların, bir takım örgütlerin ve başka grupların devletleri, milli orduları ve güvenlik sistemlerini tehdit ettiği yeni bir küresel güvenlik problemi ile karşı karşıyayız." 

Bakan Çelik, Avrupa Birliğinde bulunan pek çok devletin ciddi bir ekonomik güvenlikle karşı karşıya olduğunu, haritada aşağıya bakıldığında da Suriye, Irak, Libya örneğinde görüldüğü gibi, ciddi bir demokratik güvenlik problemi yaşandığını ifade etti.

Yeni Türkiye'nin, ilk bakışta çağrıştırdığının aksine, geçmişinden kopuk bir varlığı asla ifade etmediğini vurgulayan Çelik, "Yeni Türkiye, geçmişine ait değerleri benimseyen, bunlarla barışık yaşayan fakat bununla beraber gelişimine engel olan prangalar karşısında da büyük bir dönüşüm ve değişim geçiren bir ülkedir. Ülkemizde gerçekleşen bu sessiz devrimin belki de ileride ciltler dolusu anlatımı yapılacak" ifadelerini kullandı.

Yazılım eskimişse sürekli bunun içerisinde virüsler türer

Ömer Çelik, devletin yönetme biçiminin, bir valinin, bir kaymakamın yönetme biçiminden, başbakanın, bakanın, hükümetin yönetme biçimine kadar bir "yazılım" olduğunu belirterek, şöyle devam etti: 

"Eğer bu yazılım eskimişse, sürekli bunun içerisinde virüsler türer. Bu ülkeyi tehdit eder. Bu zaman zaman Kürt sorunu olur, zaman zaman Alevi sorunu olur, zaman zaman 28 Şubat olur, zaman zaman 6-7 Eylül olayları, zaman zaman 6-7 Ekim olayları gibi olaylar olur. Siz bu virüsleri ortadan kaldırmak için sürekli antivirüs programları üretirseniz, bu yazılımın kötü sonuçlar üretmesinin önüne hiçbir şekilde geçemezsiniz. Buradaki temel yaklaşım yazılımı değiştirmektir. Yazılımı değiştirmediğimiz müddetçe bu virüsler türeyecek ve bu virüslere karşı biz antivirüs programıyla mücadele etmek zorunda kalacağız. İşte çözüm süreci yani daha önce 'milli birlik ve kardeşlik projesi' bu yazılımın değiştirilmesidir. Şimdi elimizde Türkiye'nin yönetim sisteminde temel ihtiyaçları karşılamayacak bir yazılım var. Nitekim bu, Meclisteki İç Güvenlik Paketi görüşmelerinde, ben şu gözle bakıyorum olaya, kuşkusuz hükümeti eleştirebilirler, götürdüğümüz tasarıyı, teklifi eleştirebilirler, buna da sonuna kadar hakları vardır. Fakat Türkiye'de hakikaten bu ihtiyaçları karşılayacak şekilde bizden daha ileri bir takım düzenlemeler ya da daha derinlemesine çalışılmış düzenlemeler teklif ediyorlar mı? Kesinlikle böyle bir teklif görmüyoruz."

Bakış açımız vatandaşın güvenliğidir

Türkiye'de, tekrar 6-7 Ekim Olayları gibi olaylar yaşansa hatta bu eylemlerin yarısı kadar eylemler olsa, "Devlet çökmüş, hükümet vazifesini yerine getiremiyor. Siz geçmişte bu olayları gördünüz 6-7 Ekim'de şimdi ise bununla ilgili tedbirleri niçin almıyorsunuz" denileceğini ifade eden Bakan Çelik, şunları kaydetti: 

