E-posta :
  Şifre :
    ► Üye olmak istiyorum
    ► Şifremi Unuttum

ÜNLÜ TARİHÇİ PROF. TUNÇAY: DERSİM’DE İSYAN BASTIRILMADI HALK EDEPLENDİRİLDİ! 

Tek Parti Dönemi Uzmanı İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Ünlü Tarihçi Prof. Dr. Mete Tunçay Dersim’de yaşananlardan Alevilerin devletteki yerlerine, DP’den Atatürk ve milli mücadele dönemine çarpıcı açıklamalar…

23.11.2009 - 03:19
ÜNLÜ TARİHÇİ PROF. TUNÇAY: DERSİM’DE İSYAN BASTIRILMADI HALK EDEPLENDİRİLDİ!

Prof. Mete Tunçay, Türkiye’de siyasal düşünceler tarihi disiplininin gelişmesinde katkısı çok büyük olan, çok büyük bir düşünür, akademisyen. Sosyalizmin (hatta sosyal demokrasinin) gerçekleşmesi için demokrasiyi gözden çıkarmayı düşünen kimi “sözde sosyalistler”den farklı olarak liberal demokrasiye, açık topluma inanıyor. Herkesin ortak saygısını kazanmış sol liberal bir demokrat. Tarihçiliğin namusuna halel getirmeyen bir tarihçi. İki ciltlik “Türkiye’de Sol Akımlar” adlı devasa çalışmasının yeni baskısı İletişim Yayınları’ndan çıkınca kapısını çaldık ve Türk sol düşünce tarihinden bugünün neden güçlü bir solun olmadığına, tek parti döneminden Atatürk’e, Dersim’e kadar engin bir deryaya daldık. İnsanın, işi gücü bırakıp öğrencisi olası geliyor. Öyle “tatlı” anlatıyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı olan Tunçay’ın pek çok başka değerli çalışmasının yanı sıra “Türkiye Cumhuriyeti’nde Tek Parti Yönetiminin Kurulması” adlı çok önemli bir çalışması daha bulunuyor. 

Atatürk ve Cumhuriyetin ilk yılları artık daha geniş toplum kesimlerinin de takip ettiği bir tartışmanın öznesi oldu. Yöntem ve üslubu nasıl buluyorsunuz?

Teslim etmek gerekir ki; Türkiye’de bir Atatürk tapısı / kültü kuruldu. Atatürk tanrılaştırıldı. Bu Mustafa Kemal’in kendi sağlığında başladı. Bunda biraz da kendi günahı var. Atatürk çok akıllı bir adamdı. Kendisinin bir dizi sözü vardır, “Sana büyük adam diyecekler bunlara inanma” falan diyor kendisine ama beşeri bir şey tabi, kendisinin yaratıcı, kurucu, baba olduğunu söylediklerinde buna razı oluyor. Etrafında bunları söyleyen bir sürü adam var. Kötü manzumeler yazan Behçet Kemal mesela, Atatürk mevlütü diye bir şey yazdı, Atatürk’e peygamberlik izafe etti falan. Bütün bunlar abartmalı şeyler. Atatürk’ün etrafında kurulan şey böyle başladı başka bir yere gitti.

İNÖNÜ’YE MUHALEFETLE BAŞLADI

• ‘Abartmalar’ nasıl bir yere doğru gitti?

Yıllarca önce Bulgaristan’da geziyorum. Yanımda da Cengiz Hakof adında bir Türk var. Orada tarih profesörü. Ben Kiril harfleri okuyorum ama Bulgarca bilmiyorum. Bir yerde Dimitrov’un adını gördüm. Ne yazıyor burada, diye sordum: “Dimitrov Bulgarya’nın yetiştirdiği önemli adamlardan biridir’ yazıyor dedi Cengiz. “Ulan” dedim “Ne kadar kansızsınız. Biz olsak en büyük deriz”. Cengiz de dedi ki “Olmaz, Dimitrov en büyükse, Jivkof eşeğin biri mi demek istiyorsun?” Bu bana müthiş bir aydınlanma olarak geldi.

