Alman basını ne yazdı? 18 Mayıs Alman basınından özetler...

Braunschweiger Zeitung gazetesinde IŞİD'le mücadele ele alınıyor:

“Irak'ın Ramadi kentinin düştüğü ve Suriye'nin kültür miraslarından biri olan Palmira'nın IŞİD'in eline geçmesi tehlikesi ile karşı karşıya olduğu bir anda, IŞİD'in üst düzey komutanlarından Ebu Seyyaf'ın öldürülmesi, bir parça olsun rahat nefes almaya yol açtı. IŞİD'le mücadele amacıyla oluşturulan uluslararası koalisyon ağır hareket ediyor, çünkü Obama ABD Ordusu'na temkinli olması talimatı verdi. Özel timler sadece Başkan'ın açık bir şekilde onay vermesi halinde harekete geçebiliyor. Başkan ise bir mülakatında Suriye'deki duruma kötümser yaklaştığını hissettirdi. Obama, çatışmanın askeri yollarla çözülemeyeceğini söyledi. Oysa Suriye lideri Esad gibi, Esad karşıtları da çatışmanın başından beri tüm güçleriyle askeri bir çözüm bulunması konusunda diretiyor. Diplomasiye bir fırsat tanınması şu anda çok uzak bir ihtimal. IŞİD'le mücadele ise zaten kısa bir sürede çözüme kavuşturulabilecek bir konu değil.”

Landeszeitung gazetesinde ise Batı'nın IŞİD'le mücadelede hata yaptığı görüşüne yer veriliyor:

“Palmira'da IŞİD'e karşı mücadele, Batı'ya Kobani'de Kürtlerin zaferinden sonra kaybettikleri heyecanı hatırlattı. IŞİD henüz bitirilebilmiş değil. Şer Hilafeti çoktan bir terör imparatorluğuna dönüşmüş durumda, burada her tür barbarlık daha da artacak. Batı, büyük Sünni güçler Türkiye ile Suudi Arabistan'ın ikili oynamasına gönülsüz tepki göstermesinin bedelini ödüyor. Batı, IŞİD'e Irak'ta yaptıklarının hesabı sorulurken, Suriye'de sırf Esad'la müttefik olmamak için olanlara seyirci kalınması tutarsızlığının bedelini ödüyor. IŞİD'in üst düzey komutanının öldürülmesi gibi münferit başarı haberleri Batı'nın gözlerini karartmamalı. Seks kölesi yapılan 18 yaşındaki bir Yezidi kadının kurtarılması ise örgütün daha ne tür mezalimlere muktedir olduğunun habercisi niteliğinde.”

Süddeutsche Zeitung İngiltere Başbakanı David Cameron'un 2016 yılında ülkesinin AB üyeliğini referanduma sunma planlarına yer veriyor:

“Başbakan Cameron'un cüreti, Avrupa ve bizzat kendisi için tehlike oluşturuyor. Cameron'un karşısında kendisine gösterilen uzlaşmacı tavırdan daha fazlasını bulacağını düşünmesi tehlikeli. Başbakan Merkel'in olası kollayıcı tutumunu abartması yeni bir şey olmaz. Merkel, İngiltere'yi AB'de tutmaya çalışabilir, fakat Fransa ile işbirliğini hiçbir şekilde tehlikeye atmayacaktır. İngiltere'nin olmaması AB'yi zayıflatır, Almanya-Fransasız bir AB ise çöker.”

Die Welt gazetesi ise eski Mısır Devlet Başkanı Muhammed Mursi hakkında verilen idam cezasını taşıyor yorum sütunlarına:

“Bir zamanlar öyle ya da böyle demokratik şekilde seçilmiş bir devlet başkanı olan Mursi, otoriter bir devlet tarafından ölüme mahkum ediliyor. Yargılamalar, bütün aşırılıklarıyla Mısır yargısının hangi boyutlarda askeri rejimin bir parçası haline geldiğini ortaya koyuyor. Yargının nereye doğru yol almak istediğini mahkum edilenlerin listesi gösteriyor: Barışçıl muhalifler, göstericiler, öğrenciler, gazeteciler ve rejim karşıtları. Hepsinin ortak noktası ise askeri rejimi eleştirmiş olmaları. Mursi'nin ölüme mahkum edilmesine ses çıkarmayanlar, bütün bu siyasi keyfiliğin kurbanlarını da gözden çıkarmış oluyor. Bu karara özellikle normalde demokrasi ve hukuk devleti ilkesi gibi Batılı değerleri savunanlar tepki göstermeli.”




dw türkçe