"Dolayısıyla ortaya çıkan mesele Türkiye'nin iyi yönetilmesiyle ilgili bir mesele olmuyor. Tam tersine hükümet tarafından getirilen teklifin daha çok kilitlenmesiyle ilgili mesele oluyor. Biz burada devletin güvenliği diye bir meselenin peşinde koşmuyoruz. Bizim bakış açımız vatandaşın güvenliğidir. Bugün bütün etrafımızda bir güvenlik paradigması söz konusuyken biz sürekli olarak demokratikleşme paketleri açıklıyoruz. Fakat 6-7 Ekim olaylarında gördük ki; vatandaşın güvenliğini asimetrik gruplar tehdit ediyor. Eskiden devlet tehdit ederdi, şimdi bu asimetrik gruplar tehdit ediyor. Peki bu asimetrik gurupların vatandaşın güvenliğini tehdit etmesi karşısında, kütüphaneleri, okulları yakması karşısında, bine yakın kamu kurumunu yakması karşısında, bunun karşılığında tedbiri kim alacak, vatandaşı kim koruyacak? İşte buradaki fark şudur, bu getirilen İç Güvenlik Paketi bir devlet güvenliği veya kamu güvenliği paketi değildir. Bu bireyin güvenliğinin paketidir. Bu toplumun güvenliğinin paketidir. Bu, demokrasinin ihtiyaç duyduğu güvenliğin sağlanması demektir."

Ezberler bozuldu

Artık Türkiye Cumhuriyetinin, kendisine layık görülen seyirci koltuğundan kalktığını, bu nedenle ezberler bozulduğu için bir şaşkınlık ortaya çıktığını belirten Çelik, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanımıza haksız ve hukuksuz biçimde 'diktatör' denmesinin sebebi de budur. Yani Mısır'daki darbeye karşı çıkan Cumhurbaşkanımıza 'diktatör' diyorlar ama oradaki darbeyi destekleyenlere 'demokrat' diyorlar. Buradaki çelişkiyi hiçbir şeyle izah edemezler. Bunun arkasında ne var? Artık biz Türkiye Cumhuriyeti olarak herhangi bir şekilde seyirci koltuğunda kalmaya razı değiliz. Herhangi şekilde de sadece önümüze sunulan bir plan ve faaliyeti yürütmek, o programın içinde yer almak istemiyoruz. Biz mutfakta yer almak istiyoruz. Herkes ile özgür ve eşit ilişki kurmak istiyoruz. Kuşkusuz bu başarı hepimizin ortak başarısıdır."
aa

YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.

Bu haber henüz yorumlanmamış...

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay TURKTIME'a Konuştu
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay Talat Atilla'ya konuştu ve çarpıcı açıklamarda bulundu...
Aylin Kotil Turktime’a Konuştu
CHP Beyoğlu Belediye Başkan Aday Adayı Aylin Kotil Turktime’ı ziyaret ...
MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya Turktime'a Konuştu
MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya: GEZİ PARKI EYLEMLERİNDE ...
 
Şahin Mengü: Baykal Ortaya Çıkacak ve…
CHP’nin önemli isimlerinden Şahin Mengü Turktime’ı ziyaret etti ve Talat ...
Şahin Mengü Turktime’a Konuştu
CHP’nin önemli isimlerinden Şahin Mengü Turktime’ı ziyaret etti ve Yönetim ...
Gürsel Tekin Turktime’a Konuştu
CHP’nin iki numaralı ismi Gürsel Tekin Turktime'ı ziyaret etti. Tekin, ...
 
Kılıçdaroğlu; El Parasıyla Gerdek Olmaz...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Talat Atilla'ya gündemin sıcak konularını değerlendirdi.
Haluk İpek Talat Atilla'ya Konuştu: CHP'ye Sıfır Taviz Verdik
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Seçim İşleri Başkanı Haluk İpek Türkiye’nin ...
AKP Gaziantep Milletvekili Şamil tayyar Turktime’a Konuştu
AKP’den Gaziantep Milletvekili seçilen Star Gazetesi eski Ankara Temsilcisi ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
galatasaray
rusya
MHP
TÜFE
passolig
Brezilya
Bütçe
Ankara
Murat Yıldırım