• Ne anlamda?

Çünkü “Atatürk çok büyüktü, peygamberdi” diyenler bunu İnönü’ye muhalefet olarak yapıyorlar. İsmet Paşa paralara pullara kendi resmini koydurduğu zaman “sen kim oluyorsun da bunu yaptırıyorsun” dendi. Halbuki her padişahın kendi parasını çıkartması bizim geleneğimizdir. O da çıkartacak. İsmet Paşa’ya ‘sen küçüksün’ dememek için ‘Atatürk büyük’ deniyor. Bir süre sonra Halk Partisi bunun farkına varıyor: “Tabi büyüktü, partimizi o kurdu” diye bir yarışma başlıyor. Bir çeşit açık arttırma, çok abartmalı şeyler. Bunlar Atatürk’ün sağlığında başlamış olmakla birlikte asıl İnönü’ye muhalefette yükseliyor.

• Sağlıklı bir şekilde nasıl tartışabiliriz?

Bu kültten sıyrılmak “Atatürk haindi, faşistti” terimleriyle yapılabilecek bir şey değil. Atatürk de hiç şüphesiz bir takım takıntıları olmakla birlikte iyilik isteyen bir adamdı.

• Atatürk’ün takıntıları neydi?

Mesela Atatürk’ün bir Arap sevmezliği olduğu muhakkak. Kürtleri de her zaman bir tehlike olarak gördüğünü biliyoruz. Fakat ilginç yanları vardı.

MEMLEKETİN SAHİPLERİNİ BİLİYORDU

• Neydi en ilginç yanı?

Mesela Samsun’a çıktıktan sonra bir böbrek problemi var. Havza’da bir ay geçiriyor. 1919 28 Mayısı ve Haziranın önemli bir kısmı. Orada “memleketin sahiplerine” mektuplar yazıyor. Memleketin sahiplerinin kimler olduğunu biliyor. Çeşitli Kürt aşiret reisleri, şeyhler falan. İşte “sizinle şurada tanışmıştık, söylediklerinizi her zaman saygıyla hatırlıyorum” falan diye yazıyor ama içten içe de her zaman tedirgin. Kendisi de Türk milliyetçisi olduğu için diğer milliyetçiliğin yükselmesinden çekiniyor. Fakat Birinci Mecliste üzerine geldikleri zaman, hiçbir zaman Türk milleti falan diye milliyetçilik yapmıyor. Zaten Milli Mücadele, İslam milletinin mücadelesi. “Biz burada Türk’ü Arap’ı Çerkez’i Kürd’ü hep beraberiz” diyor.

POLİTİKAYA İNANMIYORDU

• Bu onun iyi bir politikacı olduğunu gösteren bir şey midir?

Politik manevra yapmak bakımından iyi bir politikacı ama politikayı sevmeyen bir adam Atatürk. Politika değil, buyurganlık yanlısı. Politika uzlaşı demektir. O ise kimseyle uzlaşmak istemiyor. Ama çeşitli

manevralarla onu ona, onu ona oynayıp kendi alanını açıyor. Pek çok örneği var bunun ama politikayı bir değer olarak benimsemiş biri değil. Pozitivist bir tarafı var. Neyin gerekli olduğunu bildiğine inanıyor. Doğruyu biliyorsan onu yerine getirmek senin için ahlaki bir vazifedir. O da biliyor neyin iyi olduğunu, ona inanıyor. O yüzden de buyuruyor.

BİR DİKTATÖRLÜK MÜ BIRAKACAĞIM?

• Milli mücadele ile ilgili bildiklerimiz ne kadar doğru?

