Cihan Sendikalar Konfederasyonu (Cihan-Sen), Aksiyon-İş, Haber-İş ve Pak-Sen üyeleri, dershanelerin kapatılmasını Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde toplanarak protesto etti. Grup adına konuşan Cihan-Sen Genel Başkanı Naci Haliloğlu, Başbakan’a seslenerek, “Artık yeter, sözün bittiği, bıçağın kemiğe dayandığı yerdeyiz. Çalışma barışını da ortadan kaldıran ihtilal dönemlerine ve 28 Şubatlara bile rahmet okutturacak bu hukuksuz uygulamalara son verin." dedi.
Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde toplanan Cihan-Sen, Aksiyon-İş, Haber-İş ve Pak-Sen, dershanelerin kapatılmasıyla ilgili ortaklaşa basın açıklaması düzenledi. Grup adına konuşan Naci Haliloğlu, 2010 yılında ümitlendiklerini dile getirerek, “Referandumda ‘Yetmez Ama Evet’ dedik. Artık sivil anayasa, demokrat anayasa beklemeye ve ümit etmeye başladık. Ama yanıldık, maalesef aldandık.” diye konuştu.
Referandum sonrası daha çok özgürlük, daha çok demokrasi beklediklerini ifade eden Haliloğlu, “Ancak demokrat Türkiye’den despot Türkiye’ye geçiş yaptık. Yeni Türkiye dedikleri bu olsa gerek, hepimize hayırlı olsun.” şeklinde konuştu.
Modern demokrasilerde ayrıcalıklı kişi ve zümreler olamayacağını ifade eden Haliloğlu, “Kanun önünde herkes eşittir. Referandum oylamasından itibaren özellikle de 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarından sonra tam bir cinnet hali yaşanıyor. Çıkarılan bir dizi hukuksuz kanunlarla özgürlükler ve demokrasi maalesef rafa kaldırıldı.” diye açıkladı.
“ARTIK YETER SÖZÜN BİTTİĞİ, BIÇAĞIN KEMİĞE DAYANDIĞI YERDEYİZ”
Haliloğlu, Başbakan’a seslenerek şunları ifade etti: “Artık yeter, sözün bittiği, bıçağın kemiğe dayandığı yerdeyiz. Çalışma barışını da ortadan kaldıran ihtilal dönemlerine ve 28 Şubatlara bile rahmet okutturacak bu hukuksuz uygulamalara son verin. 'makul şüphe' yasası ve sulh ceza hakimlikleri, unutmayalım ki yasalar uygulanır ve yasalara uyulur. Ama her yasa iyi yasa değildir. Makul şüphe yasası da demokratik haklar ve özgürlükler açısından garabet bir yasadır. Bu yasa, maalesef hukuk devletinden polis devletine geçtiğimizin açık bir belgesidir.”
Basın açıklamasının sürdüğü esnada gelen polisler, açıklamanın yapılmasını engellemek istedi. İkazın ardından kalabalık dağılmasına rağmen polisler, vatandaşlara müdahalede bulundu. Ayrıca, TOMA araçları da basın açıklamasının yapıldığı noktada 'emir gelmesi' halinde müdahale için hazır bekletildi. Kalabalık araçlarına binip, kornalara basarak Anayasa Mahkemesi'nin önünden ayrıldı. Trafik polisleri ise kornasına basılan araçların plakalarını not etti.
TANAL'DAN AYM ÖNÜNDEKİ POLİS MÜDAHALESİNE TEPKİ
CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, basın açıklaması yapmak isteyen sendika üyelerine güvenlik güçlerinin müdahalede bulunmasına tepki gösterdi. Ülke sınırlarının kevgire döndüğünü belirten Mahmut Tanal, terör örgütlerinin sınırlarda kevgir gibi girip çıktığı halde o sınırları koruyamayan bir devletin, vatandaşın basın açıklamasına tahammül edemediğini vurguladı.
CHP'li Tanal, "Özgürlüklerin bekçisi olarak vatandaşa biber gazı ile su sıkılmasın" diye AYM önüne geldiğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Emniyet mensupları burada bu tedbiri alacaklarına sınır kevgir gibi, Türkiye Cumhuriyetinin sınırlarında terör örgütü gidip geliyor. Vatandaş burada demokratik, barışçıl gösteri hakkını ve basın açıklaması yapıyor, basın açıklamasına tahammülsüzler. Basın açıklaması yapılmasına karşılık emniyet, 'su sıkacağız biber gazı ile sizi dağıtacağız' dedi. Halbuki bu insanların hepsi öğretmen, medeni, uygar insanlar; basın açıklamalarını yapıp dağılmak istediler. Sizin gözlerinizin önünde zaten herkes aracına geliyor, aracına binmelerine bile tahammül etmiyorlar, olayın şekli bu. Herhalde bu basın açıklaması birilerini çok rahatsız etti. Ben özgürlüklerin bekçisi olarak, vatandaşa biber gazı ile su sıkılmasın diye buradayım."
"ÜLKENİN SINIRLARI KEVGİR GİBİ, TERÖR ÖRGÜTLERİ GİRİP ÇIKIYOR"
Mahmut Tanal, terör örgütlerinin sınırlarda kevgir gibi girip çıktığını, o sınırları koruyamayan bir devletin vatandaşın basın açıklamasına tahammül edemediğini vurgulayarak, tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "Bugün burada barışçıl basın açıklaması yapan insanlara polisin bu tahammülsüzlüğü kabul edilebilecek bir durum değil. Bu adete 'iktidarın polisi' diyeceğiz, 'halkın polisi' değil. Halkın polisi halka bu kadar düşman gözü ile bakamaz. Halkın polisi vatandaşına bu kadar eziyet edecek bir muamele uygulamaması lazım. Dikkat ettiyseniz vatandaş aracını buraya park etmiştir. Hepimizin gözü önünde 10 dakika tahammül edemeden araçlarını çekici ile çektiler. Yani bu adaletsiz bir uygulamadır. Netice itibari ile Türkiye’nin namusu, haysiyeti, onuru bir ülkenin sınırıdır. Ülkemizin sınırları kevgir gibi terör örgütleri girip çıkıyor. Terör örgütleri sınırlarda kevgir gibi girip çıktığı halde o sınırları koruyamayan bir devlet vatandaş gelmiş burada basın açıklaması yapıyor. Basın açıklamasına tahammül edemiyorlar, bu uygulamalarını ben kınıyorum."
cihan
Yorumcuların dikkatine… • İmlası çok bozuk, • Büyük harfle yazılan, • Habere değil yorumculara yönelik, • Diğer kişilere hakaret niteliği taşıyan, • Argo, küfür ve ırkçı ifadeler içeren, • Bir iki kelimelik, konuyu zenginleştirmeyen, yorumlar KESİNLİKLE YAYIMLANMAYACAKTIR. |
Bunlar da ilginizi çekebilir...