Bir takım oransızlıklar var. 1. Dünya Savaşında Osmanlı ordusu 2 milyon kişiyi askere aldı. Ve Avrupa cemiyeti ülkelerinde, Kafkaslarda, Sina’da, Çanakkale’de büyük darbeler yedi. Ermenilerle başlayan sonra Yunanlılarla devam eden Milli Mücadelede sayılar inanılmayacak kadar küçüktü. En çok yüzeli, iki yüz bin kişi. Son derece uzun sürmüş küçük bir şey ama Milli Mücadele ya da İstiklal Harbi, siyasi bir olay olarak önemli. Fakat sonrasında politik sebeplerle Ali Fuat Paşa, Karabekir Paşa ve Rauf Bey ortalıktan siliniyor. Bunlar da muhalefete geçiyor. Ali Fuat Paşayı Çerkes Ethem ile işbirliği yaptı diye Moskova’ya büyükelçi olarak sürüyorlar, Karabekir’in askeri zaferlerini görmezden geliyorlar. Sonra Rauf Bey’e takıyor. Ki Rauf Bey Milli Mücadele’de hep onunla birlikte. Mesela Nutuk’ta en çok yerilen kişi Vahdettin değil Rauf bey.

• Muhaliflerini ekarte etmekten dolayı bir rahatsızlık duyuyor mu?

Tabi Atatürk zeki bir adam. Fethi Okyar’a Serbest Fırka’yı kurdurtmadan önce Okyar’ın defterine kaydettiği bir şey var. Atatürk ona dert yanıyor, diyor ki “Bütün gençliğim Harbiye sıralarında Abdülhamit’e muhalefetle geçti. Şunları, şunları yaşadık öyle bir durum oldu ki, bugün gözlerimi kapasam arkamda kalacak olan bir diktatörlük manzarasıdır”. Mustafa Kemal’in böyle düşündüğüne şüphe yok.

• Bu bir pişmanlık ifadesi sayılabilir mi?

Hayır. Pişmanlık değil de daha çok bir hayal kırıklığı. “Ben beceremedim bu işi” demek gibi bir şey. 

Tek Parti döneminde yaprak kıpırdamadı 

• 1936 doğumlusunuz...

Çocukken 2 buçuk yaşındaki halimle Atatürk’ün cenaze törenini hatırlardım. Üzerimdeki kıyafeti tarif etmiştim de annem doğrulamıştı.

• O ilk yıllar, heyecanlı ama kaygılı yıllar. Psikolojisinden de etkilendiniz     haliyle?

Cumhuriyetin ilk yıllarında herkesi sarmış bir heyecan vardı. Pek çok kişiyi almış götürüyordu. Ama bu ne pahasına oluyordu? Alfabe inkılâbından sonra okur yazarlık yüzde 10’larda geziyor. Ekonomik felaket kötü. Köylünün üretimi para etmiyor. Peşinden benim hatırladığım savaş yılları. Annemin ekmek dilimlerini güneşte kurutup bozulmasın diye saklardı. Şeker, ekmek karneyle. Üniversiteyi bitirdiğim yıllar eleştirel gözle baktığım yıllar. O vakte kadar bunlar verilmiş bunlara uyacaksın, doğru olan da budur iyidir hep iyiye gidiyor...

• Merakla ve eleştirel gözle baktığınız yıllardan bugüne ne değişti ülkede

DP’ye gelinceye kadar Türkiye, elli yıldır kımıldamamış bir vaziyette. Her ne kadar benim arkadaşlarım mesela Sina Akşin DP’nin iktidara gelmesini karşı devrim olarak görüyor idiyse de hakikat halinde, köylerin elektriği yok, yolu yok, şehirlerde küçük bir grubun yaşadığı hayatla nüfusun büyük çoğunluğunun hiçbir alakası yok. İlk defa böyle bir entegrasyon DP zamanında başladı. Elektrifikasyon 60’tan sonra gerçekleşti. Benim gençliğimde telefon büyük bir belaydı. Bir tarafa telefon edeceksen santrale yazdırırsın; acele yıldırım bilmem ne diye farklı tarifelerde, beklersin. Teknoloji açısından müthiş bir gerilik vardı.

İkinci Dünya Savaşına İsmet İnönü Türkiye’yi sokmadı. Belki en büyük iyiliği o oldu. Gerçi adamı da ‘milletin erkekliğini öldürdü’ diye tenkit ettiler. Savaşı girsek iyi olur iyi. Benim elime bir liste geçti. Ayak diremek için “ordunun ihtiyaçları karşılanırsa savaşa katılabiliriz” deniyor. Rauf Orbay heyetinin İngilizlere sunduğu bir liste bu. Toplu iğneye dikenli tele varıncaya kadar her şey var listede. Sadece toplar tüfekler değil. Toplu iğne bile yapılamıyor. Toplu iğne çivi gibi bir şey. Kumaşa saplayınca yırtıyor kumaşı. Ampul diye bir şey yok. Türkiye Tek Parti döneminde hiçbir şey yapamadı. 2. dünya savaşı gelince de onun sıkıntıları boğucu oldu.

Dersim’de isyan bastırılmadı halk edeplendirildi

• CHP’nin genel başkan yardımcısı Onur Öymen, kendini savunmak için “Ne yani Dersim isyanını bastıranlar faşist miydi” dedi ve bir tartışmayı kapatmak isterken farkına varmadan başka bir tartışmayı başlattı.

Milli Mücadelenin başında, Cumhuriyetin ilk yıllarında Bektaşiler Aleviler kesinlikle Mustafa Kemal’i desteklediler. Hele hilafeti kaldırması Alevileri sevindirdi çünkü baskı unsuru gibi görülürdü. CHP Alevilerin partisiydi, bu Dersim’e rağmen devam etti. Alevilerin CHP desteği Demirel zamanına dek devam etti. Hatta bir ara anayasaya aykırı bir Alevi partisi kuruldu. Demirel bu partiye sırf CHP’den bir kısmını kopartır diye izin verdi. Ama Dersim özel bir durum.

• Nasıl özel bir durum?

Atatürk dönemindeki ayaklanmalara karşı yapılanların hepsine tedip deniyor. Edebe getirme yani bastırma. Ama bir isyan yok. Bir çok yerde “ola ki bunlar ayaklanır” diye önleyici tedbir alınıyor. Şeyh Sait’inkinde önce bir isyan sonra harekat var. Diğerlerinde bir isyan bastırmaktan değil Kürtlerin yola getirilmesinden bahsediliyor. Dersim’den önce ve sonra Kürt ve Türk Alevi cemaatinin büyük kısmı CHP’yi desteklemiştir. Alevilik etnisiteden önemliydi.

• CHP Tunceli’den iki vekil çıkarırdı ama 22 Temmuz’da bu olmadı. Aleviler de “CHP’nin arka bahçesi değiliz” demeye başladı. Laikliğin Kemalizmin bekçisi ilan edilip de aynı sistem tarafından görülmemeyi sorguluyorlar” artık.

Alevilik kimliği tanınmıyor, böyle bir kabul yok. Bir Alevi toplantısında “Osmanlı, halkı din üzerinden sınıflandırıyor. Ermenileri Gregoryanlar, Katolikler ve Protestanlar diye üç ayrı millet olarak kabul ediyor. Fakat iş Müslümanlara gelince ayrım yapmıyor, Alevi milleti demiyor. Aleviliği geçici olduğunu ümit etmek istedikleri bir sapma diye görüyor” deyince Aleviler “Mete hoca bize sapık dedi” diye itiraz ettiler. Talihe bak ki yanımda Mehmet Ağar oturuyor. Kalktı, hoca öyle demedi, dedi. “Şu hale bak” dedim kendime “beni Mehmet Ağar savunuyor”. 

Demokrat Parti muhalif değildi 

• Demokrat Parti döneminde Atatürk’e ve dönemine siyasi muhalefet var mı?

DP’de herhangi bir Atatürk muhalefeti  yok. Celal Bayar belki en içtenlikli Atatürkçü. Her şeyini Atatürk’e borçlu. 27 Mayıs’ta Atatürk inkilaplarına muhalefet etti deniyor ama bu haksız bir ithamdı. Menderes daha serbestçe ‘İstiklal harbi dediğiniz şey, 3,5 sene sürdü 6 aylık işti, halbuki sayılar küçük, ben bunu ast subaylarla da yapardım’ gibi münasebetsizlikler etti diye çok kızdılar ama asıl işin sahibi Celal Bayar müthiş bir Atatürkçü. Hatta bir dönem bir Ticaniler put diye Lozan meydanındaki Atatürk heykelindeki kılıcı tutan ip kırmış. Celal Bayar, bir sembol olarak Cumhurbaşkanı sıfatıyla gelip kaynak makinesiyle kendisi tamir etti heykelin ipini. 

Bu topraklar bir ‘federasyon’a gebe

• Prof. Halil İnalcık “Türkiye milli devlettir. Yeni Osmanlılıktan bahsediliyor, bu yanlış olur” dedi. Türkiye’nin Osmanlı bakiyesi ülkelerle ilişkileri de giderek gelişiyor, ne dersiniz?

Osmanlılık değil ama ben bir ‘federatif ülke’ye inanıyorum. Ben görmem ama, insanlık çeşitli gruplaşmalar etrafında bir dünya devletine doğru gidecek. BM son derece sınırlı tecrübe. Muhtemelen eski Osmanlı toprakları üzerinde bir federasyon olacaktır. Türklerin hâkimiyetinde değil Türklerin de, Yunanlıların Bulgarların Sırpların Arnavutların, Kafkasların, Suriyelilerin Iraklıların Ürdünlülerin İsraillilerin de yer alacakları bir federasyon. Bana öyle geliyor ki bu yapıya erişilse var olan problemler daha kolay çözülebilir. Mesela Kürt Türk çatışması bu kadar taraf olursa daha sağlıklı çözülebilir. Ama buna yeni Osmanlıcılık demek yanlış olur. Osmanlıdan önce de burada bu insanlar bin yıl ortak bir yönetim altında yaşadılar, Doğu Roma’da. Bir arada yaşama geleneği var.  (star)

YORUMLAR
Toplam 41 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.
Üye girişi yapmadınız. Misafir olarak yorum ekleyebilirsiniz. Üye olmak için tıklayın.
  Yorumcuların dikkatine…

İmlası çok bozuk,
Büyük harfle yazılan,
Habere değil yorumculara yönelik,
Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan,
Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren,
Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen,

yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR.
Özay Atay(PAKSÜT,AKMAN İSTİFA) 19 Kasım 2009 Perşembe 01:06

Eğer Beykoz konaklarında,Moda'da,Etiler'de,Bebekte ortadirek oturuyorsa haklısınız CHP ortadireğin partisidir.Çünkü CHP'nin oy rekoru kırdığı yerler buralarıdır.Yoksa Bayrampaşa,Ümraniye,Sultanbeyli değil.Eh CHP'ye oy verenlerin hepsi zengin İstanbul dükaları,sülaleden bürokratlar demedik,elbet onların tantanasından etkilenen saflar da var.

Yorumu oyla      18      10  
hilal 18 Kasım 2009 Çarşamba 20:33

Atatürk Herzaman muassır medeniyetleri ölçü koymuştu.atatürk 1938 yılının 10 kasın günü hakkın rahmetine kavuştu.daha atamın cenaze namazı kılınmadan inönü mecliste koltuğuna oturdu.ve hemen türk parasından Atatürkün resmini kaldırıp kendi resmini koydu.ve inönü ecevit onu devirene kadar chp nin başında kaldı.ozaman Atatürkü paradan bile kaldıranlar şimdi Atatürkü sömürmeye cüret ediyorlar.Atatürk hakkın rahmetine kavuşalı 70 yıl oldu.artık onu saygı ile anıp ülküsünü yerine getirme zamanıdır.

Yorumu oyla      18      10  
Yıldırım 18 Kasım 2009 Çarşamba 18:05

Özay Atay a göre CHPye oy veren 7 milyon bürorat ve seçkin, AKp ye oy verenlerde halk. Bu basit yakıştırmalar ezberdir. Erberi bozarak fikir beyan etmek gerekir. AKP küreselci, CHP ulusalcıdır. NOKTA.

Yorumu oyla      18      10  
KADİR 18 Kasım 2009 Çarşamba 17:49

MİLENYUMUN İNÖNÜSÜ OLMAYA ADAYLARIM 1-F.GÜLEN 2-R.T.E

Yorumu oyla      18      10  
Ulubatlı Hasan 18 Kasım 2009 Çarşamba 17:34

İnönü de Kurtuluş savaşının kahramanıdır çevresinin etkisiyle Cumhurbaşkanı olunca kendisini Atatürk zannetme gafletine düşmüştür, ama hatasını geç de olsa anlamıştır. Ya Atatürk'e küfür ederek büyüyüp yetişen Erdoğan ve AKePe kadrosuna ne demeli. Her şeyini inkar eden Alevileri sapık ilan eden bu insanlar hangi görevlerde nasıl takiye yapıyorlar. ÇELİŞİKİSATANLI NİYANYAN Hasan sen bunları bilirsin de saklamak için Türkiye Cumhuriyetini yıkıp Atatürk'ü yok saymak için niye bu kadar çırpınırsın

Yorumu oyla      18      10  
Ulubatlı Hasan 18 Kasım 2009 Çarşamba 17:31

CHP ballı sütlü orta direk olarak tarif edilen okumuş sadece geçinecek kadar parası olan, namus dürüstlük için yaşayan belki bir evi olan insanların partisidir. Zenci Türk Beyaz Türk yakıştırmasını çıkaran da, bölücülük yapan da AKePe dir. Erdoğana ikltidarda en büyük desteği İstanbul dükalığı vermiştir. Doğan ile yaptıkları kayıkçı kavgasıdır. Doğan Erdoğan ve AKePe yi pazarlayıp iktidara taşıyan kişidir. TÜSİAD ve MÜSİAD sürekli AKePe yanında olmuştur. Bir de göbeğini kaşıyanlar ordusu vardır

Yorumu oyla      18      10  
Özay Atay(PAKSÜT,AKMAN İSTİFA) 18 Kasım 2009 Çarşamba 17:01

itham ediyor bak,ar diye birşey kalmamış.İnsan bir bakar,düşünür ben ne yazıyorum,aklım başımda mı diye.CHP bal gibi İstanbul dükalığının ve seçkinci elitlerin, egemen bürokratların partisi.Ak Parti ise "ötekiler"in,"arka sıradakiler"in partisi.Siz onlara zenci Türkler de diyordunuz.Bak sandıklar söylüyor.Gerisi boş laf..

Yorumu oyla      18      10  
Özay Atay(PAKSÜT,AKMAN İSTİFA) 18 Kasım 2009 Çarşamba 16:51

kulak verip hemen uygulamadan dönmüş,paraların büyük kısmını tedavüle çıkmadan imha etmişti.Ben gözlerimle gördüm,okudum,merkez bankasından.paraların tedavülden kalkması hep 1950 sonrası.O bile hemen yapılamamış,1952 de kalkan var,1954'de kalkan var.Hani Demokrat Parti tarafından paraların tedavülden kaldırıldığı külliyen yalandı.Hııı?Cevap...Yok.Çünkü külliyen yalan olan sensin sen...

Yorumu oyla      18      10  
Yıldırım 18 Kasım 2009 Çarşamba 16:08

Bu gün temel çelişki, emek -sermaye ekseninden, küresel sermaye, ulus devleti savunanlar arasındadır. Küreselciler ( kapitalist-emperyalist sermayenin yerkürede tek hakim olma stratejisi destekcileri) İLERİCİ, buna karşı (ulusalcılar-milliyuetciler) ulusal bağımsızlık ve sosyal adaleti savunanlar ise GERİCİ olarak itham ediliyor. BİL GATE ilerici, Cavez gerici öyle mi? Böyle ise Erdoğan ilerici, Baykal gerici. Böylesi bir gericiliğe can kurban.

Yorumu oyla      18      10  
ÇELİŞKİ'STAN 18 Kasım 2009 Çarşamba 16:00

İnönü resimli paralar yıllarca basıldı ve de sonra piyasadan kaldırıldı. Peki ya İnönü resimli basılan ALTIN LİRALAR ne oldu? Halen istediğin zaman piyasada bulabilirsiniz. Bu ne olacak? Bugün dahi TV'lerde tarih sohbetlerde İnönü anlatılırken ATATÜRK'ün en sevdiği, en yakını diye bahsedilir. Peki ama, İnönü!nün yaptığını bugün bir başkası yapsa nasıl adlandırılır?

Yorumu oyla      18      10  
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
General Dostum Turktime’a Konuştu: Taliban Güçlendi Ama Onları Ben Yok Ederim!
Hamid Karzai ile ittifak kurup seçimlere girmek için Afganistan’a dönen ...
E.Albay Türemen: Karadayı Darbe Konseptine Uymayan Subayları Ankara’dan Uzaklaştırdı!
Karadayı darbe hazırlığı için subayları nasıl fişledi? Darbe konusunda ...
Büyük Yangından Önceki Son Röportajı Turktime Yaptı… Özbey: İstanbul Kötü Yönetiliyor!
Birkaç gün önce yanarak kül olan Avrupa’nın en büyük gösteri merkezi İstanbul ...
 
Adnan Oktar Turktime’a Konuştu: Said-İ Nursi'yi Atatürk Konusunda Yanılttılar!
Evrim teorisine karşı onlarca eseri, şatafatlı hayatı ve ilginç çıkışlarıyla ...
Erhan Göksel: Teslim Bayrağı Çeken Büyükanıt Divan-ı Harp’te Yargılanmalı!
Sınır ötesi harekat yapıldığı zaman aslında sanıldığı gibi bir harekat ...
Fatih Karaca: Tuncay Özkan Grubun’dan Kimseyi İşten Atmadık, Kendileri Ayrıldı...
Aralarında Kanaltürk ve Bugün Gazetesi'nin de bulunduğu Koza-İpek Medya ...
 
Emniyet Genel Müdürü Köksal: Gazeteciler İçin Özel Dinleme Yok…
Türk basınının lokomotif gazetelerine dahi röportaj vermeyen Emniyet Genel ...
Kızılay Başkanı Küçükali Turktime'a Konuştu: Veli Küçük'ün Kızılay’dan İhale Aldığını Sizden Öğrendim!
Kızılay Genel Başkanı Tekin Küçükali'den Turktime'a çarpıcı açıklamalar: ...
Türköne Konuşuyor: Eşimle Aram Kötü Olursa, Ak Parti'ye Muhalefet Ediyorum… MİT İşe Yaramaz, İlhan Selçuk Faşist, Çatlı Arkadaşımdı... Türkeş Bana Komünist Derdi…
Zaman’dan başka gazetede yazmam… Çok yakında medya savaşı çıkacak… Milliyetçilik ...
 
SOSYAL MEDYADA TAKİP ET
FACEBOOK'TA TURKTIME
TWITTER'DA TURKTIME
 
KATEGORİLER
FOTO GALERİ
VİDEO GALERİ
ETİKETLER
  •KÜNYE
  •İLETİŞİM
  •REKLAM
 
 
  •Güncel
  •Siyaset
  •Dünya
  •Medya
  •Magazin
  •Spor
  •Kültür
  •Sağlık
  •Ekonomi
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Dünya
  •Spor
  •Kültür
  •Ekonomi
  •Sağlık
  •Medya
  •Siyaset
  •Güncel
  •Aktüel
ÖSYM
yunanistan
sanayi
Mersin İdmanyurdu
Kızılyıldız
mehmet özkan
uzaktan çalışma
uefa
Binyamin Netanyahu